Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Kurulu (YİK) Lideri Tuncay Özilhan, bugün gerçekleştirilen YİK toplantısında şu açıklamaları yaptı:
BÜYÜME İSTİHDAM YARATMIYOR: Türkiye pandemi karşısında izlenen nakdî genişleme ve kredi genişlemesi yardımıyla 2020’de ve bu yılın birinci çeyreğinde yeterli bir büyüme performansı gösterdi; lakin bu büyüme istihdam yaratmıyor.
NEGATİF AYRIŞIYORUZ: Gelişmiş ülkeler pandemiyle çaba için büyük mali ve nakdî kaynakları seferber edebildi, aşılamanın sağladığı muvaffakiyetin da tesiriyle fazlaca süratli büyüme sürecine girdiler; lakin Türkiye bu olumlu süreçte şimdilik negatif ayrışmaya başladı.
YÜKSEK FAİZ KEDERİ: Esnaf, KOBİ’ler ve iş dünyasının öbür mensupları yüksek enflasyon, TL’nin eriyen pahası ve tüm bunların kararı olan yüksek faizlerden kaygılı; geleceğe dönük yapılan hesaplar tutmuyor, yüklü kredi borçlarının geri ödenme zorlukları iş insanlarını düşündürüyor.
ENFLASYONLA UĞRAŞ: Para siyaseti enflasyonla gayret gayesi doğrultusunda öngörülebilir biçimde uygulanabilmiş olsaydı TL’nin pahasını korumak, enflasyonu ve faiz oranlarını daha düşük tutmak mümkün olabilirdi. Enflasyonla çabada işimiz kolay değil; TL’nin pahası ve enflasyon global gelişmelerden etkileniyor, dünyada hammadde ve lojistik maliyetleri artıyor ve enflasyonist işaretler görülüyor.
VATANDAŞ EZİLİYOR: Enflasyonun seyrine bağlı olarak gelişmiş ülkelerin para siyasetini sıkılaştırmalarının gündeme gelebileceği bir periyoda giriyoruz, bu da enflasyonla çaba için bizim de para siyasetinde sıkılığa bir süre daha devam etmemizi gerektirebilir. Yüksek dolaylı vergiler de hayat pahalılığına sebep oluyor; ağır vergiler vatandaşı eziyor, yoksullaşmasına sebep oluyor.
TL’DE BEDEL KAYBI: Dış siyasetteki gelişmeler de fon girişini ve ötürüsıyla TL’nin pahasını etkiliyor. Dış siyasetimizin uzun vadeli ve istikrarlı bir çizgiye oturması ve liberal global sistem istikametinde seyretmesi risk primini düşürerek faiz-kur kapanına düşmemizi engelleyebilir; bu sayede TL’nin kıymetinde önümüzdeki aylarda yükselme ve enflasyonda bir ölçü gevşeme umudumuz olduğunu düşünüyoruz
MEGA PROJELER: Vatandaşın ödediği vergilerle finanse edilen devletin harcamaları direkt beşere hizmet etmeyen projelere akıtılırsa sürdürülebilir büyüme sağlanamaz
SEDAT PEKER’İN ARGÜMANLARI: Hepimizi son vakit içinderda en çok düşündüren ve kaygılandıran mevzu ise hukuk devleti anlayışı ile hiç bir biçimde bağdaşmayacak, karmaşık, karanlık bağlantılar ağının mevcudiyetine ait argümanlar.
KUŞKULAR GİDERİLMELİ: Bu savlar, yolsuzluklar, kabahat örgütleri, siyasi etik, medya etiği, iş etiği üzere başlıkların kamuoyunda ağır halde tartışılmasına yol açıyor; kamuoyu nezdinde lisana gelen bu kuşkuların giderilmesi gerekiyor. Pak toplum, pak siyaset için her türlü gayretin geçmişte olduğu üzere bundan daha sonra da yanında olacağız; mevcut tartışmaların hukuk devleti ve demokratikleşme sürecinin gelişmesine hizmet etmesi en büyük temennimiz.
TÜSİAD LİDERİ: EN KRİTİK SORUN KURUMSUZLAŞMA
TÜSİAD İdare Konseyi Lideri Simone Kaslowski ise TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu toplantısında şöyleki konuştu:
EN KRİTİK SORUN: Türkiye iktisadının bugün karşı karşıya olduğu en kritik sorun “kurumsuzlaşmadır”. Kurumlarımızın zayıflaması, karar verme ve uygulama süreçlerinde uzun vadeli, öngörülebilir, bilimsel plan ve aksiyonların yerini kısa vadeli karar ve uygulamaların alması, istişare düzeneğinin gereğince çalıştırılmaması üzere sıkıntılarımız var.
ÖNEMLİ HASAR VERDİ: Her geçen gün kurumlardaki bu eriyişin, idari sistemimizin işleyişine, toplumumuzun refah ve huzuruna, ülkemizin piyasalardaki görünümüne, prestijine, güvenilirliğine ne derece önemli hasar verdiğini daha güzel görüyoruz.
HDP’NİN KAPATILMASI Siyasetin faal ve saydam olması demokrasimizin işlerliği için birinci şarttır; siyasi partiler demokrasilerin en değerli ögesidir. Siyaseti, parti kapatmalarla, siyasetten yasaklamalarla değil; demokratik kanalları açık tutacak biçimde ele alan, hesap verebilirliği geliştiren, siyasetin finansmanını siyasi etik ölçülerine bakılırsa düzenleyen, üniversal hukuk ve AB standartlarında bir yasal altyapı demokratik sistemimizi güçlendirecektir
DERİN YALNIZLIK: Memleketler arası alandaki derin yalnızlıktan kurtulmamız gerektiğini düşünüyoruz. Müttefiklerle ve etraf ülkelerle alakaların onarılmasını, Türkiye’nin stratejik kimliğinin, maksat aldığı çağdaş kıymetler doğrultusunda netleşmesini, AB ile alakaların al-ver kapanından kurtularak tam üyelik amacı ile ileriye gdolayılmesini bekliyoruz
AİHM KARARLARINA UYULMALI: Meşum darbe teşebbüsü kararında bozulan güvenlik-özgürlük istikrarının onarılması mutlak bir gereklilik. Ferdi hak ve özgürlüklere yönelik kısıtlamaların kalkması, hukukun üstünlüğüne hürmetin tesisi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uyulması, yeni bir tamir periyodunun şayet olmazsa olmaz adımlardır
BİRLİKLERİN GÜVENLİĞİ: Afganistan’da Türk askerlerinin ABD ve NATO çekildikten daha sonra nazaranv yapması sonucunın da etraflıca tartışılmasından, birliklerimizin güvenliğinin sağlanması için gerekli tüm şartların oluşturulacağından da emin olmak isteriz
Yatırım tavsiyesi içermez.
BÜYÜME İSTİHDAM YARATMIYOR: Türkiye pandemi karşısında izlenen nakdî genişleme ve kredi genişlemesi yardımıyla 2020’de ve bu yılın birinci çeyreğinde yeterli bir büyüme performansı gösterdi; lakin bu büyüme istihdam yaratmıyor.
NEGATİF AYRIŞIYORUZ: Gelişmiş ülkeler pandemiyle çaba için büyük mali ve nakdî kaynakları seferber edebildi, aşılamanın sağladığı muvaffakiyetin da tesiriyle fazlaca süratli büyüme sürecine girdiler; lakin Türkiye bu olumlu süreçte şimdilik negatif ayrışmaya başladı.
YÜKSEK FAİZ KEDERİ: Esnaf, KOBİ’ler ve iş dünyasının öbür mensupları yüksek enflasyon, TL’nin eriyen pahası ve tüm bunların kararı olan yüksek faizlerden kaygılı; geleceğe dönük yapılan hesaplar tutmuyor, yüklü kredi borçlarının geri ödenme zorlukları iş insanlarını düşündürüyor.
ENFLASYONLA UĞRAŞ: Para siyaseti enflasyonla gayret gayesi doğrultusunda öngörülebilir biçimde uygulanabilmiş olsaydı TL’nin pahasını korumak, enflasyonu ve faiz oranlarını daha düşük tutmak mümkün olabilirdi. Enflasyonla çabada işimiz kolay değil; TL’nin pahası ve enflasyon global gelişmelerden etkileniyor, dünyada hammadde ve lojistik maliyetleri artıyor ve enflasyonist işaretler görülüyor.
VATANDAŞ EZİLİYOR: Enflasyonun seyrine bağlı olarak gelişmiş ülkelerin para siyasetini sıkılaştırmalarının gündeme gelebileceği bir periyoda giriyoruz, bu da enflasyonla çaba için bizim de para siyasetinde sıkılığa bir süre daha devam etmemizi gerektirebilir. Yüksek dolaylı vergiler de hayat pahalılığına sebep oluyor; ağır vergiler vatandaşı eziyor, yoksullaşmasına sebep oluyor.
TL’DE BEDEL KAYBI: Dış siyasetteki gelişmeler de fon girişini ve ötürüsıyla TL’nin pahasını etkiliyor. Dış siyasetimizin uzun vadeli ve istikrarlı bir çizgiye oturması ve liberal global sistem istikametinde seyretmesi risk primini düşürerek faiz-kur kapanına düşmemizi engelleyebilir; bu sayede TL’nin kıymetinde önümüzdeki aylarda yükselme ve enflasyonda bir ölçü gevşeme umudumuz olduğunu düşünüyoruz
MEGA PROJELER: Vatandaşın ödediği vergilerle finanse edilen devletin harcamaları direkt beşere hizmet etmeyen projelere akıtılırsa sürdürülebilir büyüme sağlanamaz
SEDAT PEKER’İN ARGÜMANLARI: Hepimizi son vakit içinderda en çok düşündüren ve kaygılandıran mevzu ise hukuk devleti anlayışı ile hiç bir biçimde bağdaşmayacak, karmaşık, karanlık bağlantılar ağının mevcudiyetine ait argümanlar.
KUŞKULAR GİDERİLMELİ: Bu savlar, yolsuzluklar, kabahat örgütleri, siyasi etik, medya etiği, iş etiği üzere başlıkların kamuoyunda ağır halde tartışılmasına yol açıyor; kamuoyu nezdinde lisana gelen bu kuşkuların giderilmesi gerekiyor. Pak toplum, pak siyaset için her türlü gayretin geçmişte olduğu üzere bundan daha sonra da yanında olacağız; mevcut tartışmaların hukuk devleti ve demokratikleşme sürecinin gelişmesine hizmet etmesi en büyük temennimiz.
TÜSİAD LİDERİ: EN KRİTİK SORUN KURUMSUZLAŞMA
TÜSİAD İdare Konseyi Lideri Simone Kaslowski ise TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu toplantısında şöyleki konuştu:
EN KRİTİK SORUN: Türkiye iktisadının bugün karşı karşıya olduğu en kritik sorun “kurumsuzlaşmadır”. Kurumlarımızın zayıflaması, karar verme ve uygulama süreçlerinde uzun vadeli, öngörülebilir, bilimsel plan ve aksiyonların yerini kısa vadeli karar ve uygulamaların alması, istişare düzeneğinin gereğince çalıştırılmaması üzere sıkıntılarımız var.
ÖNEMLİ HASAR VERDİ: Her geçen gün kurumlardaki bu eriyişin, idari sistemimizin işleyişine, toplumumuzun refah ve huzuruna, ülkemizin piyasalardaki görünümüne, prestijine, güvenilirliğine ne derece önemli hasar verdiğini daha güzel görüyoruz.
HDP’NİN KAPATILMASI Siyasetin faal ve saydam olması demokrasimizin işlerliği için birinci şarttır; siyasi partiler demokrasilerin en değerli ögesidir. Siyaseti, parti kapatmalarla, siyasetten yasaklamalarla değil; demokratik kanalları açık tutacak biçimde ele alan, hesap verebilirliği geliştiren, siyasetin finansmanını siyasi etik ölçülerine bakılırsa düzenleyen, üniversal hukuk ve AB standartlarında bir yasal altyapı demokratik sistemimizi güçlendirecektir
DERİN YALNIZLIK: Memleketler arası alandaki derin yalnızlıktan kurtulmamız gerektiğini düşünüyoruz. Müttefiklerle ve etraf ülkelerle alakaların onarılmasını, Türkiye’nin stratejik kimliğinin, maksat aldığı çağdaş kıymetler doğrultusunda netleşmesini, AB ile alakaların al-ver kapanından kurtularak tam üyelik amacı ile ileriye gdolayılmesini bekliyoruz
AİHM KARARLARINA UYULMALI: Meşum darbe teşebbüsü kararında bozulan güvenlik-özgürlük istikrarının onarılması mutlak bir gereklilik. Ferdi hak ve özgürlüklere yönelik kısıtlamaların kalkması, hukukun üstünlüğüne hürmetin tesisi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uyulması, yeni bir tamir periyodunun şayet olmazsa olmaz adımlardır
BİRLİKLERİN GÜVENLİĞİ: Afganistan’da Türk askerlerinin ABD ve NATO çekildikten daha sonra nazaranv yapması sonucunın da etraflıca tartışılmasından, birliklerimizin güvenliğinin sağlanması için gerekli tüm şartların oluşturulacağından da emin olmak isteriz
Yatırım tavsiyesi içermez.