Pasif içicilik testte çıkar mı ?

Dusun

New member
“Ayla Kaç Yaşında?” Sorusu ve Bir Toplumun Gerçek Yüzü

Geçen gün bir televizyon röportajında bir genç kıza “Ayla kaç yaşında?” diye soruluyor. Kız düşünüyor, gülüyor, cevap veremiyor. Bu sahne sosyal medyada binlerce kez paylaşıldı, yorumlar yağmur gibi: “Yeni nesil cahil!”, “Eğitim sistemi çöktü!”, “Z kuşağından bir şey olmaz!”

Ama ben o videoyu izlerken sadece gülmedim, içim acıdı. Çünkü bu video sadece bir sorunun cevabını bilmeyen birini değil, **toplumsal bir aynayı** gösteriyor. Gerçekten mesele sadece “Ayla”nın kaç yaşında olduğunu bilmek mi, yoksa bu sorunun etrafında dönen **bilgi, kültür, empati ve strateji** eksikliğimiz mi?

---

Erkeklerin Stratejik Yorumu: Bilgi Neden Gereklidir?

Erkeklerin konuyu ele alış biçimi genellikle sistemsel bir yere varıyor. Onlara göre bu olay, eğitim sisteminin zayıflığını, müfredatın yetersizliğini ya da bilgiye değer verilmemesini ortaya koyuyor.

“Ayla filmi 2017’de vizyona girdi. Kore Savaşı’nı konu alıyor. Tarihi, biyografik bir film. Bu bile bilinmiyorsa, gençler ne biliyor?” diyorlar.

Erkek bakışı şu temel soruları soruyor:

* Eğitim sistemimiz neden kültürel hafıza oluşturamıyor?

* Tarihi olaylar neden gençlerin ilgisini çekmiyor?

* Medya, gençlerin entelektüel gelişimine katkı mı sağlıyor, yoksa onları yüzeysel mi bırakıyor?

Çözüm odaklı yaklaşımları net:

Daha fazla belgesel, daha güçlü tarih eğitimi, sınav sisteminden ezberin çıkarılması, düşünsel sorgulama becerisinin artırılması.

Ama bir şey eksik: Peki bu genç neden o soruya cevap veremedi? Sadece “bilmiyor” mu, yoksa “bilmeye neden ihtiyaç duymamış” mı?

---

Kadınların Empatik Yorumu: Bilgi Değil, Bağ Kuramamak

Kadınların bu olaya bakışı çok daha ilişkisel. Birçoğu bu videoyu “bir bilmemeden” çok “bir uzaklaşma” olarak yorumluyor.

Genç kız, Ayla’yı neden bilmiyor? Belki ailesinde Kore Savaşı’yla ilgili konuşulmadı. Belki öğretmenleri filmi dersle ilişkilendirmedi. Belki evinde kitap yok. Belki hayatında ona ilham verecek bir kadın figür olmadı.

Kadınlar, genellikle şu tür sorular soruyor:

* Genç kızlara ilham verecek kahraman hikâyeleri neden anlatılmıyor?

* Sınıfsal eşitsizlik, bilgiye erişimi nasıl etkiliyor?

* Medya genç kızlara ne sunuyor: TikTok dansları mı, Ayla gibi rol modeller mi?

Empati merkezli bu bakış açısı, çözüme de farklı bir kapı açıyor:

* Eğitim sadece ders değil, duygusal bağ kurma sürecidir.

* Kız çocuklarına toplumsal belleği aktaracak kadın öğretmenlere ve rol modellere ihtiyaç var.

* Bilgiyi “öğreten” değil, “yaşatan” bir topluma dönüşmek gerek.

---

Toplumsal Bellek Neden Kırılıyor?

“Ayla kaç yaşında?” sorusu, cevabı Wikipedia’da olan basit bir soru gibi görünse de, aslında çok daha derin bir problemi işaret ediyor: **Toplumun kolektif belleği kırılıyor.**

Bugünün gençleri geçmişle bağ kuramıyor. Savaşlar, kahramanlıklar, trajediler, fedakârlıklar… Hepsi birkaç ders saatine sıkışıyor, sonra unutuluyor.

Peki neden?

* **Aile içi anlatım kültürü zayıfladı.** Eskiden dedeler, nineler hikâyeler anlatırdı. Şimdi herkes telefonunda.

* **Okullarda tarih yaşamıyor, ezberleniyor.** Öğrenciler Kore Savaşı’nı değil, test çözme taktiklerini biliyor.

* **Popüler kültür her şeyi yutuyor.** Gerçek hikâyeler yerine “influencer” hayatları gündemde.

**Soru:** Sizce gençlerin kültürel belleğe uzaklaşmasında en büyük etken ne: aile mi, eğitim mi, medya mı?

---

Peki Sadece Gençler mi Suçlu?

Forumda en sık gördüğüm yorumlar şunlar:

> “Gençler okumuyor!”

> “Telefon ellerinden düşmüyor!”

> “Z kuşağından hiçbir şey olmaz!”

Ama soralım:

* Gençlerin ellerine kitap kim verdi?

* O telefonu alan kim?

* Eğitim sistemini kim kurdu?

Eleştirdiğimiz gençler bizim eserimiz. Onlara yönelttiğimiz öfke, aslında **kendi ihmal ettiğimiz sorumlulukların yansıması**.

Gençler bilgiye aç, ama **neyle beslendikleri** bizim elimizde.

---

Ayla’nın Yaşı Değil, Bizim Yaşadıklarımız Önemli

Ayla, Kore Savaşı’nda bir Türk askerinin koruyup büyüttüğü küçük bir Koreli kız çocuğu. Filmde insanlık, merhamet, savaşın yıkıcılığı ve kültürler arası bağ anlatılıyor. Bu sadece tarih değil; **bir insanlık dersi.**

Ayla bugün yaşasaydı, 70 yaşını geçmiş olurdu. Ama yaşından çok daha fazlası temsil ediyor:

* Bir milletin dünyaya uzanan vicdanını,

* Bir askerle küçük bir çocuğun kardeşliğini,

* Kültürler ötesi bir sevgiyi.

Gençlerin bunu bilmemesi yalnızca “bilgisizlik” değil, **bağsızlık.**

---

Son Söz Yerine: Bir Soru Daha…

“Ayla kaç yaşında?”

Evet, belki bir bilgi sorusu. Ama aynı zamanda bir test:

* Toplum olarak geçmişimizle ne kadar bağ kurabiliyoruz?

* Gençlere nasıl bir kültür mirası bırakıyoruz?

* Erkeklerin stratejik bilgisiyle, kadınların empatik sesi ne zaman bir araya gelecek?

**Peki sizce bu soruya cevap veremeyen gençleri suçlamak mı gerek, yoksa onları yalnız bırakan sistemi mi sorgulamalıyız?**

Forum sizin, söz sizde.
 
Üst