Avcılar
Member
Ertesi yıl Abdul-Jabbar, Amerikan önyargısını protesto etmek için Yaz Olimpiyatlarından kaçındı. Bir televizyon röportajında ”Amerika benim vatanım değil” dedi. “Sadece burada yaşıyorum.”
Bu günlerde, Şu anda Berkeley’deki California Üniversitesi’nde emekli bir sosyoloji profesörü olan Harry Edwards, Amerikan ırkçılığına karşı protestolarda yeni bir siyah sporcu dalgasına öncülük etti. Abdul-Jabbar bu hamlenin önemli bir parçasıydı. Ayrıca siyah Afrikalı mirasını kucaklamak için İslam’a döndü ve adını Lew Alcindor’dan Kareem (cömert) Abdul (Allah’ın kulu) Jabbar (güçlü) olarak değiştirdi.
Edwards geçenlerde bana “Bağlamı anlamalısın” dedi. “Siyahilerin hayatlarının önemli olup olmadığı konusunda hâlâ tartışıyoruz. O zamanlar siyahların hayatları hiç önemli değildi. O zamanlar, “Amerika” dediğin zaman, bu “beyaz insanlar”ın koduydu. Peki bu insanlar, Müslümanım, Allah’a inanıyorum diyen, biat ettiğim siyahi bir sporcuyla nasıl özdeşleşiyor? Yapmadılar ve ona haber verdiler.”
Edwards, “Kareem’in yaptığı Amerikan idealine ihanet olarak görüldü. Hayatını riske attı.”
Siyah atletler ırkçılığa karşı konuştuklarında hâlâ başarısızlıklarla karşılaşıyorlar, ancak Ali, Robinson, Russell ve Abdul-Jabbar gibi Siyahi efsaneler sayesinde artık sesleri daha güçlü ve etkileri daha güçlü.
James, Eric Garner için “I Can’t Breathe” tişörtü veya Trayvon Martin için kapşonlu giydiğinde ya da Jacob Blake için bir NBA grevine katıldığında onların izlerini gördünüz. Sağcı uzmanlar protesto için James ve meslektaşlarına saldırdığında, Abdul-Jabbar’ın da sıcak koltukta olduğunu unutmayın.
Buradaki mesaj “Orada bulundum, bunu yaptım, daha fazla dinlememe gerek yok” değil, hayır, hiç de değil.
Bu günlerde, Şu anda Berkeley’deki California Üniversitesi’nde emekli bir sosyoloji profesörü olan Harry Edwards, Amerikan ırkçılığına karşı protestolarda yeni bir siyah sporcu dalgasına öncülük etti. Abdul-Jabbar bu hamlenin önemli bir parçasıydı. Ayrıca siyah Afrikalı mirasını kucaklamak için İslam’a döndü ve adını Lew Alcindor’dan Kareem (cömert) Abdul (Allah’ın kulu) Jabbar (güçlü) olarak değiştirdi.
Edwards geçenlerde bana “Bağlamı anlamalısın” dedi. “Siyahilerin hayatlarının önemli olup olmadığı konusunda hâlâ tartışıyoruz. O zamanlar siyahların hayatları hiç önemli değildi. O zamanlar, “Amerika” dediğin zaman, bu “beyaz insanlar”ın koduydu. Peki bu insanlar, Müslümanım, Allah’a inanıyorum diyen, biat ettiğim siyahi bir sporcuyla nasıl özdeşleşiyor? Yapmadılar ve ona haber verdiler.”
Edwards, “Kareem’in yaptığı Amerikan idealine ihanet olarak görüldü. Hayatını riske attı.”
Siyah atletler ırkçılığa karşı konuştuklarında hâlâ başarısızlıklarla karşılaşıyorlar, ancak Ali, Robinson, Russell ve Abdul-Jabbar gibi Siyahi efsaneler sayesinde artık sesleri daha güçlü ve etkileri daha güçlü.
James, Eric Garner için “I Can’t Breathe” tişörtü veya Trayvon Martin için kapşonlu giydiğinde ya da Jacob Blake için bir NBA grevine katıldığında onların izlerini gördünüz. Sağcı uzmanlar protesto için James ve meslektaşlarına saldırdığında, Abdul-Jabbar’ın da sıcak koltukta olduğunu unutmayın.
Buradaki mesaj “Orada bulundum, bunu yaptım, daha fazla dinlememe gerek yok” değil, hayır, hiç de değil.