Ülkemizin en başarılı ekip sporu bayan voleybolunun lokomotif kulüplerinden biri olan Vakıfbank’ındünyaca ünlü yıldızlarından ikisi, SÖZCÜ HaftaSonu’nun konuğu oldu: Zehra Güneş ve İsabelle Haak…
3 FIVB Kulüpler Dünya Şampiyonası şampiyonluğu. 4 CEV Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu. 12 Türkiye Ligi şampiyonluğu. 2 Guinness Dünya Rekoru. 1986’da kurulan VakıfBank, 9 kupa ile ‘Türkiye’nin memleketler arası alanda en hayli şampiyonluk goren takımı’ unvanını elinde bulunduruyor. Ülkemizin en başarılı kadro sporu bayan voleybolunun lokomotif kulüplerinden biri olan sarı-siyahlıların dünyaca ünlü yıldızlarından ikisi, SÖZCÜ HaftaSonu’nun konuğu oldu: Genç yaşlarına karşın hayli sayıda kişisel ödül kazanan, beraberinde güzellikleriyle dikkat çeken Zehra Güneş ve İsabelle Haak.
SEVGİYİ EMEKLE KAZANDIK
Ulusal Takım’da da, VakıfBank’ta da en büyük misyonumuz, Türk bayanının neler başarabileceğini memleketler arası arenada göstermek. Tanınırlığımız ve insanların ilgisi epeyce arttı. Bu; hakikaten epeyce farklı, epey özel bir his
– Zehra, Zehra’yı nasıl anlatır?
– İnatçı, hırslı ve duygusal.
– niye voleybol? Nasıl başladı macera?
– Voleybola VakıfBank’ta başladım. 12 yaşındaydım ve VakıfBank, okulumuza seçmelere gelmişti. Bu sayede voleybola adım atmış oldum. Aslında o devirde sporla pek bir ilgili değildim. Boyum uzun olduğu için başladım. Lakin ondan sonrasında voleybolu epey sevdim.
– Türkiye’nin en başarılı ulusal kadrosunun tanınan bir üyesi olmak nasıl bir his?
– Takviye görüyor olmak fazlaca özel. Gayemiz bu başarıyı sürdürülebilir bir biçimde arttırarak devam ettirmek. Umuyorum ki bu takviyesi hak etmeye devam edeceğiz.
OLİMPİYAT ÇOK FARKLI
– Çok güçlü ve ağır bir yaz periyodu. Nasıl ayakta kaldınız?
– Fizikî yorgunluk dinlenerek geçiyor; asıl yorgunluk mental olanı. Fakat tüm kulvarlarda başarılara ulaşmak istiyorsanız bununla da baş etmeniz gerekiyor. Biz de bu manada bence âlâ iş çıkartıyoruz.
– Tokyo macerası, olimpiyat heyecanı…
– Olimpiyat her atletin hayalidir. Çocukluğumuzdan beri o anın hayalini kuruyoruz. Harika bir deneyimdi. ‘Anlatılmaz; yaşanır’ derler ya işte o denli bir tecrübeydi. Çok ağır bir yaz geçirdik. Büyük deneyimler edindik.
– A Ulusal Kadro yalnızca bir ‘takım’ değil. Türk bayanını da dünyada temsil ediyor. Bu, kıymetli bir sorumluluk.
– Natürel ki o denli. Ulusal formayı giymek her vakit ülkenizi, milletinizi temsil etmek manasına gelir. O formayı taşımak bizler için epey büyük bir gurur ve sorumluluk. Bizim Ulusal Takım’da da, VakıfBank’ta da en büyük misyonumuz, Türk hanımının neler başarabileceğini milletlerarası arenada göstermek.
SONUNA KADAR VAKIF
– Sokakta tanınıyor olmak nasıl bir his?
– Yaz devrinden daha sonra tanınırlığımız ve insanların ilgisi epey daha fazla arttı. Bu; hakikaten hayli farklı, epeyce özel bir his. Bu sevgiyi alanda verdiğimiz emekle kazandık diye düşünüyorum.
– Dünyanın en uygun kulüplerinden birinde oynayan bir Türk voleybolcunun diğer gayesi var mı?
– Amaçlar başarıldıkça yeni maksatlar belirleniyor ve her dönem yeni amaçlarımız için yüksek motivasyonla çalışıyoruz. Mesleğimin sonuna kadar burada olmak, VakıfBank formasını taşımak, kaptan olmak ve formamı Beğenilen Kırdar’ın emekli edilen forması üzere salonumuzda görmek istiyorum.
– Orta vermeden yeni dönem. VakıfBank’ın gayesi 5 kupa.
– Her döneme bu gayeyle başlıyoruz. Pandemi sürüyor fakat geçen döneme göre biraz daha olağana döndük diyebiliriz. Taraftarlarımıza kavuştuk. Genç ve dinamik bir grubuz. Tüm kupaları almak için elimizden geleni yapacağız. Umarım 35. dönemimiz epey hoş, unutulmaz olur.
– İdolün var mı?
– İsim veremem. Çok özel atletler var ve hepsinden beni etkileyen istikametleri alarak kendimde birleştirmeye çalışıyorum.
– Konut işleri?
– Ailem ile birlikte yaşıyorum. Doğal ki gerektiğinde ben de yardımcı oluyorum fakat idman ve maç yoğunluğu derken konut işlerini çoklukla annem yapıyor (Gülerek).
ZEHRA’NIN ‘EN’LERİ
İsabelle Haak, en sevdiği Türk yemeğini lokantada bu biçimde istiyor:
ÇEK BİR KURU-PİLAV!
İstanbul’a alışmak güç fakat yapacak epey şey, gidilecek milyonlarca restoran var! Türk yemeklerini epeyce seviyorum. Kendim için en epey sipariş ettiğim şey pirinç ve fasulye, yani kuru-pilav
– İsabelle Haak nasıl biri?
– Alanda hırslı ve enerjik. Saha haricinde ise sakin ve rahat. Bu istikametimi genelde kimse bilmez.
– Saha haricinde ne yapıyorsun?
– Ailemle vakit geçirmeyi severim. Benim için fazlaca kıymetliler. Bilmediğim yerleri gezmeyi görmeyi ve tanımayı da severim.
– İstanbul?
– Yapacak fazlaca şey var; mesela gidilecek milyonlarca restoran! Ailem de burada olmayı seviyor. Pandemi yüzünden epey gelememişlerdi ancak artık sanıyorum düzelecek bir şeyler.
– En sevmediğin şey trafik herbiçimde.
– Daha evvel hiç bu biçimde bir şey yaşamadım! Lakin boğaz kusursuz. Vakit zaman tekneyle boğaz tipi yapıyorum.
– Türk yemekleri?
– Hakikaten epeyce seviyorum. Kendim için en hayli sipariş ettiğim şey pirinç ve fasulye; yani kuru-pilav!
18 MİLYON İNSAN!
– Çok farklı iki ülke ve halk. Ahenk sağlamak sıkıntı oldu mu?
– Ben İsveç’te Stockholm’de de büyümedim. Çok daha küçük yerlerde yaşadım. Bu yüzden ‘büyük şehir’ kavramı benim için fazlaca değerli bir adım. 18 milyon insan var İstanbul’da, alışmak doğal ki güç.
– İsveç bir voleybol ülkesi değil. niye voleybolu seçtin?
– Annem atlet olmamı teşvik etti, küçükken. Voleybol yahut basketboldu seçenekler. Ben voleybolu tercih ettim. Kardeşimle konutumuzun bahçesinde oynardık. daha sonra yaşadığımız kentteki bir kulübe giderek başladım.
– Dünyaca ünlü epey İsveçli atlet var. Kimleri söylersin en düzgünler olarak?
– Evvel Zlatan İbrahimovic. daha sonra Sarah Sjöström. Son devirde de Armand Duplantis. Her branşta epey uygun isimlerin olması, ülkedeki gençler için ilham verici.
– Voleybolda epey ağır bir takvim var. Sizi zorluyor mu?
– Herkes için yorucu. Dönem uzunluğu kulüpler, yaz devri ulusal gruplar. İsveç üzere birtakım ülkelerin bu kadar uzun vadeli maç takvimi yok lakin birçok kadro arkadaşımın hem fizikî birebir vakitte mental olarak zorlandığını biliyorum.
– Nasıl başa çıkılıyor?
– Bence büyük turnuvalarda oynamak büyük bir onur. Bu her sportmen için büyük motivasyon kaynağı oluyor. Mental olarak bu biçimde ayakta kalabilirsiniz. Örneğin olimpiyat. Sizi ekstra motive ediyor. Orada olmak, her şeye değiyor.
AİLE ÜZEREYİZ
– VakıfBank macerası nasıl başladı?
– Dünyanın en kuvvetli kadrosuydu ve uzun müddettir takip ediyordum. Fransa’da oynarken teklif geldi. Çok keyifli oldum ve gurur duydum. Hakikat karar verdim. Burada bir aile üzereyiz. Çok düzgün arkadaşlarım var.
– Geçen dönem Şampiyonlar Ligi’ni finalde kaybettiniz.
– Bilhassa 4. sette yanlış gitti bir şeyler. Rakip İmoco fazlaca güzel oynadı. Bu tip maçlarda küçük ayrıntılar kazananı belirliyor. Kırılma noktaları oluyor. O denli oldu. Bizim için makus bir mağlubiyetti ancak sporda bunlar oluyor.
– Bu sezonki VakıfBank?
– Genç, güç dolu bir grubuz. Bu enerjiyi alana yansıtırsak düzgün voleybol oynayacağımızı düşünüyorum.
– Nedir muvaffakiyet olmanın ölçüsü?
– Natürel ki her kupayı kazanmak. Bu kuvvetli bir müddetç. Tüm dönem boyunca uygun olmak zorundasınız.
– Senin için dünyanın en âlâ voleybolcuları kimler?
– Bu soruya karşılık vermem hayli güç. Politik olayım; VakıfBank’taki ekip arkadaşlarım diyeyim!
– Sen bir pasör çaprazısın. Voleybolda işi en sıkıntı olan kim?
– Doğal ki pasör. Oyunu epeyce yeterli okuyup en hakikat vakitte en gerçek bireye konum hazırlamak zorunda. Bu yüzden her kadrodaki pasörlere büyük hürmetim var.
KİMLİK KARTI
3 FIVB Kulüpler Dünya Şampiyonası şampiyonluğu. 4 CEV Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu. 12 Türkiye Ligi şampiyonluğu. 2 Guinness Dünya Rekoru. 1986’da kurulan VakıfBank, 9 kupa ile ‘Türkiye’nin memleketler arası alanda en hayli şampiyonluk goren takımı’ unvanını elinde bulunduruyor. Ülkemizin en başarılı kadro sporu bayan voleybolunun lokomotif kulüplerinden biri olan sarı-siyahlıların dünyaca ünlü yıldızlarından ikisi, SÖZCÜ HaftaSonu’nun konuğu oldu: Genç yaşlarına karşın hayli sayıda kişisel ödül kazanan, beraberinde güzellikleriyle dikkat çeken Zehra Güneş ve İsabelle Haak.
SEVGİYİ EMEKLE KAZANDIK
Ulusal Takım’da da, VakıfBank’ta da en büyük misyonumuz, Türk bayanının neler başarabileceğini memleketler arası arenada göstermek. Tanınırlığımız ve insanların ilgisi epeyce arttı. Bu; hakikaten epeyce farklı, epey özel bir his
– Zehra, Zehra’yı nasıl anlatır?
– İnatçı, hırslı ve duygusal.
– niye voleybol? Nasıl başladı macera?
– Voleybola VakıfBank’ta başladım. 12 yaşındaydım ve VakıfBank, okulumuza seçmelere gelmişti. Bu sayede voleybola adım atmış oldum. Aslında o devirde sporla pek bir ilgili değildim. Boyum uzun olduğu için başladım. Lakin ondan sonrasında voleybolu epey sevdim.
– Türkiye’nin en başarılı ulusal kadrosunun tanınan bir üyesi olmak nasıl bir his?
– Takviye görüyor olmak fazlaca özel. Gayemiz bu başarıyı sürdürülebilir bir biçimde arttırarak devam ettirmek. Umuyorum ki bu takviyesi hak etmeye devam edeceğiz.
OLİMPİYAT ÇOK FARKLI
– Çok güçlü ve ağır bir yaz periyodu. Nasıl ayakta kaldınız?
– Fizikî yorgunluk dinlenerek geçiyor; asıl yorgunluk mental olanı. Fakat tüm kulvarlarda başarılara ulaşmak istiyorsanız bununla da baş etmeniz gerekiyor. Biz de bu manada bence âlâ iş çıkartıyoruz.
– Tokyo macerası, olimpiyat heyecanı…
– Olimpiyat her atletin hayalidir. Çocukluğumuzdan beri o anın hayalini kuruyoruz. Harika bir deneyimdi. ‘Anlatılmaz; yaşanır’ derler ya işte o denli bir tecrübeydi. Çok ağır bir yaz geçirdik. Büyük deneyimler edindik.
– A Ulusal Kadro yalnızca bir ‘takım’ değil. Türk bayanını da dünyada temsil ediyor. Bu, kıymetli bir sorumluluk.
– Natürel ki o denli. Ulusal formayı giymek her vakit ülkenizi, milletinizi temsil etmek manasına gelir. O formayı taşımak bizler için epey büyük bir gurur ve sorumluluk. Bizim Ulusal Takım’da da, VakıfBank’ta da en büyük misyonumuz, Türk hanımının neler başarabileceğini milletlerarası arenada göstermek.
SONUNA KADAR VAKIF
– Sokakta tanınıyor olmak nasıl bir his?
– Yaz devrinden daha sonra tanınırlığımız ve insanların ilgisi epey daha fazla arttı. Bu; hakikaten hayli farklı, epeyce özel bir his. Bu sevgiyi alanda verdiğimiz emekle kazandık diye düşünüyorum.
– Dünyanın en uygun kulüplerinden birinde oynayan bir Türk voleybolcunun diğer gayesi var mı?
– Amaçlar başarıldıkça yeni maksatlar belirleniyor ve her dönem yeni amaçlarımız için yüksek motivasyonla çalışıyoruz. Mesleğimin sonuna kadar burada olmak, VakıfBank formasını taşımak, kaptan olmak ve formamı Beğenilen Kırdar’ın emekli edilen forması üzere salonumuzda görmek istiyorum.
– Orta vermeden yeni dönem. VakıfBank’ın gayesi 5 kupa.
– Her döneme bu gayeyle başlıyoruz. Pandemi sürüyor fakat geçen döneme göre biraz daha olağana döndük diyebiliriz. Taraftarlarımıza kavuştuk. Genç ve dinamik bir grubuz. Tüm kupaları almak için elimizden geleni yapacağız. Umarım 35. dönemimiz epey hoş, unutulmaz olur.
– İdolün var mı?
– İsim veremem. Çok özel atletler var ve hepsinden beni etkileyen istikametleri alarak kendimde birleştirmeye çalışıyorum.
– Konut işleri?
– Ailem ile birlikte yaşıyorum. Doğal ki gerektiğinde ben de yardımcı oluyorum fakat idman ve maç yoğunluğu derken konut işlerini çoklukla annem yapıyor (Gülerek).
ZEHRA’NIN ‘EN’LERİ
- Sevdiği şey: Voleybol oynamak
- Yemek: Boşnak mantısı
- Oyuncu (sinema/TV): Morgan Freeman
- Sinema: A Star is Born
- Dizi: Brooklyn 99
- Kitap ve muharrir: Başlangıç – Dan Brown
- Zehra Güneş
- Doğum Tarihi: 07.07.1999
- Uzunluk: 1.97 m.
- Konum: Orta oyuncu
- Ülke: Türkiye
- Smaç yüksekliği: 3.19 m.
- Blok yüksekliği: 3.10 m.
İsabelle Haak, en sevdiği Türk yemeğini lokantada bu biçimde istiyor:
ÇEK BİR KURU-PİLAV!
İstanbul’a alışmak güç fakat yapacak epey şey, gidilecek milyonlarca restoran var! Türk yemeklerini epeyce seviyorum. Kendim için en epey sipariş ettiğim şey pirinç ve fasulye, yani kuru-pilav
– İsabelle Haak nasıl biri?
– Alanda hırslı ve enerjik. Saha haricinde ise sakin ve rahat. Bu istikametimi genelde kimse bilmez.
– Saha haricinde ne yapıyorsun?
– Ailemle vakit geçirmeyi severim. Benim için fazlaca kıymetliler. Bilmediğim yerleri gezmeyi görmeyi ve tanımayı da severim.
– İstanbul?
– Yapacak fazlaca şey var; mesela gidilecek milyonlarca restoran! Ailem de burada olmayı seviyor. Pandemi yüzünden epey gelememişlerdi ancak artık sanıyorum düzelecek bir şeyler.
– En sevmediğin şey trafik herbiçimde.
– Daha evvel hiç bu biçimde bir şey yaşamadım! Lakin boğaz kusursuz. Vakit zaman tekneyle boğaz tipi yapıyorum.
– Türk yemekleri?
– Hakikaten epeyce seviyorum. Kendim için en hayli sipariş ettiğim şey pirinç ve fasulye; yani kuru-pilav!
18 MİLYON İNSAN!
– Çok farklı iki ülke ve halk. Ahenk sağlamak sıkıntı oldu mu?
– Ben İsveç’te Stockholm’de de büyümedim. Çok daha küçük yerlerde yaşadım. Bu yüzden ‘büyük şehir’ kavramı benim için fazlaca değerli bir adım. 18 milyon insan var İstanbul’da, alışmak doğal ki güç.
– İsveç bir voleybol ülkesi değil. niye voleybolu seçtin?
– Annem atlet olmamı teşvik etti, küçükken. Voleybol yahut basketboldu seçenekler. Ben voleybolu tercih ettim. Kardeşimle konutumuzun bahçesinde oynardık. daha sonra yaşadığımız kentteki bir kulübe giderek başladım.
– Dünyaca ünlü epey İsveçli atlet var. Kimleri söylersin en düzgünler olarak?
– Evvel Zlatan İbrahimovic. daha sonra Sarah Sjöström. Son devirde de Armand Duplantis. Her branşta epey uygun isimlerin olması, ülkedeki gençler için ilham verici.
– Voleybolda epey ağır bir takvim var. Sizi zorluyor mu?
– Herkes için yorucu. Dönem uzunluğu kulüpler, yaz devri ulusal gruplar. İsveç üzere birtakım ülkelerin bu kadar uzun vadeli maç takvimi yok lakin birçok kadro arkadaşımın hem fizikî birebir vakitte mental olarak zorlandığını biliyorum.
– Nasıl başa çıkılıyor?
– Bence büyük turnuvalarda oynamak büyük bir onur. Bu her sportmen için büyük motivasyon kaynağı oluyor. Mental olarak bu biçimde ayakta kalabilirsiniz. Örneğin olimpiyat. Sizi ekstra motive ediyor. Orada olmak, her şeye değiyor.
AİLE ÜZEREYİZ
– VakıfBank macerası nasıl başladı?
– Dünyanın en kuvvetli kadrosuydu ve uzun müddettir takip ediyordum. Fransa’da oynarken teklif geldi. Çok keyifli oldum ve gurur duydum. Hakikat karar verdim. Burada bir aile üzereyiz. Çok düzgün arkadaşlarım var.
– Geçen dönem Şampiyonlar Ligi’ni finalde kaybettiniz.
– Bilhassa 4. sette yanlış gitti bir şeyler. Rakip İmoco fazlaca güzel oynadı. Bu tip maçlarda küçük ayrıntılar kazananı belirliyor. Kırılma noktaları oluyor. O denli oldu. Bizim için makus bir mağlubiyetti ancak sporda bunlar oluyor.
– Bu sezonki VakıfBank?
– Genç, güç dolu bir grubuz. Bu enerjiyi alana yansıtırsak düzgün voleybol oynayacağımızı düşünüyorum.
– Nedir muvaffakiyet olmanın ölçüsü?
– Natürel ki her kupayı kazanmak. Bu kuvvetli bir müddetç. Tüm dönem boyunca uygun olmak zorundasınız.
– Senin için dünyanın en âlâ voleybolcuları kimler?
– Bu soruya karşılık vermem hayli güç. Politik olayım; VakıfBank’taki ekip arkadaşlarım diyeyim!
– Sen bir pasör çaprazısın. Voleybolda işi en sıkıntı olan kim?
– Doğal ki pasör. Oyunu epeyce yeterli okuyup en hakikat vakitte en gerçek bireye konum hazırlamak zorunda. Bu yüzden her kadrodaki pasörlere büyük hürmetim var.
KİMLİK KARTI
- İsabelle Haak
- Doğum Tarihi: 07.11.1999
- Uzunluk: 1.95 m.
- Konum: Pasör Çaprazı
- Ülke: İsveç
- Smaç yüksekliği: 3.32 m.
- Blok yüksekliği: 3.12 m.