Cumhurbaşkanlığı İrtibat Lideri Fahrettin Altun, Kapasite Geliştirme ve Perspektif Çalıştayı’nda, ‘Türkiye İrtibat Modeli: Bağlantıda 2023-2053-2071 Vizyonu’ başlıklı sunum yaptı.
Sunumunda başkanlığın, kamu diplomasisi, CİMER, Stratejik İrtibat ve Kriz İdaresi Basın Yayın alanlarında yaptığı faaliyetler hakkında da bilgi veren Altun, telaffuz birliğinin sağlanmasının, yeni jenerasyon doğrulama sisteminin ve kriz idaresinin ehemmiyetine değindi.
Dünya savaşları daha sonrası oluşan konjonktür, darbeler ve askeri idareler, devlet ve millet içindeki derin uçurumlar ötürüsıyla 1923-2001 Türkiye’sini ‘İletişimsizlik Devri’ olarak tanımlayan Altun, 2002-2018 Türkiye’sini ise ‘hizmet ve millet odaklı yeni bağlantı lisanının inşası’ devri olarak gördüğünü söylemiş oldu.
Türkiye’de devlet ile millet içindeki gerçek helalleşmenin 2002 yılından daha sonra gerçekleştiğine, toplumun farklı kesitleriyle kucaklaşan devletin bu vakitte ortaya çıktığına vurgu yapan Altun, Türkiye’nin yeni kimliğine, yeni rolüne uygun idare modelinin inşası manasına gelen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile 2018 yılı prestijiyle dünyada sistem kurucu bir aktör haline geldiğini söz etti.
‘Bu dönüşümlerin merkezinde Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın siyasi perspektifi, uğraşı var’
Altun, 2002-2018 yıllarının Türkiye’de tarihte örneği olmayacak biçimde kuvvetli bir demokratikleşme sürecinin yaşandığı devir olduğunu lisana getirdi:
“Biroldukça alanda yaşanan ihtilal niteliğinde dönüşümlerle bir arada aslında bu vakitte iktidarın merkezine vesayet odakları, dışarıdan topluma tesir eden ögeler değil bizatihi milletin iradesi yerleşmiştir. Halkın sonucuyla iktidarın belirlendiği bir periyottan bahsediyoruz artık. 2002 daha sonrası Türkiye’de, halkın merkezinde olduğu bir yönetişim modelinin tarih sahnesine çıktığı bir periyottur. Bütün bu dönüşümlerin merkezinde Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi perspektifi, gayreti vardır.”
‘Türkiye, bölgesel ve memleketler arası alanda aktif biçimde rol oynuyor’
Fahrettin Altun, 2018’de devletin ortasında yeni hükümet sistemine uygun bir biçimde kurumsallaşma uğraşları sürerken, öteki taraftan hayli aktif bir biçimde Türkiye’nin bölgesel ve memleketler arası alanda rol oynamaya, nizam kurmaya başladığını, oyun bozduğunun görülmeye başlandığını vurguladı.
2019 yılında Kovid-19 pandemisiyle global belirsizliğin derinleştiğini, salgın sürecinde haber tüketiminin arttığını anlatan Altun, bu vakitte yaşanan palavra haber ve dezenformasyonlara dikkati çekti.
Altun, salgında biroldukça toplumsal devlet çökerken, istikrarlı idaresiyle global süreçleri etkilemeye başlayan Türkiye’nin global kıskaçlara alınmaya çalışıldığını söylemiş oldu.
Türkiye’de bağlantı alanında büyük dönüşümler yaşandığının altını çizen Altun, enformasyon savaşları, dijital monopolleşme, algı operasyonları, siber güvenlik ve hibrit tehditler üzere biroldukça başlığın bariz hale geldiğini kaydetti.
‘Küresel kaos ortamında istikrar adası Türkiye’
Türkiye için ‘küresel kaos ortamında istikrar adası’ sözünü kullanan Altun, “Bu gelişmeler sürecinde ülkemiz global kaosun ortasında istikrar adası olarak konumlandı, kendi maksatlarından sapmadı ve dahası Türkiye dış siyasette sıhhat sisteminde, insani yardım siyasetinde, savunma endüstrisinde kendi modelini üretti ve bu noktada kendi modelini daha faal bir biçimde hayata geçirme noktasında çaba ortaya koydu, koymaya devam ediyor” formunda konuştu.
‘Bağımsız iktisat modelinin nasıl işleyeceğine ait kararlılık ortaya konuldu’
Başka taraftan yeni bir ekonomik modelle Türkiye’nin global bağımlılık zincirinden kopmak namına fazlaca kuvvetli bir adım attığına dikkati çeken Altun, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bu global finans kapitali ya da nasıl tabir ederseniz edin, global sömürü sisteminin en temel aygıtlarından biri olan faiz iktisadına karşı Sayın Cumhurbaşkanımız fazlaca açık ve net bir halde karşı durduğunu uzun yıllardır vurgulamasına karşın her ne değerine olursa olsun bunun Türkiye’nin idaresinin asli ögesi haline gelmesi için adımlar attı ve epeyce açık söylüyorum nihayetinde bütün kurumsal direnç düzeneklerine karşın son derece dirayetli, kararlı halde siyasetini uyguladı ve daha bir hafta öncesinde ‘battık’, ‘bittik’ naraları atılırken birden teğe bütün dünyanın ağzını açık bırakacak biçimde birkaç adımla, birkaç tahlil teklifiyle hem kararlı siyasi duruş sergilemiş oldu tıpkı vakitte bu manada bağımsız iktisat modelinin nasıl işleyeceğine ait kararlılık ortaya konulmuş oldu. 2002’den bu yana verdiğimiz uğraşta temel itibariyle ekonomik özerkleşme, bağımsızlaşma ve dış siyasette özerkleşme, bağımsızlaşma epeyce temel iki ögedir.”
Altun, bağımsız Türkiye’nin menfaatlerine, Türk toplumunun çıkarlarına uygun bir biçimde iktisat modeli inşası noktasında Türkiye modeli inşası noktasında, bir daha Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde epeyce kuvvetli bir performans ortaya konduğunu anımsatarak, bunun önümüzdeki süreçlerde yeni adımlarını bakılırsaceklerini ve milletin epeyce daha somut kazanımları yaşayacağını tabir etti.
İrtibatta Türkiye modeli
Türkiye’nin inşa ettiği kuvvetli modelleri anlatmak için irtibatta ‘Türkiye modeli’ne geçildiğini, bu modelin inşasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘insan odaklı bakış’, ‘adalet duygusu’, ‘gönül kazanma çabası’, “hakikat yolundan ayrılmama” ve ‘sürekli daha ileriye’ vizyonunun temel alındığını belirten Altun, Türkiye İrtibat Modeli ile Türkiye’nin inşa ettiği kuvvetli modellerin bütün dünyaya hakikat, emniyetli ve vaktinde içeriklerle anlatılacağına değindi.
Son 3 yıldır irtibatın devlet idare külçeşidinin asli ögesine dönüştüğüne işaret eden Altun, İrtibat Başkanlığı’nın temel maksadının ‘Türkiye’ markasını güçlendirmek ve en yeni teknolojilerle dünyaya anlatmak olduğunu tabir etti.
Altun, en kıymetli uğraşlarının Türkiye markasını güçlendirmek, Türkiye’nin gücünü, kabiliyetlerini, imkanlarını dünyaya göstermek ve ülkeyi bir çekim merkezine dönüştürerek, hak ettiği yeri bütün dünyaya bildirmek olduğunun altını çizdi.
‘Türkiye Marka Ofisi kuracağız’
İrtibat Başkanlığı bünyesinde yapılan çalışmaları örneklerle anlatan Altun, dünyanın en büyük kamu bağlantı platformu haline gelen Cumhurbaşkanlığı İrtibat Merkezi’nin (CİMER) ülkenin en muteber devlet araçlarından birisi olduğuna vurgu yaptı. Altun, CİMER’in geri dönüş suratı ve oranının yüzde 90’lara çıktığını kaydetti.
Altun, Devlet Enformasyon Sistemi ile Türkiye ve bölgedeki gelişmeleri anlık takip ederek binlerce bülten oluşturduklarını, milyonlarca haberi işlediklerini ve onlarca medya kuruluşunu bu sisteme entegre ettiklerini aktardı.
Bundan daha sonra, ‘kriz idaresinde tek merkezden kuvvetli bir bağlantı ağı kurmak’, dezenformasyonla faal gayret için yeni jenerasyon doğrulama sistemi ‘Doğru mu?’ uygulamasını hayata geçirmek için çalışacaklarını belirten Altun, Türkiye’nin küresel marka kimliği alanında çalışmalar yapmayı amaçlayan, ülke imajı ve marka pahasının güçlendirilmesi ve stratejik bağlantı vizyonu gayelerinin gerçekleştirilmesi için Türkiye Marka Ofisi’ni kuracaklarını deklare etti.
Kriz idaresinde kuvvetli bir odak olmanın kıymetine işaret eden Altun, “Tek merkezden kuvvetli bir bağlantı ağı kurmak zorundayız. Bu çerçevede çabalarımız var. Bu çerçevede siyaset evrakı üretiyoruz” dedi.
‘Sadece bir istikrar adası değil beraberinde istikrarlaştırıcı bir güç’
Türkiye 100 yıl irtibat kampanyası için bütün çalışanlardan katma paha üretmesini beklediğini lisana getiren Altun, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Çünkü şu hayli açık ve net, biz şuna inanıyoruz ki şayet büyük bir yürüyüş ki, bu yürüyüş devam ederse yeni devir Türkiye’nin periyodu olacak. Zira Türkiye, nitekim eskisi üzere değil. Hakikaten büyük ve kuvvetli bir ülke bugün prestijiyle yalnızca oyunbozan değil, oyun kuran bir ülke. Yalnızca bir istikrar adası değil beraberinde istikrarlaştırıcı bir güç. Bu istikrarlaştırıcı güç olarak tesirlerini bir epey farklı ülkede görüyoruz, biroldukça memleketler arası örgütte bunun tesirlerini görüyoruz. ötürüsıyla da bu yeni durumu bütün araçlarımız ve imkanlarımızla ve olağan olarak Türkiye’nin yeni bağlantı modeliyle kendi kamuoyumuza ve bütün dünyaya anlatacağız ve bu noktada da en kritik imkana, Sayın Cumhurbaşkanımızın takviyesine sahibiz.”
Yatırım tavsiyesi içermez.
Sunumunda başkanlığın, kamu diplomasisi, CİMER, Stratejik İrtibat ve Kriz İdaresi Basın Yayın alanlarında yaptığı faaliyetler hakkında da bilgi veren Altun, telaffuz birliğinin sağlanmasının, yeni jenerasyon doğrulama sisteminin ve kriz idaresinin ehemmiyetine değindi.
Dünya savaşları daha sonrası oluşan konjonktür, darbeler ve askeri idareler, devlet ve millet içindeki derin uçurumlar ötürüsıyla 1923-2001 Türkiye’sini ‘İletişimsizlik Devri’ olarak tanımlayan Altun, 2002-2018 Türkiye’sini ise ‘hizmet ve millet odaklı yeni bağlantı lisanının inşası’ devri olarak gördüğünü söylemiş oldu.
Türkiye’de devlet ile millet içindeki gerçek helalleşmenin 2002 yılından daha sonra gerçekleştiğine, toplumun farklı kesitleriyle kucaklaşan devletin bu vakitte ortaya çıktığına vurgu yapan Altun, Türkiye’nin yeni kimliğine, yeni rolüne uygun idare modelinin inşası manasına gelen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile 2018 yılı prestijiyle dünyada sistem kurucu bir aktör haline geldiğini söz etti.
‘Bu dönüşümlerin merkezinde Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın siyasi perspektifi, uğraşı var’
Altun, 2002-2018 yıllarının Türkiye’de tarihte örneği olmayacak biçimde kuvvetli bir demokratikleşme sürecinin yaşandığı devir olduğunu lisana getirdi:
“Biroldukça alanda yaşanan ihtilal niteliğinde dönüşümlerle bir arada aslında bu vakitte iktidarın merkezine vesayet odakları, dışarıdan topluma tesir eden ögeler değil bizatihi milletin iradesi yerleşmiştir. Halkın sonucuyla iktidarın belirlendiği bir periyottan bahsediyoruz artık. 2002 daha sonrası Türkiye’de, halkın merkezinde olduğu bir yönetişim modelinin tarih sahnesine çıktığı bir periyottur. Bütün bu dönüşümlerin merkezinde Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi perspektifi, gayreti vardır.”
‘Türkiye, bölgesel ve memleketler arası alanda aktif biçimde rol oynuyor’
Fahrettin Altun, 2018’de devletin ortasında yeni hükümet sistemine uygun bir biçimde kurumsallaşma uğraşları sürerken, öteki taraftan hayli aktif bir biçimde Türkiye’nin bölgesel ve memleketler arası alanda rol oynamaya, nizam kurmaya başladığını, oyun bozduğunun görülmeye başlandığını vurguladı.
2019 yılında Kovid-19 pandemisiyle global belirsizliğin derinleştiğini, salgın sürecinde haber tüketiminin arttığını anlatan Altun, bu vakitte yaşanan palavra haber ve dezenformasyonlara dikkati çekti.
Altun, salgında biroldukça toplumsal devlet çökerken, istikrarlı idaresiyle global süreçleri etkilemeye başlayan Türkiye’nin global kıskaçlara alınmaya çalışıldığını söylemiş oldu.
Türkiye’de bağlantı alanında büyük dönüşümler yaşandığının altını çizen Altun, enformasyon savaşları, dijital monopolleşme, algı operasyonları, siber güvenlik ve hibrit tehditler üzere biroldukça başlığın bariz hale geldiğini kaydetti.
‘Küresel kaos ortamında istikrar adası Türkiye’
Türkiye için ‘küresel kaos ortamında istikrar adası’ sözünü kullanan Altun, “Bu gelişmeler sürecinde ülkemiz global kaosun ortasında istikrar adası olarak konumlandı, kendi maksatlarından sapmadı ve dahası Türkiye dış siyasette sıhhat sisteminde, insani yardım siyasetinde, savunma endüstrisinde kendi modelini üretti ve bu noktada kendi modelini daha faal bir biçimde hayata geçirme noktasında çaba ortaya koydu, koymaya devam ediyor” formunda konuştu.
‘Bağımsız iktisat modelinin nasıl işleyeceğine ait kararlılık ortaya konuldu’
Başka taraftan yeni bir ekonomik modelle Türkiye’nin global bağımlılık zincirinden kopmak namına fazlaca kuvvetli bir adım attığına dikkati çeken Altun, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bu global finans kapitali ya da nasıl tabir ederseniz edin, global sömürü sisteminin en temel aygıtlarından biri olan faiz iktisadına karşı Sayın Cumhurbaşkanımız fazlaca açık ve net bir halde karşı durduğunu uzun yıllardır vurgulamasına karşın her ne değerine olursa olsun bunun Türkiye’nin idaresinin asli ögesi haline gelmesi için adımlar attı ve epeyce açık söylüyorum nihayetinde bütün kurumsal direnç düzeneklerine karşın son derece dirayetli, kararlı halde siyasetini uyguladı ve daha bir hafta öncesinde ‘battık’, ‘bittik’ naraları atılırken birden teğe bütün dünyanın ağzını açık bırakacak biçimde birkaç adımla, birkaç tahlil teklifiyle hem kararlı siyasi duruş sergilemiş oldu tıpkı vakitte bu manada bağımsız iktisat modelinin nasıl işleyeceğine ait kararlılık ortaya konulmuş oldu. 2002’den bu yana verdiğimiz uğraşta temel itibariyle ekonomik özerkleşme, bağımsızlaşma ve dış siyasette özerkleşme, bağımsızlaşma epeyce temel iki ögedir.”
Altun, bağımsız Türkiye’nin menfaatlerine, Türk toplumunun çıkarlarına uygun bir biçimde iktisat modeli inşası noktasında Türkiye modeli inşası noktasında, bir daha Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde epeyce kuvvetli bir performans ortaya konduğunu anımsatarak, bunun önümüzdeki süreçlerde yeni adımlarını bakılırsaceklerini ve milletin epeyce daha somut kazanımları yaşayacağını tabir etti.
İrtibatta Türkiye modeli
Türkiye’nin inşa ettiği kuvvetli modelleri anlatmak için irtibatta ‘Türkiye modeli’ne geçildiğini, bu modelin inşasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘insan odaklı bakış’, ‘adalet duygusu’, ‘gönül kazanma çabası’, “hakikat yolundan ayrılmama” ve ‘sürekli daha ileriye’ vizyonunun temel alındığını belirten Altun, Türkiye İrtibat Modeli ile Türkiye’nin inşa ettiği kuvvetli modellerin bütün dünyaya hakikat, emniyetli ve vaktinde içeriklerle anlatılacağına değindi.
Son 3 yıldır irtibatın devlet idare külçeşidinin asli ögesine dönüştüğüne işaret eden Altun, İrtibat Başkanlığı’nın temel maksadının ‘Türkiye’ markasını güçlendirmek ve en yeni teknolojilerle dünyaya anlatmak olduğunu tabir etti.
Altun, en kıymetli uğraşlarının Türkiye markasını güçlendirmek, Türkiye’nin gücünü, kabiliyetlerini, imkanlarını dünyaya göstermek ve ülkeyi bir çekim merkezine dönüştürerek, hak ettiği yeri bütün dünyaya bildirmek olduğunun altını çizdi.
‘Türkiye Marka Ofisi kuracağız’
İrtibat Başkanlığı bünyesinde yapılan çalışmaları örneklerle anlatan Altun, dünyanın en büyük kamu bağlantı platformu haline gelen Cumhurbaşkanlığı İrtibat Merkezi’nin (CİMER) ülkenin en muteber devlet araçlarından birisi olduğuna vurgu yaptı. Altun, CİMER’in geri dönüş suratı ve oranının yüzde 90’lara çıktığını kaydetti.
Altun, Devlet Enformasyon Sistemi ile Türkiye ve bölgedeki gelişmeleri anlık takip ederek binlerce bülten oluşturduklarını, milyonlarca haberi işlediklerini ve onlarca medya kuruluşunu bu sisteme entegre ettiklerini aktardı.
Bundan daha sonra, ‘kriz idaresinde tek merkezden kuvvetli bir bağlantı ağı kurmak’, dezenformasyonla faal gayret için yeni jenerasyon doğrulama sistemi ‘Doğru mu?’ uygulamasını hayata geçirmek için çalışacaklarını belirten Altun, Türkiye’nin küresel marka kimliği alanında çalışmalar yapmayı amaçlayan, ülke imajı ve marka pahasının güçlendirilmesi ve stratejik bağlantı vizyonu gayelerinin gerçekleştirilmesi için Türkiye Marka Ofisi’ni kuracaklarını deklare etti.
Kriz idaresinde kuvvetli bir odak olmanın kıymetine işaret eden Altun, “Tek merkezden kuvvetli bir bağlantı ağı kurmak zorundayız. Bu çerçevede çabalarımız var. Bu çerçevede siyaset evrakı üretiyoruz” dedi.
‘Sadece bir istikrar adası değil beraberinde istikrarlaştırıcı bir güç’
Türkiye 100 yıl irtibat kampanyası için bütün çalışanlardan katma paha üretmesini beklediğini lisana getiren Altun, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Çünkü şu hayli açık ve net, biz şuna inanıyoruz ki şayet büyük bir yürüyüş ki, bu yürüyüş devam ederse yeni devir Türkiye’nin periyodu olacak. Zira Türkiye, nitekim eskisi üzere değil. Hakikaten büyük ve kuvvetli bir ülke bugün prestijiyle yalnızca oyunbozan değil, oyun kuran bir ülke. Yalnızca bir istikrar adası değil beraberinde istikrarlaştırıcı bir güç. Bu istikrarlaştırıcı güç olarak tesirlerini bir epey farklı ülkede görüyoruz, biroldukça memleketler arası örgütte bunun tesirlerini görüyoruz. ötürüsıyla da bu yeni durumu bütün araçlarımız ve imkanlarımızla ve olağan olarak Türkiye’nin yeni bağlantı modeliyle kendi kamuoyumuza ve bütün dünyaya anlatacağız ve bu noktada da en kritik imkana, Sayın Cumhurbaşkanımızın takviyesine sahibiz.”
Yatırım tavsiyesi içermez.