Eski İktisattan Sorumlu Devlet Bakanı Ufuk Söylemez, yeni yılla birlikte gelen artırımları sert bir lisanla eleştirdi, ” 1500 yıl öncesine ilişkin naslarla iktisat yönetenler artık de mum ışığıyla, gaz lambasıyla aydınlanın demeye getiriyorlar herbiçimde” dedi. Söylemez, kur muhafazalı mevduat sistemiyle ilgili de, “Türkiye ekonomik olarak kendi ayağına ateş etmiştir zira iktisatta bir cahiliye devri yaşıyoruz, Cumhurbaşkanı’nın etrafındaki danışmanların da kâfi olduğunu düşünmüyorum” görüşünü paylaştı.
Sözcü muharriri Ruhat Mengi’ye konuşan Söylemez, “İnsanlara yeni yılın birinci gününü zehir ettiler” diye sitem etti. Eski bakan kelamlarının devamında da şunları kaydetti:
“Vatandaşı tasarruf etmeye zorlamak emeliyle kademeli bir sisteme geçildiği söylense bile bu, insanların bu çağda karanlıkta kalması yahut daha az ısınması için bir zorlama olarak algılanabilir, bu da epeyce garip ve çağdışı bir yaklaşımdır. Uzaydan dünyaya bakıldığında, manzaralarda Avrupa’nın ışıl ışıl olduğu, Türkiye’de ise ışıkların görülmediği fark ediliyor, aslına bakarsan yarı karanlıkta bir ülkeyiz. İnsanlara kış gününde daha az elektrik kullanın, daha az ısının, yemek yerken porsiyonlarınızı küçültün, taneyle domates alın demek herbiçimde AKP’nin seçim vaatleri içinde yahut Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı kampanyasında yemin ettiği şeyler değildi. Bunları söyleselerdi herbiçimde halktan oy da alamazlardı, maalesef verecekleri minimum fiyatları yahut memur emekli artırımlarını bugünden geri almaya başladılar. Buna ‘kaşıkla verip, sapıyla çıkarmak’ derler” diye konuştu.
Elektrik artırımının yüzde 100’üm üzerine çıkmasıyla ilgili, “Kademeli artışlar insafsız boyutlarda” diyen Söylemez, “İşi gereği elektrik kullanan ya da yaşama standardı gereği yaşamak isteyen insanlara ceza üzere bir artırım. Beşerler elektriği kapatıp mum ışığında mı yaşasınlar? Yani 21’inci yüzyılda Ortaçağ’a geri mi döneceğiz, ben o denli anlıyorum. Az elektrik kullanın, az ısının ne demek? 1500 yıl öncesine ilişkin naslarla iktisat yönetenler artık de mum ışığıyla, gaz lambasıyla aydınlanın demeye getiriyorlar herbiçimde” diye reaksiyon gösterdi.
“Ekonomide bir cahiliye periyodu yaşıyoruz”
Söylemez, “Şu andaki ‘kur muhafazalı mevduat sistemi’nin gibisi dünyada var mıdır?” sorusuna şu biçimde karşılık everdi:
“Dünyada kendi ayağına ateş eden, durup dururken kendi parasını dolara endeksleyen öteki bir ülke yok. Türkiye ekonomik olarak kendi ayağına ateş etmiştir zira iktisatta bir cahiliye devri yaşıyoruz, Cumhurbaşkanı’nın etrafındaki danışmanların da kâfi olduğunu düşünmüyorum.”
“20 Aralık’ta gece karanlığında ‘karanlıkta kalan’ satışlar yapıldı”
Söylemez, tartışmalı 20-21 Aralık’ta ile ilgili de şu değerlendirmelerini aktardı:
“AKP iktidarının en büyük özelliği bilgileri planlanmamış, toplumsal mutabakat sağlanmayan, günübirlik değişen, panik halinde kararlar almasıdır. Gerçekten 20 Aralık gecesi yapılan satışlarla ilgili de kamuoyuna yansıyan savlar, gece karanlığında “karanlıkta kalan” satışların yapıldığı yolundadır. Bankalar ve döviz büfeleri kapalıyken, herkes meskeninde neredeyse yatmak üzereyken, memleketler arası piyasalarda ve Amerika’da milyarlarca dolarlık süreç yapabilmek için kurumsal bir bilgi ve özel ilgilere ve özel gruba sahip olmak gerekir. Bu operasyon halkın yaptığı bir operasyon olsaydı, bir hafta ya da on gün daha sonra kurlar bir daha yükselmezdi. Demek ki bu bir algı operasyonuymuş ki 31 Aralık’ta dolar 13 liraya, Euro da 15 liraya çıktı ve artmaya devam etti.”
“Şu anda piyasalarda bir hayal kırıklığı yaşanıyor”
“Anladığım kadarıyla, bir algı, furya yaratıp bir hafta ortasında dövizlerde süratli bir çözülme yaratmayı amaçladılar lakin bilgilere baktığımızda istenen amaca ulaşamadılar, şu anda piyasalarda bir hayal kırıklığı yaşanıyor” diyen Söylemez, “Vatandaşlar dövizini bozdurmakta hiç tez etmiyor ve bekleyerek görmek istiyor. Bence bu siyasetler ve takımlarla AKP’nin bu işin altından kalkması mümkün değil. Yapacağı en güzel iş memura, emekliye yüksek artırım verip bir yalancı bahar yaratarak kesinlikle bu yıl seçime gitmek” dedi.
Yatırım tavsiyesi içermez.
Sözcü muharriri Ruhat Mengi’ye konuşan Söylemez, “İnsanlara yeni yılın birinci gününü zehir ettiler” diye sitem etti. Eski bakan kelamlarının devamında da şunları kaydetti:
“Vatandaşı tasarruf etmeye zorlamak emeliyle kademeli bir sisteme geçildiği söylense bile bu, insanların bu çağda karanlıkta kalması yahut daha az ısınması için bir zorlama olarak algılanabilir, bu da epeyce garip ve çağdışı bir yaklaşımdır. Uzaydan dünyaya bakıldığında, manzaralarda Avrupa’nın ışıl ışıl olduğu, Türkiye’de ise ışıkların görülmediği fark ediliyor, aslına bakarsan yarı karanlıkta bir ülkeyiz. İnsanlara kış gününde daha az elektrik kullanın, daha az ısının, yemek yerken porsiyonlarınızı küçültün, taneyle domates alın demek herbiçimde AKP’nin seçim vaatleri içinde yahut Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı kampanyasında yemin ettiği şeyler değildi. Bunları söyleselerdi herbiçimde halktan oy da alamazlardı, maalesef verecekleri minimum fiyatları yahut memur emekli artırımlarını bugünden geri almaya başladılar. Buna ‘kaşıkla verip, sapıyla çıkarmak’ derler” diye konuştu.
Elektrik artırımının yüzde 100’üm üzerine çıkmasıyla ilgili, “Kademeli artışlar insafsız boyutlarda” diyen Söylemez, “İşi gereği elektrik kullanan ya da yaşama standardı gereği yaşamak isteyen insanlara ceza üzere bir artırım. Beşerler elektriği kapatıp mum ışığında mı yaşasınlar? Yani 21’inci yüzyılda Ortaçağ’a geri mi döneceğiz, ben o denli anlıyorum. Az elektrik kullanın, az ısının ne demek? 1500 yıl öncesine ilişkin naslarla iktisat yönetenler artık de mum ışığıyla, gaz lambasıyla aydınlanın demeye getiriyorlar herbiçimde” diye reaksiyon gösterdi.
“Ekonomide bir cahiliye periyodu yaşıyoruz”
Söylemez, “Şu andaki ‘kur muhafazalı mevduat sistemi’nin gibisi dünyada var mıdır?” sorusuna şu biçimde karşılık everdi:
“Dünyada kendi ayağına ateş eden, durup dururken kendi parasını dolara endeksleyen öteki bir ülke yok. Türkiye ekonomik olarak kendi ayağına ateş etmiştir zira iktisatta bir cahiliye devri yaşıyoruz, Cumhurbaşkanı’nın etrafındaki danışmanların da kâfi olduğunu düşünmüyorum.”
“20 Aralık’ta gece karanlığında ‘karanlıkta kalan’ satışlar yapıldı”
Söylemez, tartışmalı 20-21 Aralık’ta ile ilgili de şu değerlendirmelerini aktardı:
“AKP iktidarının en büyük özelliği bilgileri planlanmamış, toplumsal mutabakat sağlanmayan, günübirlik değişen, panik halinde kararlar almasıdır. Gerçekten 20 Aralık gecesi yapılan satışlarla ilgili de kamuoyuna yansıyan savlar, gece karanlığında “karanlıkta kalan” satışların yapıldığı yolundadır. Bankalar ve döviz büfeleri kapalıyken, herkes meskeninde neredeyse yatmak üzereyken, memleketler arası piyasalarda ve Amerika’da milyarlarca dolarlık süreç yapabilmek için kurumsal bir bilgi ve özel ilgilere ve özel gruba sahip olmak gerekir. Bu operasyon halkın yaptığı bir operasyon olsaydı, bir hafta ya da on gün daha sonra kurlar bir daha yükselmezdi. Demek ki bu bir algı operasyonuymuş ki 31 Aralık’ta dolar 13 liraya, Euro da 15 liraya çıktı ve artmaya devam etti.”
“Şu anda piyasalarda bir hayal kırıklığı yaşanıyor”
“Anladığım kadarıyla, bir algı, furya yaratıp bir hafta ortasında dövizlerde süratli bir çözülme yaratmayı amaçladılar lakin bilgilere baktığımızda istenen amaca ulaşamadılar, şu anda piyasalarda bir hayal kırıklığı yaşanıyor” diyen Söylemez, “Vatandaşlar dövizini bozdurmakta hiç tez etmiyor ve bekleyerek görmek istiyor. Bence bu siyasetler ve takımlarla AKP’nin bu işin altından kalkması mümkün değil. Yapacağı en güzel iş memura, emekliye yüksek artırım verip bir yalancı bahar yaratarak kesinlikle bu yıl seçime gitmek” dedi.
Yatırım tavsiyesi içermez.