Dünya gazetesi müellif Alaattin Aktaş, kur muhafazalı TL vadeli mevduat uygulamasının dolar kuru 18 lirayı aştıktan daha sonra devreye alındığını, bu müddet ortasında dolar kaynaklı artan meblağların kolay kolay gerileyemeyeceğini söz etti. Aktaş, yüksek kur fiyatından mal alan tüccarların şimdiki kur düzeyinden ziyanına satış yapamayacağına işaret ederek “Dövizin süratli çıkıştan daha sonra gerilemesi bizi ruhsal olarak fazlaca rahatlattı, seviye olarak da bir ay önceye dönmüş olduk. Ancak dedik ya meblağların bünyesine zehir girdi bir sefer ve o denli kolay kolay çıkmayacak” dedi.
Aktaş, “Merkez Bankası faizi düşürüldüğünde dövizin yükseleceği gün üzere ortadayken bu indirimde ısrar edildiği üzere, kur yükseldiğinde de maliyetlerin tırmanacağı bilindiği biçimde bu duruma niçin göz yumuldu?” diye sorarak yazısında şöyleki dedi:
“Biz bu operasyonu dolar 12-13 liradayken, hatta daha da düşükken yapsaydık daha uygun değil miydi?
Daha da kıymetlisi, bu biçimdesine bir operasyona gerek kalmayacak biçimde davranmak epeyce daha düzgün değil miydi? Yani Merkez Bankası faizine dokunmamak…
‘Vardır bir bilinen’ diyelim ve geldiğimiz duruma bakalım. Artık bu son operasyonla dövizi düşürdük düşürmeye lakin…
Bir kez fiyatlar düşmedi ve düşmesi de en azından kısa vadede beklenmiyor.
İkincisi bu uygulama hayli talep görse, yani yüklü ölçüde KKM hesabı açılsa, döviz de önümüzdeki aylarda bilhassa dışsal etkenlerle bir daha artışa geçse Hazine’ye hiç hesapta olmayan bir yük binmeyecek mi? Bu durum, toplumsal medyadaki benzetmeyle tabir edersek, ‘Zengin gencin bedelli askerliğe gitmesi sırasında mahalledeki yoksul gençlerin askere gidecek olana dayanak emeliyle yol parası toplamaları’ üzere bir durum değil mi?”
Yatırım tavsiyesi içermez.
Aktaş, “Merkez Bankası faizi düşürüldüğünde dövizin yükseleceği gün üzere ortadayken bu indirimde ısrar edildiği üzere, kur yükseldiğinde de maliyetlerin tırmanacağı bilindiği biçimde bu duruma niçin göz yumuldu?” diye sorarak yazısında şöyleki dedi:
“Biz bu operasyonu dolar 12-13 liradayken, hatta daha da düşükken yapsaydık daha uygun değil miydi?
Daha da kıymetlisi, bu biçimdesine bir operasyona gerek kalmayacak biçimde davranmak epeyce daha düzgün değil miydi? Yani Merkez Bankası faizine dokunmamak…
‘Vardır bir bilinen’ diyelim ve geldiğimiz duruma bakalım. Artık bu son operasyonla dövizi düşürdük düşürmeye lakin…
Bir kez fiyatlar düşmedi ve düşmesi de en azından kısa vadede beklenmiyor.
İkincisi bu uygulama hayli talep görse, yani yüklü ölçüde KKM hesabı açılsa, döviz de önümüzdeki aylarda bilhassa dışsal etkenlerle bir daha artışa geçse Hazine’ye hiç hesapta olmayan bir yük binmeyecek mi? Bu durum, toplumsal medyadaki benzetmeyle tabir edersek, ‘Zengin gencin bedelli askerliğe gitmesi sırasında mahalledeki yoksul gençlerin askere gidecek olana dayanak emeliyle yol parası toplamaları’ üzere bir durum değil mi?”
Yatırım tavsiyesi içermez.