Alim’in bu taraftaki açıklamalarına CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu’ndan sert reaksiyon geldi. “ÇAYKUR aile şirketiniz değil!” diyen Bekaroğlu, “Sayın Genel Müdürün, kardeşi AKP vilayet lideri olmasının haricinde hangi özelliğine istinaden bu bakılırsave getirildiğini bilmiyorum. Ancak Sayın Genel Müdürün iki yıldır kuru çayı dökme olarak maliyetinin altında fiyata en kuvvetli birkaç özel dal firmasına satarak ÇAYKUR’u ziyana uğrattığını biliyorum. 2020 ve 2021 senelerında gerçekleştirilen bu satış süreçleri yoluyla millete ilişkin yaklaşık 200 milyon TL, bu özel bölüm firmalarına aktarılmıştır” açıklamasında bulundu.
Genel Müdür Alim’in açıklamalarını ‘aciziyetin itirafı’ olarak kıymetlendiren Bekaroğlu, yaptığı yazılı açıklamada şunları belirtti:
“Sayın Genel Müdür, açıklamasında özel çay firmalarına birinci satış sürecinin 2018 yılının sonunda yapıldığını tabir etmektedir. halbuki kamuoyundaki bilgi; birinci satışın, idare heyetinin aldığı karara istinaden 2020 yılı başında yapıldığı biçimindedir. Dökme çay satışına 2018 yılında başlandığı birinci defa açıklanmaktadır. Bu bir lisan sürçmesi midir yoksa bu yanlış uygulamanın örtbas edilmesi için kullanılan şuurlu bir söz midir?
Sayın Genel Müdür, 18-19 TL’ye çay satmadığını, 22,40 ve daha üst fiyatlardan çay satışı yaptığını tabir ederek, isteyen her insanın faturaları bakılırsabileceğini belirtmektedir. Ben 18-19 TL’ye çay satıldığını söylemedim, maliyetin altında fiyata satıldığını söylüyorum ve bu tezimin ardındayım. Sayın Genel Müdür, özel kesim firmalarına satış yapılmasına dair idare konseyi sonucu ile birlikte kelam konusu faturaları derhal yayınlamalıdır. Hangi firmaya hangi tarihte hangi fiyattan çay satıldığını kamuoyuna açıklamak, kamu ismine yöneticilik yapan Sayın Genel Müdürün boynunun borcudur. bu biçimdece halkımız, kendi cebinden alınan 200 milyon TL’nin hangi firmalara hangi ölçülerde aktarıldığını öğrenmiş olacaktır. Aksi biçimde Sayın Genel Müdür, kamu bakılırsavlisi olarak millete hizmet etmek yerine, birkaç özel kesim firmasının haksız yarar sağlamalarının ortacısı olarak hatırlanacaktır.”
ACZİYETİN İTİRAFI
“Genel Müdür, açıklamasında geçen yıl depolarının dolu olduğunu söylüyor. Yani, depolar dolu olduğu için milletin kuru çayını 5 tane özel kesim firmasına peşkeş çekmiş! “Bu satışı yapmasaydık, depolarda üretilecek çayı koyacak yer bulunamayacağından üreticiden bu yıl yaş çay alamayacaktık” diyor. Genel Müdürün bu tabirleri acziyetin itirafıdır. Şöyle ki;
Yapılan kontrata göre; satışı yapılan çay, ÇAYKUR’un depolarında beklemeye devam ediyor. Kontrat, alıcı firmaya yılsonuna kadar ÇAYKUR’un depolarını kendi deposu imiş üzere kullanma imkânı tanıyor. ötürüsıyla ÇAYKUR, depolarında yer olmadığı ve bu satışlara karşın depolar boşalmadığı için yeni ürettiği çayları fabrikaların bahçelerinde bekletmeye devam etmektedir. Ayrıyeten, depolar yetersiz ise ek depo yapılabilir. Milletin çayını ihalesiz olarak eşit olmayan şartlarda birkaç şahsa maliyetin altında fiyata satmanın öne sürülen nedeni olamaz.
ÇAYKUR Genel Müdürü, özel bölümün en kuvvetli firmalarına yaptığı bu maliyetin altındaki satış süreçleri ile küçük endüstriciler aleyhine de piyasaya müdahale etmiş olmaktadır. Özel bölümün piyasa belirleyicisi konumundaki bu firmaları, yaş çay alım fiyatını iki yıl evvelki alım fiyatının da altına çekmişler, üreticiyi gelir kaybına uğratmışlardır.
ÇAYKUR’un epeyce ölçüde çay satması olağan olarak bir Rizeli ve çay üreticisi olarak beni şad eder. ÇAYKUR dökme çay satma muhtaçlığı duyuyorsa, bu satışı evvelde duyurup açık ihale yoluyla ve maliyetinin üzerine kârını koyarak yapmak zorundadır. Maliyetinin altında fiyata çay satmak hem ÇAYKUR’a hem bölgeye hem ülkeye ihanet etmektir. bu türlü, özel kesim firmaları ortasında düzgün çalışmak isteyen uygun niyetli tüccarların da mağduriyetine niye olunmakta, çayda üç beş firmaya piyasanın tamamı teslim edilmeye çalışılmaktadır. Buna milletin Vekili olarak şüphesiz itiraz edeceğim, elbette bunu ve ÇAYKUR’un aile şirketiniz olmadığını kamuoyuna anlatacağım. Milletin göz göre nazaran hakkının gasp edilmesinin önüne geçmek için haramzadelerle gayrete devam edeceğim.”
Yatırım tavsiyesi içermez.
Genel Müdür Alim’in açıklamalarını ‘aciziyetin itirafı’ olarak kıymetlendiren Bekaroğlu, yaptığı yazılı açıklamada şunları belirtti:
“Sayın Genel Müdür, açıklamasında özel çay firmalarına birinci satış sürecinin 2018 yılının sonunda yapıldığını tabir etmektedir. halbuki kamuoyundaki bilgi; birinci satışın, idare heyetinin aldığı karara istinaden 2020 yılı başında yapıldığı biçimindedir. Dökme çay satışına 2018 yılında başlandığı birinci defa açıklanmaktadır. Bu bir lisan sürçmesi midir yoksa bu yanlış uygulamanın örtbas edilmesi için kullanılan şuurlu bir söz midir?
Sayın Genel Müdür, 18-19 TL’ye çay satmadığını, 22,40 ve daha üst fiyatlardan çay satışı yaptığını tabir ederek, isteyen her insanın faturaları bakılırsabileceğini belirtmektedir. Ben 18-19 TL’ye çay satıldığını söylemedim, maliyetin altında fiyata satıldığını söylüyorum ve bu tezimin ardındayım. Sayın Genel Müdür, özel kesim firmalarına satış yapılmasına dair idare konseyi sonucu ile birlikte kelam konusu faturaları derhal yayınlamalıdır. Hangi firmaya hangi tarihte hangi fiyattan çay satıldığını kamuoyuna açıklamak, kamu ismine yöneticilik yapan Sayın Genel Müdürün boynunun borcudur. bu biçimdece halkımız, kendi cebinden alınan 200 milyon TL’nin hangi firmalara hangi ölçülerde aktarıldığını öğrenmiş olacaktır. Aksi biçimde Sayın Genel Müdür, kamu bakılırsavlisi olarak millete hizmet etmek yerine, birkaç özel kesim firmasının haksız yarar sağlamalarının ortacısı olarak hatırlanacaktır.”
ACZİYETİN İTİRAFI
“Genel Müdür, açıklamasında geçen yıl depolarının dolu olduğunu söylüyor. Yani, depolar dolu olduğu için milletin kuru çayını 5 tane özel kesim firmasına peşkeş çekmiş! “Bu satışı yapmasaydık, depolarda üretilecek çayı koyacak yer bulunamayacağından üreticiden bu yıl yaş çay alamayacaktık” diyor. Genel Müdürün bu tabirleri acziyetin itirafıdır. Şöyle ki;
Yapılan kontrata göre; satışı yapılan çay, ÇAYKUR’un depolarında beklemeye devam ediyor. Kontrat, alıcı firmaya yılsonuna kadar ÇAYKUR’un depolarını kendi deposu imiş üzere kullanma imkânı tanıyor. ötürüsıyla ÇAYKUR, depolarında yer olmadığı ve bu satışlara karşın depolar boşalmadığı için yeni ürettiği çayları fabrikaların bahçelerinde bekletmeye devam etmektedir. Ayrıyeten, depolar yetersiz ise ek depo yapılabilir. Milletin çayını ihalesiz olarak eşit olmayan şartlarda birkaç şahsa maliyetin altında fiyata satmanın öne sürülen nedeni olamaz.
ÇAYKUR Genel Müdürü, özel bölümün en kuvvetli firmalarına yaptığı bu maliyetin altındaki satış süreçleri ile küçük endüstriciler aleyhine de piyasaya müdahale etmiş olmaktadır. Özel bölümün piyasa belirleyicisi konumundaki bu firmaları, yaş çay alım fiyatını iki yıl evvelki alım fiyatının da altına çekmişler, üreticiyi gelir kaybına uğratmışlardır.
ÇAYKUR’un epeyce ölçüde çay satması olağan olarak bir Rizeli ve çay üreticisi olarak beni şad eder. ÇAYKUR dökme çay satma muhtaçlığı duyuyorsa, bu satışı evvelde duyurup açık ihale yoluyla ve maliyetinin üzerine kârını koyarak yapmak zorundadır. Maliyetinin altında fiyata çay satmak hem ÇAYKUR’a hem bölgeye hem ülkeye ihanet etmektir. bu türlü, özel kesim firmaları ortasında düzgün çalışmak isteyen uygun niyetli tüccarların da mağduriyetine niye olunmakta, çayda üç beş firmaya piyasanın tamamı teslim edilmeye çalışılmaktadır. Buna milletin Vekili olarak şüphesiz itiraz edeceğim, elbette bunu ve ÇAYKUR’un aile şirketiniz olmadığını kamuoyuna anlatacağım. Milletin göz göre nazaran hakkının gasp edilmesinin önüne geçmek için haramzadelerle gayrete devam edeceğim.”
Yatırım tavsiyesi içermez.