İhtilal Demirel
İrtibat ayrıntıları
A Ulusal Bayan Voleybol Grubu ve VakıfBank Başantrenörü Giovanni Guidetti paylaştı… Sultanlar Ligi’ndeki PTT-VakıfBank maçı için dolu salona girmeye çalışan Ankaralıların kuyrukta, yağmur altında beklerken çekilen fotoğrafı, Türkiye’de voleybolun geldiği noktayı özetliyordu.
Voleybol maçlarına bilet bulmanız sıkıntı. Çabucak her maç dolu tribünler önünde oynanıyor. Guidetti, ulusal kadroyu belirlerken zorlanmıyor. Neredeyse 50 oyuncudan oluşan bir havuz var. şayet olmazsa olmazlar hariç, kadro değişebiliyor ve her turnuvada Türkiye’yi layıkıyla temsil ediyor.
Pekala; bilhassa bayan voleybolu ile rekabet eden erkek basketbolumuz o denli mi?
Ulusal maç, bir daha EuroLeague gününe denk gelince, dünya 51’incisi Belarus, 9 yıl evvel 29 fark attığımız Minsk’te perişan etti bizimkileri! Bir sefer daha gördük ki Ay-Yıldızlı ekibin hepi topu 5 oyuncusu var: NBA’deki Cedi, Furkan, Alperen; Barcelona’daki Sertaç; bir de devşirme Larkin. Bunlar olmayınca kadronun gücü kimseye yetmiyor! Larkin haricindekiler Kanada’daki olimpiyat elemelerinde oynadığında da bir şey değişmedi ya, her neyse!
Minsk dönüşü, Üstün Lig (1. Lig) düzeyindeki tek oyuncusu TOFAŞ’taki Olaseni olan, dünya 42’ncisi Büyük Britanya’yı yendik İstanbul’da. Maç 17 farkla biterken Larkin 22 attı. Yeterli ki vardı!
İşin başka boyutu şu: Ulusal Kadro pazar günü resmi maç yapıyor, 16 bin kişilik salon dolmuyor. 100 kişilik basın tribününün yarısından fazlası boş. Akredite sayısı 40. 5 gün daha sonra birebir salonda bu kere Efes oynuyor. Barcelona maçının biletleri 2 gün evvelinde tükeniyor. Basın tribünü dolu.
Euroleague ekipleri (ve maçları) ile Muhteşem Lig grupları (ve maçlarının) düzeyi içinde epey büyük kalite farkı var. Türkiye’de basketbolun, bilhassa de ulusal kadroların ve ligin kalitesinin artırılması kural.
bir daha seçilen federasyon idaresi oyuncu gelişmenine, ötürüsıyla kaliteye bütçe ayırsa âlâ olacak!
İhtilal Demirel
İrtibat ayrıntıları
A Ulusal Bayan Voleybol Grubu ve VakıfBank Başantrenörü Giovanni Guidetti paylaştı… Sultanlar Ligi’ndeki PTT-VakıfBank maçı için dolu salona girmeye çalışan Ankaralıların kuyrukta, yağmur altında beklerken çekilen fotoğrafı, Türkiye’de voleybolun geldiği noktayı özetliyordu.
Voleybol maçlarına bilet bulmanız sıkıntı. Çabucak her maç dolu tribünler önünde oynanıyor. Guidetti, ulusal kadroyu belirlerken zorlanmıyor. Neredeyse 50 oyuncudan oluşan bir havuz var. şayet olmazsa olmazlar hariç, kadro değişebiliyor ve her turnuvada Türkiye’yi layıkıyla temsil ediyor.
Pekala; bilhassa bayan voleybolu ile rekabet eden erkek basketbolumuz o denli mi?
Ulusal maç, bir daha EuroLeague gününe denk gelince, dünya 51’incisi Belarus, 9 yıl evvel 29 fark attığımız Minsk’te perişan etti bizimkileri! Bir sefer daha gördük ki Ay-Yıldızlı ekibin hepi topu 5 oyuncusu var: NBA’deki Cedi, Furkan, Alperen; Barcelona’daki Sertaç; bir de devşirme Larkin. Bunlar olmayınca kadronun gücü kimseye yetmiyor! Larkin haricindekiler Kanada’daki olimpiyat elemelerinde oynadığında da bir şey değişmedi ya, her neyse!
Minsk dönüşü, Üstün Lig (1. Lig) düzeyindeki tek oyuncusu TOFAŞ’taki Olaseni olan, dünya 42’ncisi Büyük Britanya’yı yendik İstanbul’da. Maç 17 farkla biterken Larkin 22 attı. Yeterli ki vardı!
İşin başka boyutu şu: Ulusal Kadro pazar günü resmi maç yapıyor, 16 bin kişilik salon dolmuyor. 100 kişilik basın tribününün yarısından fazlası boş. Akredite sayısı 40. 5 gün daha sonra birebir salonda bu kere Efes oynuyor. Barcelona maçının biletleri 2 gün evvelinde tükeniyor. Basın tribünü dolu.
Euroleague ekipleri (ve maçları) ile Muhteşem Lig grupları (ve maçlarının) düzeyi içinde epey büyük kalite farkı var. Türkiye’de basketbolun, bilhassa de ulusal kadroların ve ligin kalitesinin artırılması kural.
bir daha seçilen federasyon idaresi oyuncu gelişmenine, ötürüsıyla kaliteye bütçe ayırsa âlâ olacak!
İhtilal Demirel