Alican Özcan
İrtibat ayrıntıları
Önder Trabzonspor’un mağlup olduğu haftada Fenerbahçe için farkı 9 puan indirmek, yeni bir hayalin peşinde koşabilme umudu demekti. Lakin Fenerbahçe kendi hayallerini yerle bir etme ve sukutuhayale (düş kırıklığı) uğrama konusunda o kadar başarılı ki, rakiplerine bile bu fırsatı vermiyor. Gaziantep, Fenerbahçe’yi yenen öbür gruplar üzere sabırla sarı lacivertlilerin kusur yapmasını bekledi. Fenerbahçe Luiz Gustavo’nun iki, grubun en hayli itimat duyulan ismi Kim Min Jae’nin bir ikramıyla maçı kendi elleriyle verdi. Gaziantep maç boyunca 190 isabetli pas bile yapamamışken, kalende 3 gol görmek en yavaşça tabirle kendi hayallerine ihanet etmek demek.
Yüzde 70 topla oynama ve 17 adam eksiltme istatistikleriyle tahminen de dönemin en âlâ maçını çıkartan Fenerbahçe, kaçırdığı sayısız gol fırsatıyla Miguel Crespo’nun alkışı hak eden gayretine de ihanet etti. Portekiz’in 2. Lig ekibinden geldiği için hor görülen Crespo, haftalardır olduğu üzere Gaziantep maçında da alanda isyan eden ve grubunu ileriye taşıyan tek isimdi.
İHANETİN BAŞROLÜ VE ORTAĞI
Pekala, partneri Gustavo? Yana ve geriye pas yapmaktan öteki bir numarası olmayan, övülen savunmasından da artık eser kalmayan Brezilyalı kadronun fişini çeken yanlışlarıyla Fenerbahçe’nin hayallerine ihanetin başrolündeydi. Onu 61 dakika alanda tutan ve risk almak için 83. dakikayı bekleyen Vitor Pereira da, Gustavo’yla bir arada başrolü paylaştı. Ve lakin kalan 16 haftaya bakınca bu yenilgisi iki şahsa yıkmak adaletli de değil. Bu maçın berbatları Gustavo ve Pereira olabilir. Fakat Fenerbahçe, hiç o denli bir lüksü olmamasına karşın, haftalardır grup halinde bir şeyleri yanlış yapıyor.
Nitekim şampiyonluk hayal eden bir ekibin yapmaması gereken ne var ise, ziyadesiyle yapıyor Fenerbahçe. Ve görünen o ki, üstüne koyarak yapmaya da devam edecek. Zira taraftarların kurduğu hayale alandaki futbolcuların ortak olduğunu söyleyebilmek mümkün değil. Birkaç futbolcu haricinde herkes kendi kaygısına düşmüş durumda. Ekip sporlarında ortak bir hayale sahip değilseniz, bir hiçsinizdir. Cenap Şahabettin’in dediği üzere; “Hayalsiz yürek, petrolsüz lambadır. hiç bir şeyle parlatılamaz.”
Ve Fenerbahçe bir daha kendi karanlığında, bir mum ışığına hasret günlerle baş başa…
Alican Özcan
İrtibat ayrıntıları
Önder Trabzonspor’un mağlup olduğu haftada Fenerbahçe için farkı 9 puan indirmek, yeni bir hayalin peşinde koşabilme umudu demekti. Lakin Fenerbahçe kendi hayallerini yerle bir etme ve sukutuhayale (düş kırıklığı) uğrama konusunda o kadar başarılı ki, rakiplerine bile bu fırsatı vermiyor. Gaziantep, Fenerbahçe’yi yenen öbür gruplar üzere sabırla sarı lacivertlilerin kusur yapmasını bekledi. Fenerbahçe Luiz Gustavo’nun iki, grubun en hayli itimat duyulan ismi Kim Min Jae’nin bir ikramıyla maçı kendi elleriyle verdi. Gaziantep maç boyunca 190 isabetli pas bile yapamamışken, kalende 3 gol görmek en yavaşça tabirle kendi hayallerine ihanet etmek demek.
Yüzde 70 topla oynama ve 17 adam eksiltme istatistikleriyle tahminen de dönemin en âlâ maçını çıkartan Fenerbahçe, kaçırdığı sayısız gol fırsatıyla Miguel Crespo’nun alkışı hak eden gayretine de ihanet etti. Portekiz’in 2. Lig ekibinden geldiği için hor görülen Crespo, haftalardır olduğu üzere Gaziantep maçında da alanda isyan eden ve grubunu ileriye taşıyan tek isimdi.
İHANETİN BAŞROLÜ VE ORTAĞI
Pekala, partneri Gustavo? Yana ve geriye pas yapmaktan öteki bir numarası olmayan, övülen savunmasından da artık eser kalmayan Brezilyalı kadronun fişini çeken yanlışlarıyla Fenerbahçe’nin hayallerine ihanetin başrolündeydi. Onu 61 dakika alanda tutan ve risk almak için 83. dakikayı bekleyen Vitor Pereira da, Gustavo’yla bir arada başrolü paylaştı. Ve lakin kalan 16 haftaya bakınca bu yenilgisi iki şahsa yıkmak adaletli de değil. Bu maçın berbatları Gustavo ve Pereira olabilir. Fakat Fenerbahçe, hiç o denli bir lüksü olmamasına karşın, haftalardır grup halinde bir şeyleri yanlış yapıyor.
Nitekim şampiyonluk hayal eden bir ekibin yapmaması gereken ne var ise, ziyadesiyle yapıyor Fenerbahçe. Ve görünen o ki, üstüne koyarak yapmaya da devam edecek. Zira taraftarların kurduğu hayale alandaki futbolcuların ortak olduğunu söyleyebilmek mümkün değil. Birkaç futbolcu haricinde herkes kendi kaygısına düşmüş durumda. Ekip sporlarında ortak bir hayale sahip değilseniz, bir hiçsinizdir. Cenap Şahabettin’in dediği üzere; “Hayalsiz yürek, petrolsüz lambadır. hiç bir şeyle parlatılamaz.”
Ve Fenerbahçe bir daha kendi karanlığında, bir mum ışığına hasret günlerle baş başa…
Alican Özcan