Güngör, ‘Patronların biti kanlandı’ başlıklı yazısında, “Her minimum fiyat artışı daha sonrasında birebir hikâye… İşverenler bir daha çalışanları tehdit etmeye başladılar” dedi.
“Tekstilcisi de kafe işleteni de iplikçisi de sanayicisi de ufak ufak işten çıkarmalara başlamış” diyen Güngör, işverenlerin 8-10 kişilik toplu işten çıkarmalar yaptığını belirtti.
İşverenlerin çalışanlara ‘4 bin 253 lira 40 kuruşu sana bankadan yatırırım. Ancak 750 TL’sini elden geri bana iade edeceksin. Yoksa karışmam, işten çıkarırım’ söylemiş olduğini söyleyen Güngör, bu bahiste hükümetin emekçiyi mağdur etmeyeceğini düşündüğünü söz ederek şunları kaydetti:
“Evinde aş, ekmek bekleyen çolukçocuk sahibi personel ne yapsın?
Mecburen sesini çıkaramayıp, boyun eğmek durumunda kalıyor.
İşten çıkarma yapmadan evvel bile zar güç siparişe yetişen fabrikalar, eleman sayısı azaldıkça iş yükünü daha az çalışanın sırtına yüklüyor. Günde 8 saat değil 12-14 saat emekçiyi çalıştırıyor.
halbuki, taban fiyat artırımı daha sonrasında patronların yükünü almak için de devlet birtakım kolaylıklar getirdi. İşverenleri, personel başına 450 TL’lik bir yükten kurtardı. Buna karşın, kazandığını çalışana koklatmak istemeyen işverenler işten çıkarmalara tevessül etmeye başladı.
Diyebilirsiniz ki, devlet denetlesin.
Bence de…
Fakat nasıl ispat edilecek?
Maaşının bir kısmını elden almaya bile razı gelen personel kontrol elemanına gerçeği nasıl söyleyecek?
İşte orası muamma…
Lakin bu mevzuda hükümetin emekçiyi mağdur etmeyeceğini düşünüyorum.
Çünkü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan taban fiyat açıklamadan evvel “Asgari fiyat arttı diye personel çıkarma üzere bir durumla karşılaşacağımızı da zannetmiyorum.
Biz alt gelir kümeleri başta olmak üzere milletimizin bütün kısımlarının hayat koşullarını güzelleştirmek için gayret ediyoruz.
İstenmeyen durumların oluşmasını engellemek için elimizdeki araçları kullanırız. Kimsenin mağdur bulunmasına müsaade etmeyiz” açıklaması yapmıştı.
İlla ki, bu işverenlere karşı hükümetin bir aksiyonu olacaktır.”
Yatırım tavsiyesi içermez.
“Tekstilcisi de kafe işleteni de iplikçisi de sanayicisi de ufak ufak işten çıkarmalara başlamış” diyen Güngör, işverenlerin 8-10 kişilik toplu işten çıkarmalar yaptığını belirtti.
İşverenlerin çalışanlara ‘4 bin 253 lira 40 kuruşu sana bankadan yatırırım. Ancak 750 TL’sini elden geri bana iade edeceksin. Yoksa karışmam, işten çıkarırım’ söylemiş olduğini söyleyen Güngör, bu bahiste hükümetin emekçiyi mağdur etmeyeceğini düşündüğünü söz ederek şunları kaydetti:
“Evinde aş, ekmek bekleyen çolukçocuk sahibi personel ne yapsın?
Mecburen sesini çıkaramayıp, boyun eğmek durumunda kalıyor.
İşten çıkarma yapmadan evvel bile zar güç siparişe yetişen fabrikalar, eleman sayısı azaldıkça iş yükünü daha az çalışanın sırtına yüklüyor. Günde 8 saat değil 12-14 saat emekçiyi çalıştırıyor.
halbuki, taban fiyat artırımı daha sonrasında patronların yükünü almak için de devlet birtakım kolaylıklar getirdi. İşverenleri, personel başına 450 TL’lik bir yükten kurtardı. Buna karşın, kazandığını çalışana koklatmak istemeyen işverenler işten çıkarmalara tevessül etmeye başladı.
Diyebilirsiniz ki, devlet denetlesin.
Bence de…
Fakat nasıl ispat edilecek?
Maaşının bir kısmını elden almaya bile razı gelen personel kontrol elemanına gerçeği nasıl söyleyecek?
İşte orası muamma…
Lakin bu mevzuda hükümetin emekçiyi mağdur etmeyeceğini düşünüyorum.
Çünkü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan taban fiyat açıklamadan evvel “Asgari fiyat arttı diye personel çıkarma üzere bir durumla karşılaşacağımızı da zannetmiyorum.
Biz alt gelir kümeleri başta olmak üzere milletimizin bütün kısımlarının hayat koşullarını güzelleştirmek için gayret ediyoruz.
İstenmeyen durumların oluşmasını engellemek için elimizdeki araçları kullanırız. Kimsenin mağdur bulunmasına müsaade etmeyiz” açıklaması yapmıştı.
İlla ki, bu işverenlere karşı hükümetin bir aksiyonu olacaktır.”
Yatırım tavsiyesi içermez.