Enflasyon artarken Merkez Bankası’nın (TCMB) faiz indirmesi döviz kurlarının yükselişini hızlandırırken, iktidarın bedelsiz TL ısrarının ülkeye rekabet gücü kazandırmadığı açıklandı.
Berat Albayrak’ın bakanlık devrinde kurdaki yükselişi önlemek için 128 milyar dolarlık rezerv satışı yapıldı. Eriyen rezervlere karşın yükseliş engellenemeyince rekabetçi kur söylemi ortaya atıldı. “Bir ülkenin para ünitesi yabancı paralara karşı bedel kaybederse o ülkenin ihracatı artar” biçiminde özetlenen bu stratejiyi Prof. Dr. Burak Arzova, Doç. Dr. Ümit Akçay ve Dr. Murat Kubilay kıymetlendirdi.
Sözcü’den Mehtap Özcan Ertürk’ün haberine nazaran Türkiye’de ‘rekabetçi kur’ telaffuzunun TL’nin paha kaybı için üretilmiş bir kılıf olduğunu söyleyen Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burak Arzova, “Geçmişte bunu devalüasyon olarak yaşıyorduk, ama şu anda kurun gelmiş olduğu düzeyler uzun vakitten beri rekabetçi kur olarak isimlendiriliyor. Ancak, rekabetçi kur makul mal kümelerinde ve makul devirler için geçerli olabilir. İktisadın tamamı ve tüm ihraç eserleri için rekabetçi kur diye bir kavram kelam konusu olamaz” dedi.
PAHALILIK GETİRİR
İktidarın hedefinin iktidarda kalmaya devam edecek şartları sağlamak olduğunu söz eden Doç. Dr. Ümit Akçay da AKP’nin oy tabanı eridikçe etrafında oluşan toplumsal bloğun çıkarları ve talepleri doğrultusunda hareket ettiğini söylemiş oldu.
Akçay, TL’nin kademeli değersizleştirilmesi bir strateji ise onun öbür kesimlerinin da bilinmesi gerektiğini söyleyerek, “Eğer var ise, bu stratejinin en değerli kısa devirli kararı, enflasyon ve artan hayat pahalılığı” diye konuştu.
Yatırımları zorlaştırıyor
Dr. Murat Kubilay TCMB rezervlerinden 128 milyar dolar satıldıktan daha sonra kurda istikrar sağlanamayınca bu telaffuzun mecburî bir tercih olduğunu söz ederek, iktidarın başarısızlıklarını şuurlu bir strateji üzere gösterme hedefiyle bu söylemi ortaya attığını savundu.
Kubilay, “niçin rekabetçi kur işlemiyor zira sırf güç değil biroldukca hammade ve orta malı yurtharicinden ithal ediliyor, haliyle onların da maliyeti artmış oluyor. Daima yükselen döviz kurları satın alma gücünü düşürüyor. Döviz borçlu şirketlerin bilançoları bozuluyor, ihracat odaklı dalların önü açılırken büyüyen döviz borçları yatırımları zorlaştırıyor, istihdam yaratmayı zorlaştırıyor” diye devam etti.
Yatırım tavsiyesi içermez.
Berat Albayrak’ın bakanlık devrinde kurdaki yükselişi önlemek için 128 milyar dolarlık rezerv satışı yapıldı. Eriyen rezervlere karşın yükseliş engellenemeyince rekabetçi kur söylemi ortaya atıldı. “Bir ülkenin para ünitesi yabancı paralara karşı bedel kaybederse o ülkenin ihracatı artar” biçiminde özetlenen bu stratejiyi Prof. Dr. Burak Arzova, Doç. Dr. Ümit Akçay ve Dr. Murat Kubilay kıymetlendirdi.
Sözcü’den Mehtap Özcan Ertürk’ün haberine nazaran Türkiye’de ‘rekabetçi kur’ telaffuzunun TL’nin paha kaybı için üretilmiş bir kılıf olduğunu söyleyen Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burak Arzova, “Geçmişte bunu devalüasyon olarak yaşıyorduk, ama şu anda kurun gelmiş olduğu düzeyler uzun vakitten beri rekabetçi kur olarak isimlendiriliyor. Ancak, rekabetçi kur makul mal kümelerinde ve makul devirler için geçerli olabilir. İktisadın tamamı ve tüm ihraç eserleri için rekabetçi kur diye bir kavram kelam konusu olamaz” dedi.
PAHALILIK GETİRİR
İktidarın hedefinin iktidarda kalmaya devam edecek şartları sağlamak olduğunu söz eden Doç. Dr. Ümit Akçay da AKP’nin oy tabanı eridikçe etrafında oluşan toplumsal bloğun çıkarları ve talepleri doğrultusunda hareket ettiğini söylemiş oldu.
Akçay, TL’nin kademeli değersizleştirilmesi bir strateji ise onun öbür kesimlerinin da bilinmesi gerektiğini söyleyerek, “Eğer var ise, bu stratejinin en değerli kısa devirli kararı, enflasyon ve artan hayat pahalılığı” diye konuştu.
Yatırımları zorlaştırıyor
Dr. Murat Kubilay TCMB rezervlerinden 128 milyar dolar satıldıktan daha sonra kurda istikrar sağlanamayınca bu telaffuzun mecburî bir tercih olduğunu söz ederek, iktidarın başarısızlıklarını şuurlu bir strateji üzere gösterme hedefiyle bu söylemi ortaya attığını savundu.
Kubilay, “niçin rekabetçi kur işlemiyor zira sırf güç değil biroldukca hammade ve orta malı yurtharicinden ithal ediliyor, haliyle onların da maliyeti artmış oluyor. Daima yükselen döviz kurları satın alma gücünü düşürüyor. Döviz borçlu şirketlerin bilançoları bozuluyor, ihracat odaklı dalların önü açılırken büyüyen döviz borçları yatırımları zorlaştırıyor, istihdam yaratmayı zorlaştırıyor” diye devam etti.
Yatırım tavsiyesi içermez.