Kesb Teorisi Kime Aittir ?

Gulum

New member
Kesb Teorisi Nedir?

Kesb teorisi, insanın bilgi edinme ve bir davranış kazanma sürecini açıklayan bir teoridir. İslam felsefesi ve özellikle İslam düşüncesinde önemli bir yer tutar. Kesb kelimesi Arapça kökenli olup, "kazanç" veya "edinme" anlamına gelir. İnsan, bilgiye ve eyleme, akıl ve irade yoluyla ulaşır. Bu teori, özellikle akıl ve irade arasındaki ilişkiyi anlamada önemli bir yol gösterici olarak kabul edilir. Kesb teorisinin bir diğer önemli yönü, insanın özgür iradesinin ve eylemlerinin sorumluluğunu kabul etmesidir.

Kesb Teorisi Kime Aittir?

Kesb teorisinin temelleri, İslam düşünürleri ve özellikle İslam kelamcıları tarafından atılmıştır. Bu teori, Eş'arî ve Mâtürîdî okulunun düşünürleri arasında gelişmiş olup, özellikle İslam'ın ilk dönemlerinde büyük bir tartışma konusu olmuştur. Kesb teorisi, Eş'arî okulunun önemli isimlerinden biri olan Eş'arî'ye (Abu al-Hasan al-Ash'ari) atfedilir. Eş'arî, insanın iradesinin Allah tarafından yaratıldığına inanırken, aynı zamanda insanın kazanma (kesb) yeteneğine sahip olduğunu da savunmuştur. Kesb, insanın iradesinin Allah’ın yaratma gücüyle bir arada işlediğini ve insanın sorumlu tutulabileceği eylemler gerçekleştirmesine imkan tanıdığını ifade eder.

Kesb Teorisinin Temel Unsurları

Kesb teorisinin temel unsurları, insanın özgür iradesi ve Allah’ın kudreti arasındaki dengeyi kurmaya yöneliktir. Bu teori, insanın herhangi bir eylemi kendi iradesiyle seçtiğini kabul eder. Ancak bu seçim, Allah’ın her şeyi bilmesi ve kudretinin her şeye yeterli olması gerçeğiyle çelişmez. Yani, insan eylemlerini gerçekleştirirken özgürdür, ancak bu eylemler Allah’ın iradesiyle paralel bir şekilde gerçekleşir. Bu bakımdan, insan sorumludur çünkü yaptığı eylemlerden sorumlu tutulabilir, ancak aynı zamanda Allah’ın takdiriyle bu eylemler meydana gelir.

Kesb teorisi, Eş’arîlerin dışında Mâtürîdîler tarafından da benimsenmiştir. Mâtürîdîler, insanın iradesinin Allah’ın iradesine tabi olduğunu kabul etmekle birlikte, kesb kavramına önemli bir vurgu yapmışlardır. Onlara göre, insan, iradesini kullanarak kazandığı eylemlerle sorumlu tutulur. İnsan özgür iradesiyle hareket eder, fakat bu hareketler Allah’ın takdiri ve iradesiyle birleşir. Bu, insanın sorumluluğunu ortadan kaldırmaz, aksine insanın eylemlerinin doğrudan kendisine ait olduğunu savunur.

Kesb ve Cebir İlişkisi

Kesb teorisi, İslam düşüncesindeki cebir (zorlanma) kavramı ile sıkça karşılaştırılır. Cebir, bir insanın zorla bir eyleme yönlendirilmesi anlamına gelir. Eş'arîler, insanın iradesinin Allah tarafından yaratıldığını savunurken, cebir anlayışını reddetmişlerdir. Kesb teorisine göre, insan özgür iradesiyle seçim yapar, ancak bu seçimler Allah’ın yaratma gücüyle gerçekleşir. Bu denge, cebir ile özgür irade arasındaki orta yolu bulmaya çalışır.

Kesb Teorisinin Önemi ve Eleştiriler

Kesb teorisi, insanın özgür iradesiyle eylemlerinden sorumlu tutulabilmesini mümkün kılan bir anlayış ortaya koyar. İslam toplumunda özgürlük, sorumluluk ve ahlaki değerler üzerine yapılan tartışmalarda önemli bir yer tutar. Kesb teorisi, özellikle insanın ahlaki ve dini sorumluluklarını yerine getirmede önemli bir rehberdir.

Bununla birlikte, kesb teorisi eleştirilen bir düşünce olmuştur. Bazı düşünürler, insanın eylemleri üzerinde tamamen özgür olduğuna inanırken, bazıları da eylemlerin Allah’ın takdirine dayalı olduğunu savunmuşlardır. Bu bağlamda, kesb teorisinin bir orta yol sunduğu ifade edilse de, bazı filozoflar, insanın iradesinin ne kadar özgür olduğu konusunda hala tartışmaların sürdüğünü belirtmişlerdir.

Kesb ve İslam Ahlakı

Kesb teorisi, İslam ahlakında önemli bir yer tutar. İnsanların eylemlerinin sorumluluğu, ahlaki değerlere uygun bir şekilde yaşamalarını sağlar. Kesb, insanın doğruyu yanlıştan ayırt etme gücü, akıl ve irade yoluyla gerçekleşir. Bu da insanı sorumlu tutar ve dini öğretilere uygun bir yaşam sürmelerini teşvik eder. Allah’a inanmak ve onun emirlerine uygun davranmak, insanın ahlaki sorumluluğunun bir parçasıdır.

Kesb Teorisi ve Modern Yaklaşımlar

Günümüzde kesb teorisi, hem İslam düşüncesi hem de genel felsefi tartışmalar içerisinde yerini almayı sürdürmektedir. Modern düşünürler, özgür irade ve determinism (belirlenimcilik) tartışmalarına ek olarak, kesb teorisini de değerlendirirler. Bu teori, özgür irade ve kaderin nasıl bir arada var olabileceğine dair modern felsefede yapılan tartışmalarla da bağlantılıdır.

Kesb teorisinin önemi, insanın sorumlu tutulması için gerekli olan özgür irade ile Allah’ın takdirinin bir arada anlaşılmasını sağlama çabasında yatmaktadır. Bugün hem dini hem de felsefi alanda yapılan çalışmalar, kesb teorisinin bu dengeyi kurmak adına ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne sermektedir.

Kesb ve Dinî Sorular

Kesb teorisi, insanların dinî eylemleri ve ahlaki sorumlulukları üzerine sorulara da cevap arar. Örneğin, bir insanın kötü bir davranışı seçmesinin ardından, bu davranıştan dolayı cezalandırılması adil midir? Kesb teorisi, insanın özgür iradesiyle kötü bir davranış seçmesinin ardından sorumlu tutulabileceğini savunur. Ancak bu sorumluluk, Allah’ın kudretinin her şeyi kuşatan bir boyutta olmasıyla birlikte, insanın özgür seçimlerini göz önünde bulundurur.

Sonuç

Kesb teorisi, İslam düşüncesinde önemli bir yere sahiptir ve insanın özgür iradesi ile Allah’ın kudreti arasındaki ilişkiyi anlamaya yönelik derin bir felsefi yaklaşım sunar. Hem Eş'arî hem de Mâtürîdî düşünürler bu teoriyi farklı biçimlerde açıklamışlardır, ancak temel mesele, insanın hem özgür iradeye sahip olması hem de Allah’ın her şeyi yaratıcı gücünün bu eylemler üzerinde etkili olmasıdır. Kesb teorisi, insanın sorumluluğunu kabul eder ve aynı zamanda bu sorumluluğun Allah’ın takdiriyle şekillendiğini ifade eder. Bu denge, özgür irade ve kader arasındaki ilişkiyi açıklamada önemli bir role sahiptir.
 
Üst