Fatih Söylemezoğlu
İrtibat ayrıntıları
Katar’da düzenlenecek FIFA Dünya Kupası’na katılan ülkeler içinde artık biz de varız. Ama… 2002’de dünya üçüncüsü olarak tamamladığımız turnuvaya her yıl üstüne koyup ilerleyerek değil… Tam 20 yıl daha sonra ‘güvenlik nazaranvlisi’ olarak polisimiz ve askerimizle temsil edileceğiz!
TBMM’de yapılan tezkere oylaması, muhalefetin mızıkçılığına kurban gidecekti; Bu sefer başaramadılar!
Sporun normatif etik bedelleri ortasında kazanıp kaybetmekten öte, orada olup heyecanın bir modülü olmak var… Yensek de yenilsek de ve hatta seyretsek de; katılmanın ehemmiyetini anlayabilmek… Ha futbol ekibi ile katılmışız, ha güvenlik kuvvetlerimizle; ne fark eder? Yalnızca birinde harcıyoruz, başkasında kazanıyoruz!
BUNA DA ŞÜKÜR!
Ya Katar bizden top toplayıcı konusunda yardım isteseydi? İşte bu biçimde ele güne rezil olurduk. her neyse buna da şükür, bu sefer de bu biçimde olsun!
Şaka bir yana, sporun içine siyaseti bu kadar sokarsanız, tarih sizi 2002’deki üçüncülükle değil, 2022’deki bekçilik ile yad eder! halbuki hiç kimsenin ulu Türk Ordusu ve Emniyeti’nin bu türlü anılmasına müsaade vermemesi gerekirdi. Yazık..
ERGİN’İN ERGİNE’E YAPTIĞINI…
Geçen gün gazetenin bulunduğu plazaya girerken kapıda Yunanistan’ın NBA MVP’si ödüllü süperstarı Giannis Antetokounmpo ile karşılaştım. Çabucak yanıma geldi ve “Yazılarınızı epey beğeniyorum. Ne Emin Çölaşan, ne Yılmaz Özdil; hiç birini okumuyorum sizden diğer. Umarım bir gün beni de yazarsınız” dedi. Ben de kendisine teşekkür ettim ve “Bir gün seni de yazarız elbette” dedim…
Latife alışılmış, işin aslı şu biçimde: Geçen hafta Ergin Ataman bir röportajında Antetokounmpo’nun yanına gelerek “Koç, fevkalade bir basketbol oynuyorsunuz. Sizin kadrosu ve seni hayli takdir ediyorum. Bütün hayalim bir gün senin ekibinde oynamak” söylemiş olduğini söylüyor. Evvel inanamadım fakat görüntüyü izleyince içimden “Ergin’in Ergin’e yaptığını…” dedim.
Bak Ergin; emsalsiz fazlaca uygun koçsun ve heyben başarılarla dolu. Fakat senin pozisyonunda bir koç bu lafları eder mi? Yahu bırak bunu Giannis açıklasın, asıl bu biçimde kıymetli olur senin için. Güzel şeyler yaparken daima çam deviriyorsun. Lütfen sus, daha fazla ziyan verme kendine! Hocan Aydın Örs hiç bu biçimde bir kelam sarf etti mi? Unutma! Bu işin ortasında saygın kalabilmeyi başarabilmek bir fazilet.
HAKEM KREASYONU
Geçen haftaki konuğumuz Mete Kalkavan’a son kelamım: Efes maçına bu defa ulusal kadro eşofmanı ile gitmişsin. Önümüzdeki maçta hangi kreasyonu kullanacağını bilmiyorum. Fakat sana bir ağabey tavsiyesi; bu algı/akıl oyunlarını bir kenara bırakıp, spor topluluğunun seni görmek istediği hakem formana/formatına dönersen, senin için daha uygun olacak.
KİMSEYE MİNNET BORCUNUZ YOK
Ampute Futbol Ulusal Kadromuz, Dünya Şampiyonu oldu. Kendilerini kutlarken kimi tenkitlerimi iletmeden geçemeyeceğim: Arkadaşlar bunu siz başardınız. Siz çalıştınız, siz yoruldunuz, siz üzüldünüz, siz acı çektiniz. Bu ülkenin her şeyi ile size minnet borcu var, sizin kimseye yok! ötürüsıyla her uzatılan mikrofona oraya buraya minnet yollayarak konuşmanıza gerek yok. Lütfen işi değersizleştirmeyin bu konuşmalarla. Unutmayın, şampiyonsunuz ve her şeyi aslına bakarsan hak ediyorsunuz.
Fatih Söylemezoğlu
İrtibat ayrıntıları
Katar’da düzenlenecek FIFA Dünya Kupası’na katılan ülkeler içinde artık biz de varız. Ama… 2002’de dünya üçüncüsü olarak tamamladığımız turnuvaya her yıl üstüne koyup ilerleyerek değil… Tam 20 yıl daha sonra ‘güvenlik nazaranvlisi’ olarak polisimiz ve askerimizle temsil edileceğiz!
TBMM’de yapılan tezkere oylaması, muhalefetin mızıkçılığına kurban gidecekti; Bu sefer başaramadılar!
Sporun normatif etik bedelleri ortasında kazanıp kaybetmekten öte, orada olup heyecanın bir modülü olmak var… Yensek de yenilsek de ve hatta seyretsek de; katılmanın ehemmiyetini anlayabilmek… Ha futbol ekibi ile katılmışız, ha güvenlik kuvvetlerimizle; ne fark eder? Yalnızca birinde harcıyoruz, başkasında kazanıyoruz!
BUNA DA ŞÜKÜR!
Ya Katar bizden top toplayıcı konusunda yardım isteseydi? İşte bu biçimde ele güne rezil olurduk. her neyse buna da şükür, bu sefer de bu biçimde olsun!
Şaka bir yana, sporun içine siyaseti bu kadar sokarsanız, tarih sizi 2002’deki üçüncülükle değil, 2022’deki bekçilik ile yad eder! halbuki hiç kimsenin ulu Türk Ordusu ve Emniyeti’nin bu türlü anılmasına müsaade vermemesi gerekirdi. Yazık..
ERGİN’İN ERGİNE’E YAPTIĞINI…
Geçen gün gazetenin bulunduğu plazaya girerken kapıda Yunanistan’ın NBA MVP’si ödüllü süperstarı Giannis Antetokounmpo ile karşılaştım. Çabucak yanıma geldi ve “Yazılarınızı epey beğeniyorum. Ne Emin Çölaşan, ne Yılmaz Özdil; hiç birini okumuyorum sizden diğer. Umarım bir gün beni de yazarsınız” dedi. Ben de kendisine teşekkür ettim ve “Bir gün seni de yazarız elbette” dedim…
Latife alışılmış, işin aslı şu biçimde: Geçen hafta Ergin Ataman bir röportajında Antetokounmpo’nun yanına gelerek “Koç, fevkalade bir basketbol oynuyorsunuz. Sizin kadrosu ve seni hayli takdir ediyorum. Bütün hayalim bir gün senin ekibinde oynamak” söylemiş olduğini söylüyor. Evvel inanamadım fakat görüntüyü izleyince içimden “Ergin’in Ergin’e yaptığını…” dedim.
Bak Ergin; emsalsiz fazlaca uygun koçsun ve heyben başarılarla dolu. Fakat senin pozisyonunda bir koç bu lafları eder mi? Yahu bırak bunu Giannis açıklasın, asıl bu biçimde kıymetli olur senin için. Güzel şeyler yaparken daima çam deviriyorsun. Lütfen sus, daha fazla ziyan verme kendine! Hocan Aydın Örs hiç bu biçimde bir kelam sarf etti mi? Unutma! Bu işin ortasında saygın kalabilmeyi başarabilmek bir fazilet.
HAKEM KREASYONU
Geçen haftaki konuğumuz Mete Kalkavan’a son kelamım: Efes maçına bu defa ulusal kadro eşofmanı ile gitmişsin. Önümüzdeki maçta hangi kreasyonu kullanacağını bilmiyorum. Fakat sana bir ağabey tavsiyesi; bu algı/akıl oyunlarını bir kenara bırakıp, spor topluluğunun seni görmek istediği hakem formana/formatına dönersen, senin için daha uygun olacak.
KİMSEYE MİNNET BORCUNUZ YOK
Ampute Futbol Ulusal Kadromuz, Dünya Şampiyonu oldu. Kendilerini kutlarken kimi tenkitlerimi iletmeden geçemeyeceğim: Arkadaşlar bunu siz başardınız. Siz çalıştınız, siz yoruldunuz, siz üzüldünüz, siz acı çektiniz. Bu ülkenin her şeyi ile size minnet borcu var, sizin kimseye yok! ötürüsıyla her uzatılan mikrofona oraya buraya minnet yollayarak konuşmanıza gerek yok. Lütfen işi değersizleştirmeyin bu konuşmalarla. Unutmayın, şampiyonsunuz ve her şeyi aslına bakarsan hak ediyorsunuz.
Fatih Söylemezoğlu