Türk Teşebbüs ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED), İdare Konseyi, iktisattaki bozulmalara ve artan döviz kurlarına ait bugün yayımladığı açıklamada iktisat idaresi anlayışının değişmesi gerektiğini belirtti.
“Ekonomi idaresi anlayışında değişikliğe muhtaçlığımız var” başlığı ile yayımlanan açıklamada kur istikrarının ehemmiyetine dikkat çekildi. Kurlardaki istikrarsızlığın fiyat oluşumuna imkan vermediği tabir edilen açıklamada, “Üretim, iç piyasadaki alışveriş ve dış ticaret durma noktasına gelmiştir. Mali kısımdaki süreçler beklemeye geçmiştir” tabirleri kullanıldı.
Pandemi, siyasi tansiyonlar, mülteci krizi, iklim değişikliği ve gelir adaletsizliği üzere meseleler niçiniyle dünyanın sıkıntı bir devirden geçtiği belirtilen açıklamada, “Bu güçlü konjonktürde iktisat siyasetlerinin oluşturulmasında iktisat biliminin açıklayamadığı sistemler kullanılması meçhullüğü artırıyor” denildi.
İktisat biliminin gerekliliklerine uygun piyasa idaresi anlayışının benimsenmesi gerektiğine inanıyoruz” sözlerine yer verilen açıklamada, Piyasa dinamikleri haricinde, geçmişte denenen ve başarısız sonuçlar alınan metotlarla kaybedecek vaktin olamdığı açıklandı.
ALIŞVERİŞ VE DIŞ TİCARET DURMA NOKTASINA GELDİ
Kur istikrarının ehemmiyetine vurgu yapılan açıklamada şunlar söylendi:
“Döviz kuru iktisattaki mal ve hizmet alışverişlerini mümkün kılan fiyat oluşumunun temel öğesidir. Kurlardaki istikrarsızlık ticaret esnasındaki fiyat oluşumuna imkân vermediği için üretim, iç piyasadaki alışveriş ve dış ticaret durma noktasına gelmiştir.
Mali kısımdaki süreçler beklemeye geçmiştir. Gerçek dal ve mali daldaki bu aksamalar, istihdam ve yatırımları olumsuz etkileyeceği üzere, gelir dağılımında da önemli bozulmalar yaratacaktır.”
MERKEZ BANKASI BAĞIMSIZLIĞINA VURGU
Kurumların bağımsızlığına vurgu yapılan açıklamada son olarak şöyleki denildi:
“2001 krizi daha sonrası uygulanan siyasetlerin fazlaca başarılı olduğunu ve bunun kararında 2002-2013 yılları içinde GSYH’mızın 12 bin 500 dolara kadar çıkarak, ülkemizin Orta Gelir Tuzağı’nı aşma noktasına gelmiş olduğunu anımsarsak, yapılması gerekenler fazlaca açıktır. Merkez Bankası başta olmak üzere kurumlarımızın bağımsızlığını bir daha tesis edecek türel düzenlemelerin yapılmasını, adil, şeffaf, hesap verebilir ve liyakat temelli bir anlayış ile direnci artırılmış, öngörülebilir bir iktisat siyasetinin hiç vakit kaybetmeden hayata geçirilmesini talep ediyoruz.
Ülkemizin krizden çıkış seyahatinde üretim iktisadı temelli, demokratik, lâik ve toplumsal hukuk devletini güçlendirmesi, güçler ayrılığını, istikrar ve denetleme sistemlerini yerli yerine oturtması, yargının tam bağımsızlığını ve hukukun üstünlüğünü tesis etmesi, demokratik ıslahatların gerçekleştirilmesi ile inanç ve istikrarın bir daha sağlanacağını düşünüyoruz.”
Yatırım tavsiyesi içermez.
“Ekonomi idaresi anlayışında değişikliğe muhtaçlığımız var” başlığı ile yayımlanan açıklamada kur istikrarının ehemmiyetine dikkat çekildi. Kurlardaki istikrarsızlığın fiyat oluşumuna imkan vermediği tabir edilen açıklamada, “Üretim, iç piyasadaki alışveriş ve dış ticaret durma noktasına gelmiştir. Mali kısımdaki süreçler beklemeye geçmiştir” tabirleri kullanıldı.
Pandemi, siyasi tansiyonlar, mülteci krizi, iklim değişikliği ve gelir adaletsizliği üzere meseleler niçiniyle dünyanın sıkıntı bir devirden geçtiği belirtilen açıklamada, “Bu güçlü konjonktürde iktisat siyasetlerinin oluşturulmasında iktisat biliminin açıklayamadığı sistemler kullanılması meçhullüğü artırıyor” denildi.
İktisat biliminin gerekliliklerine uygun piyasa idaresi anlayışının benimsenmesi gerektiğine inanıyoruz” sözlerine yer verilen açıklamada, Piyasa dinamikleri haricinde, geçmişte denenen ve başarısız sonuçlar alınan metotlarla kaybedecek vaktin olamdığı açıklandı.
ALIŞVERİŞ VE DIŞ TİCARET DURMA NOKTASINA GELDİ
Kur istikrarının ehemmiyetine vurgu yapılan açıklamada şunlar söylendi:
“Döviz kuru iktisattaki mal ve hizmet alışverişlerini mümkün kılan fiyat oluşumunun temel öğesidir. Kurlardaki istikrarsızlık ticaret esnasındaki fiyat oluşumuna imkân vermediği için üretim, iç piyasadaki alışveriş ve dış ticaret durma noktasına gelmiştir.
Mali kısımdaki süreçler beklemeye geçmiştir. Gerçek dal ve mali daldaki bu aksamalar, istihdam ve yatırımları olumsuz etkileyeceği üzere, gelir dağılımında da önemli bozulmalar yaratacaktır.”
MERKEZ BANKASI BAĞIMSIZLIĞINA VURGU
Kurumların bağımsızlığına vurgu yapılan açıklamada son olarak şöyleki denildi:
“2001 krizi daha sonrası uygulanan siyasetlerin fazlaca başarılı olduğunu ve bunun kararında 2002-2013 yılları içinde GSYH’mızın 12 bin 500 dolara kadar çıkarak, ülkemizin Orta Gelir Tuzağı’nı aşma noktasına gelmiş olduğunu anımsarsak, yapılması gerekenler fazlaca açıktır. Merkez Bankası başta olmak üzere kurumlarımızın bağımsızlığını bir daha tesis edecek türel düzenlemelerin yapılmasını, adil, şeffaf, hesap verebilir ve liyakat temelli bir anlayış ile direnci artırılmış, öngörülebilir bir iktisat siyasetinin hiç vakit kaybetmeden hayata geçirilmesini talep ediyoruz.
Ülkemizin krizden çıkış seyahatinde üretim iktisadı temelli, demokratik, lâik ve toplumsal hukuk devletini güçlendirmesi, güçler ayrılığını, istikrar ve denetleme sistemlerini yerli yerine oturtması, yargının tam bağımsızlığını ve hukukun üstünlüğünü tesis etmesi, demokratik ıslahatların gerçekleştirilmesi ile inanç ve istikrarın bir daha sağlanacağını düşünüyoruz.”
Yatırım tavsiyesi içermez.