Galatasaray Kulübü İdare Kurulu’nun toplantısının akabinde açıklama yapan Basın Sözcüsü Remzi Sanver, gündeme dair değerli tabirler kullandı.
Toplantının niye Galatasaray Üniversitesi’nde yapıldığına değinen Sanver, transfer sürecinde idareye yapılan tenkitlere karşılık verdi. Mali disiplinden taviz vermeyeceklerinin altını çizen Sanver, “elbet bu sene futbolda şampiyon olmak istiyoruz, inşallah olacağız da. Bundan daha kıymetli sıkıntımız çocuklarımıza nasıl bir Galatasaray miras bırakacağımızdır” dedi.
Türkiye’de spor kulüplerinin birbirleriyle olan ilgilerinde kullandıkları üsluba değinen Sanver, “Kimsenin üslubuna karışmak hakkımız değil. Fakat Türkiye’de spor kulüplerinin birbiriyle münasebetlerinin lisanında kimi vakit gözlemlenen sertlikten duyduğumuz üzüntüyü söz etmek, ki ne yazık biz de her vakit bundan muaf olmadık. Her halükarda epey önemsediğimiz üslup ihtimamını rakiplerimizle bağlantılarımızda de göstereceğimizi teyit etmek isterim. Biz Türkiye’de spor kulüpleri olarak rakibiz, lakin hasım değiliz. Hepimiz birebir gemideyiz. Geminin ziyan görmesi hepimize ziyan verir” formunda konuştu.
Konuşmasında ünlü şair Yunus Emre’den alıntılar yapan Remzi Sanver’in açıklamalarının tamamı:
“Galatasaray Kulübü İdare Konseyi olarak periyodumuzun üçüncü toplantısını Galatasaray Üniversitesi’nde gerçekleştirdik. Değerlendirmeyi yapmadan evvelden yer seçimimizin kuvvetli sembolik manasına değinmek isterim. 1992 yılında kurulan Galatasaray Üniversitesi, kuruluşuna müteakip kendisine bağlanan Galatasaray Lisesi, Ortaokulu ve İlkokulu’yla Türkiye’nin en kapsamlı eğitim zinciridir. Bir üniversite için genç sayılacak 29 yaşına karşın dünya akademisinde hürmet nazarann bir kurum olmayı başarmış, bünyesindeki Galatasaray Lisesi’nin köklerinin 550 yıl öncesine uzanmasıyla yeryüzünde emsali güç bulunur bir eğitim geleneğini temsil eder hale gelmiştir. Galatasaray Lisesi’nden doğan, ötürüsıyla Galatasaray eğitim geleneğinin evladı olan kulübümüzün Galatasaray Üniversitesi ile yakın iş birliği içerisinde olmayı dilememesi tasavvur edilemez. Biri sporda, başkası akademide dünyaca hürmet kazanmış iki kurumun iş birliğinin bilimde, eğitimde, topluma hizmette üretebileceği yarar tarifsizdir. Bu heyecanımızı ortaya koymak için Galatasaray Üniversitesi’nde toplanmak istedik. Heyecanımız karşılık buldu. Saygıdeğer rektör Prof. Dr. Ertuğrul Karsak toplantımıza katılma davetimize icabet ederek bize erdem verdiler. Bugünkü toplantının Galatasaray Spor Kulübü ile Galatasaray Üniversitesi içindeki ilgilerde dönüm noktası olacağının heyecanını taşıyoruz. Galatasaray’ın bütün kurumlarının bir ve bütün olmasını göstermesi açısından da kıymetli buluyoruz.”
“FUTBOLDA İKİ ÇELİŞKİ VAR”
“Kişilerden bağımsız bu mevzunun tabiatında en azından şimdiki tabiatında iki çelişki var. Birinci çelişki bir yandan futbolda çabucak başarılı olmak istiyoruz, öbür yandan aslına bakarsanız ziyadesiyle zahmetli olan mali tablomuzu daha da bozacak adımlarla Galatasaray’ın geleceğini ipotek altına almaya hakkımız yok. İkinci çelişki, bir yandan her bahiste ve transferlerde şeffaflığı savunuyoruz, başka yandan ülkemizdeki spor sisteminin bütününün şeffaf olmadığı durumlarda Galatasaray’a ziyan vermeyecek dikkati göstermek zorundayız. Sportif A.Ş.’nin de idare heyeti lideri olan liderimiz Burak Elmas’ın, pahalı hocamız Fatih Terim’le istişareleriyle yönetilen sürecin bu çelişkilere istikrarlı tahliller ürettiğini görmekte memnunuz. Transfere dair bilgilerin açıklanmasını süreci yürüten Sportif A.Ş.’ye bırakmak daha uygun olsa da, atılmakta olan adımların hem bugünkü gereksinimlerimizi karşılayan, birebir vakitte Galatasaray’ın geleceğine dair sorumluluk taşıyan mahiyette olduğunu görmekten mutluluğumuzu söz etmek istiyorum.”
‘TRANSFER SÜRECİ BİTİNCE AÇIKLANACAK’
“Bu vesileyle atletlerimizle yapılan mukavelelerin mali içeriklerinin kamuya açıklanmamasına dair gelen şeffaflık temelli tenkitleri anladığımızı ve hürmetle karşıladığımızı söylemek isterim. Başka yandan bu ayrıntıların bütün rakiplerimiz tarafınca paylaşılmadığı bir ortamda tek taraflı açıklığımız transferde rekabet gücümüzü önemli bir biçimde kırardı. Ne yazık ki, bunu göze alamayacağımız kadar kuvvetli bir müddetçten geçtik. Yoksa kamuoyundan bilgi saklamak üzere bir niyetimiz olağan olarak yoktur. esasen Sportif A.Ş.’nin bütün mali süreçleri üyelerimizin bilgisine sunulmaya her vakit açıktır. Ayrıyeten liderimiz Burak Elmas da transfer sürecinin sonunda mukavelelerle ilgili ayrıntıların kamuoyuna açıklanacağını teyit etmiştir.”
“ŞAMPİYON OLMAK İSTİYORUZ AMA…”
“Değerli Galatasaraylılar kısa vadede atılan bu adımların uzun vadeli tahlillere dönüştürülmesi gerektiğini farkındayız. Kendi vaadlerimizin her şeydilk evvelce kendimiz takipçisiyiz. Galatasaray Spor Kulübü dünyanın en kuvvetli sivil toplum örgütleri içindeysa ana kaynaklarından bir tanesi yeryüzüne yayılmış milyonlarca taraftarımızdır. Onların heyecanını değerli buluyor, her türlü kanaldan yansımasını dinlemeye ve anlamaya çalışıyoruz. örneğin mesleğimle ilgili bir tweet atıyorum, altına yüzlerce transfer yorumu yazılıyor. Bundan hiç şikayetim yok. Çok memnunluk verici ve şirin buluyorum. Hatta bu yorumların bana karşı fazlaca da sevecen olmayan sözler de içeriyor. Bunu da şefkatle ve anlayışla karşılıyorum. Kurumsal olarak baktığımızda Galatasaray üzere birikimiyle, mali gücüyle, dünyadaki marka bedeliyle muazzam bir yapıyı günlük heyecanlarla değil, uzun vadeli bakışla yönetme sorumluluğu taşıyoruz. şüphesiz bu sene futbolda şampiyon olmak istiyoruz, inşallah olacağız da. Bundan daha kıymetli problemimiz çocuklarımıza nasıl bir Galatasaray miras bırakacağımızdır. Galatasaraylı olmakta duyduğumuz gururun bizden daha sonraki nesillere da taşınmasıdır. Bunun için tribündeki heyecanımız kaidedir. Lakin idaremizde sükunet ve ağır başlılık lazımdır. Bu hususu yalnızca kararlarımıza değil, üslubumuza da yansıtmak zorundayız. Tribünlerde sesimizi yükseltmek bizi kendimize güzel hissettirebilir ancak idare lisanımız asrı aşkın birikimimize uygun bir zerafeti ve bu birikme duyduğumuz inanca yakışır asudeliği yansıtmak zorundadır. Kaldı ki, hepimiz hayattaki şahsi deneyimlerimizden de ders çıkartmışızdır. Sesimizi ne kadar fazlaca yükseltirsek hakkımızı o kadar âlâ arıyor olmayız. Aksine, yeterli seçilmiş sözler hep yükseltilen seslerden çok daha tesirlidir.”
“SÖZ OLA KESE SAVAŞI…”
“Sözün ehemmiyetini ve kıymetini bizim kültürümüz bilir esasen. 8 asır evvelden bir Yunus Emre geçmiş bu topraklardan; Kelam ola kese savaşı, kelam ola kestire başı, kelam ola ola ağulu aşı, bal ile yağ ede bir kelam. Bu vesileyle bugün idare şurasını bu ayrıntısı konuşmadık fakat umarım yetkimi aşan bir söz kullanmıyorumdur. Kimsenin üslubuna karışmak hakkımız değil. Ancak Türkiye’de spor kulüplerinin birbiriyle ilgilerinin lisanında kimi vakit gözlemlenen sertlikten duyduğumuz üzüntüyü tabir etmek, ki ne yazık biz de her vakit bundan muaf olmadık. Her halükarda fazlaca önemsediğimiz üslup ihtimamını rakiplerimizle münasebetlerimizde de göstereceğimizi teyit etmek isterim. Biz Türkiye’de spor kulüpleri olarak rakibiz, fakat hasım değiliz. Hepimiz tıpkı gemideyiz. Geminin ziyan görmesi hepimize ziyan verir.”
“BEN GELMEDİM HENGAME İÇİN…”
“Son olarak spor kulüpleri olarak duruşumuzla, sözümüzle Türkiye’nin her kısmından beşere spor karşılaşmalarını aşan bir ilham veriyoruz. Galatasaray Kulübü olarak bu ilhamın bir dostluk kültürü, barış kültürü, sevgi kültürü geliştirecek istikamette olmasının sorumluluğunu vicdanımızın, ruhumuzun en derininde hissediyoruz. Geçtiğimiz hafta yaptığımız açıklamaya gelen yansılarla bir defa daha fark ettik ki, Galatasaray’ın bedelleriyle yalnızca Galatasaraylıların değil, bütün Türkiye’nin gönlüne dokunabiliyoruz. Konuşmamda Yunus’a atıf yaptım, onunla tamamlayalım; Ben gelmedim arbede için, benim işim sevi için, Hak’kın konutu gönüllerdir, gönüller yapmaya geldim. Spor kulübü yöneticiliğinin sakin denizde gemi yönetmek olmadığını biliyoruz. olağan olarak güzel günümüz, makus günümüz olacak. Maç kaybedeceğiz üzüleceğiz, kazanacağız sevineceğiz. Haksızlığa uğrayacağız isyan edeceğiz. Bunların hepsi olacak, gereğini yapacağız. Ancak Galatasaray bedellerinin gerektirdiği çizgiyi muhafazaya devam edeceğiz.”
Toplantının niye Galatasaray Üniversitesi’nde yapıldığına değinen Sanver, transfer sürecinde idareye yapılan tenkitlere karşılık verdi. Mali disiplinden taviz vermeyeceklerinin altını çizen Sanver, “elbet bu sene futbolda şampiyon olmak istiyoruz, inşallah olacağız da. Bundan daha kıymetli sıkıntımız çocuklarımıza nasıl bir Galatasaray miras bırakacağımızdır” dedi.
Türkiye’de spor kulüplerinin birbirleriyle olan ilgilerinde kullandıkları üsluba değinen Sanver, “Kimsenin üslubuna karışmak hakkımız değil. Fakat Türkiye’de spor kulüplerinin birbiriyle münasebetlerinin lisanında kimi vakit gözlemlenen sertlikten duyduğumuz üzüntüyü söz etmek, ki ne yazık biz de her vakit bundan muaf olmadık. Her halükarda epey önemsediğimiz üslup ihtimamını rakiplerimizle bağlantılarımızda de göstereceğimizi teyit etmek isterim. Biz Türkiye’de spor kulüpleri olarak rakibiz, lakin hasım değiliz. Hepimiz birebir gemideyiz. Geminin ziyan görmesi hepimize ziyan verir” formunda konuştu.
Konuşmasında ünlü şair Yunus Emre’den alıntılar yapan Remzi Sanver’in açıklamalarının tamamı:
“Galatasaray Kulübü İdare Konseyi olarak periyodumuzun üçüncü toplantısını Galatasaray Üniversitesi’nde gerçekleştirdik. Değerlendirmeyi yapmadan evvelden yer seçimimizin kuvvetli sembolik manasına değinmek isterim. 1992 yılında kurulan Galatasaray Üniversitesi, kuruluşuna müteakip kendisine bağlanan Galatasaray Lisesi, Ortaokulu ve İlkokulu’yla Türkiye’nin en kapsamlı eğitim zinciridir. Bir üniversite için genç sayılacak 29 yaşına karşın dünya akademisinde hürmet nazarann bir kurum olmayı başarmış, bünyesindeki Galatasaray Lisesi’nin köklerinin 550 yıl öncesine uzanmasıyla yeryüzünde emsali güç bulunur bir eğitim geleneğini temsil eder hale gelmiştir. Galatasaray Lisesi’nden doğan, ötürüsıyla Galatasaray eğitim geleneğinin evladı olan kulübümüzün Galatasaray Üniversitesi ile yakın iş birliği içerisinde olmayı dilememesi tasavvur edilemez. Biri sporda, başkası akademide dünyaca hürmet kazanmış iki kurumun iş birliğinin bilimde, eğitimde, topluma hizmette üretebileceği yarar tarifsizdir. Bu heyecanımızı ortaya koymak için Galatasaray Üniversitesi’nde toplanmak istedik. Heyecanımız karşılık buldu. Saygıdeğer rektör Prof. Dr. Ertuğrul Karsak toplantımıza katılma davetimize icabet ederek bize erdem verdiler. Bugünkü toplantının Galatasaray Spor Kulübü ile Galatasaray Üniversitesi içindeki ilgilerde dönüm noktası olacağının heyecanını taşıyoruz. Galatasaray’ın bütün kurumlarının bir ve bütün olmasını göstermesi açısından da kıymetli buluyoruz.”
“FUTBOLDA İKİ ÇELİŞKİ VAR”
“Kişilerden bağımsız bu mevzunun tabiatında en azından şimdiki tabiatında iki çelişki var. Birinci çelişki bir yandan futbolda çabucak başarılı olmak istiyoruz, öbür yandan aslına bakarsanız ziyadesiyle zahmetli olan mali tablomuzu daha da bozacak adımlarla Galatasaray’ın geleceğini ipotek altına almaya hakkımız yok. İkinci çelişki, bir yandan her bahiste ve transferlerde şeffaflığı savunuyoruz, başka yandan ülkemizdeki spor sisteminin bütününün şeffaf olmadığı durumlarda Galatasaray’a ziyan vermeyecek dikkati göstermek zorundayız. Sportif A.Ş.’nin de idare heyeti lideri olan liderimiz Burak Elmas’ın, pahalı hocamız Fatih Terim’le istişareleriyle yönetilen sürecin bu çelişkilere istikrarlı tahliller ürettiğini görmekte memnunuz. Transfere dair bilgilerin açıklanmasını süreci yürüten Sportif A.Ş.’ye bırakmak daha uygun olsa da, atılmakta olan adımların hem bugünkü gereksinimlerimizi karşılayan, birebir vakitte Galatasaray’ın geleceğine dair sorumluluk taşıyan mahiyette olduğunu görmekten mutluluğumuzu söz etmek istiyorum.”
‘TRANSFER SÜRECİ BİTİNCE AÇIKLANACAK’
“Bu vesileyle atletlerimizle yapılan mukavelelerin mali içeriklerinin kamuya açıklanmamasına dair gelen şeffaflık temelli tenkitleri anladığımızı ve hürmetle karşıladığımızı söylemek isterim. Başka yandan bu ayrıntıların bütün rakiplerimiz tarafınca paylaşılmadığı bir ortamda tek taraflı açıklığımız transferde rekabet gücümüzü önemli bir biçimde kırardı. Ne yazık ki, bunu göze alamayacağımız kadar kuvvetli bir müddetçten geçtik. Yoksa kamuoyundan bilgi saklamak üzere bir niyetimiz olağan olarak yoktur. esasen Sportif A.Ş.’nin bütün mali süreçleri üyelerimizin bilgisine sunulmaya her vakit açıktır. Ayrıyeten liderimiz Burak Elmas da transfer sürecinin sonunda mukavelelerle ilgili ayrıntıların kamuoyuna açıklanacağını teyit etmiştir.”
“ŞAMPİYON OLMAK İSTİYORUZ AMA…”
“Değerli Galatasaraylılar kısa vadede atılan bu adımların uzun vadeli tahlillere dönüştürülmesi gerektiğini farkındayız. Kendi vaadlerimizin her şeydilk evvelce kendimiz takipçisiyiz. Galatasaray Spor Kulübü dünyanın en kuvvetli sivil toplum örgütleri içindeysa ana kaynaklarından bir tanesi yeryüzüne yayılmış milyonlarca taraftarımızdır. Onların heyecanını değerli buluyor, her türlü kanaldan yansımasını dinlemeye ve anlamaya çalışıyoruz. örneğin mesleğimle ilgili bir tweet atıyorum, altına yüzlerce transfer yorumu yazılıyor. Bundan hiç şikayetim yok. Çok memnunluk verici ve şirin buluyorum. Hatta bu yorumların bana karşı fazlaca da sevecen olmayan sözler de içeriyor. Bunu da şefkatle ve anlayışla karşılıyorum. Kurumsal olarak baktığımızda Galatasaray üzere birikimiyle, mali gücüyle, dünyadaki marka bedeliyle muazzam bir yapıyı günlük heyecanlarla değil, uzun vadeli bakışla yönetme sorumluluğu taşıyoruz. şüphesiz bu sene futbolda şampiyon olmak istiyoruz, inşallah olacağız da. Bundan daha kıymetli problemimiz çocuklarımıza nasıl bir Galatasaray miras bırakacağımızdır. Galatasaraylı olmakta duyduğumuz gururun bizden daha sonraki nesillere da taşınmasıdır. Bunun için tribündeki heyecanımız kaidedir. Lakin idaremizde sükunet ve ağır başlılık lazımdır. Bu hususu yalnızca kararlarımıza değil, üslubumuza da yansıtmak zorundayız. Tribünlerde sesimizi yükseltmek bizi kendimize güzel hissettirebilir ancak idare lisanımız asrı aşkın birikimimize uygun bir zerafeti ve bu birikme duyduğumuz inanca yakışır asudeliği yansıtmak zorundadır. Kaldı ki, hepimiz hayattaki şahsi deneyimlerimizden de ders çıkartmışızdır. Sesimizi ne kadar fazlaca yükseltirsek hakkımızı o kadar âlâ arıyor olmayız. Aksine, yeterli seçilmiş sözler hep yükseltilen seslerden çok daha tesirlidir.”
“SÖZ OLA KESE SAVAŞI…”
“Sözün ehemmiyetini ve kıymetini bizim kültürümüz bilir esasen. 8 asır evvelden bir Yunus Emre geçmiş bu topraklardan; Kelam ola kese savaşı, kelam ola kestire başı, kelam ola ola ağulu aşı, bal ile yağ ede bir kelam. Bu vesileyle bugün idare şurasını bu ayrıntısı konuşmadık fakat umarım yetkimi aşan bir söz kullanmıyorumdur. Kimsenin üslubuna karışmak hakkımız değil. Ancak Türkiye’de spor kulüplerinin birbiriyle ilgilerinin lisanında kimi vakit gözlemlenen sertlikten duyduğumuz üzüntüyü tabir etmek, ki ne yazık biz de her vakit bundan muaf olmadık. Her halükarda fazlaca önemsediğimiz üslup ihtimamını rakiplerimizle münasebetlerimizde de göstereceğimizi teyit etmek isterim. Biz Türkiye’de spor kulüpleri olarak rakibiz, fakat hasım değiliz. Hepimiz tıpkı gemideyiz. Geminin ziyan görmesi hepimize ziyan verir.”
“BEN GELMEDİM HENGAME İÇİN…”
“Son olarak spor kulüpleri olarak duruşumuzla, sözümüzle Türkiye’nin her kısmından beşere spor karşılaşmalarını aşan bir ilham veriyoruz. Galatasaray Kulübü olarak bu ilhamın bir dostluk kültürü, barış kültürü, sevgi kültürü geliştirecek istikamette olmasının sorumluluğunu vicdanımızın, ruhumuzun en derininde hissediyoruz. Geçtiğimiz hafta yaptığımız açıklamaya gelen yansılarla bir defa daha fark ettik ki, Galatasaray’ın bedelleriyle yalnızca Galatasaraylıların değil, bütün Türkiye’nin gönlüne dokunabiliyoruz. Konuşmamda Yunus’a atıf yaptım, onunla tamamlayalım; Ben gelmedim arbede için, benim işim sevi için, Hak’kın konutu gönüllerdir, gönüller yapmaya geldim. Spor kulübü yöneticiliğinin sakin denizde gemi yönetmek olmadığını biliyoruz. olağan olarak güzel günümüz, makus günümüz olacak. Maç kaybedeceğiz üzüleceğiz, kazanacağız sevineceğiz. Haksızlığa uğrayacağız isyan edeceğiz. Bunların hepsi olacak, gereğini yapacağız. Ancak Galatasaray bedellerinin gerektirdiği çizgiyi muhafazaya devam edeceğiz.”