“Gıdanı Koru Sofrana Sahip Çık” kampanyasının birinci yılı kapsamında düzenlenen aktifliğe Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, FAO Türkiye Temsilcisi ve Orta Asya Alt Bölge Koordinatörü Viorel Gutu ve kampanya paydaşları ile kamu ve özel bölümden hayli sayıda temsilci katıldı.
Emine Erdoğan, Gıdanı Koru Sofrana Sahip Çık Kampanyası’na ait düzenlenen görüşmede yaptığı konuşmada, “Bir yandan iklim değişikliği ile çaba ediyoruz. Bir yandan iklim değişikliğinde büyük hissesi olan besin israfına tüm dünya olarak devam ediyoruz. Yemek bölümünün büyük bir sanayi olması insanları büyük bir pazarın gayesi haline getirdi. Yeme-içme adabı maalesef yok oldu. Yemek yeme hazcılık özdeş hale geldi. Ruhunu doyuramayan insanın midesi onun fıtratını da yok eden bir kara delik oldu. Televizyon reklamlarında eline yüzüne çikolata bulaşmış insanların halleri bir memnunluk anı olarak lanse ediliyor. Sinemalarda, dizilerde birbirlerine yiyecek fırlatarak eğlenen insanların manzaraları vicdanlara dokunuyor. Yalnızca ülkemizde değil tüm toplumlarda yemek kültürün en önde gelen ögelerinden biridir” dedi.
İsrafla gayret konusunda bedellerin hatırlanması gerektiğini söyleyen Emine Erdoğan, “Eğer globalleşen dünya birbirinden kültür alışverişi yapacaksa hazcılığı değil tevazu öğretilerini ödünç almalıdır. Ortamızda fazlaca değerli şeflerimiz var. Eminim onlar da benimle tıpkı fikirde olacaktır. Türk mutfağı atıksız mutfak kategorisinde birinci sırada yer alır. Mutfak kültürümüzde kalan her yiyecek bir öbür esere dönüşebilir. Turşular, şerbetler şifa deposudur” diye konuştu.
Yurtdışı temasları sırasında Afrika ülkelerinin birçoklarını ziyaret ettiğini bildiren Emine Erdoğan şunları kaydetti:
“Orada görüp şahit olduğumuz hüzünlü insan görünümleri bir ömür benimle bir arada yaşayacak. Dünyanın bir tarafında çocuklar bir lokma ekmeğe bir bardak pak suya muhtaçlar. Dünyanın bir öteki yanında insanların bir ısırık alıp bıraktığı tonlarca yemek çöpe gidiyor. Global bir seferberlikle ferdi davranışlarımızı değiştirerek insanlığı içine düştüğü bu utançtan kurtarabiliriz. Gelin daima birlikte sıradan tedbirler alalım. Alışverişe çıkmadan evvel alınacaklar listesi hazırlayalım. Porsiyonlarımızı küçültelim. Yalnızca muhtaçlığımız kadarını alıp bozulacağını bildiğimiz yiyecekleri istiflemekten vazgeçelim. Klasik mutfak kültürümüzü artırarak atıksız mutfağın püf noktalarını hayatımızda uygulayalım. Meyve ve zerzevatları kesinlikle mevsiminde tüketelim. En değerlisi beşere yakışır biçimde yiyip içmenin kurallarını çocuklarımıza da öğretelim.”
Dünya genelinde en kıymetli formülün besin bankacılığı olduğunu kaydeden Emine Erdoğan, besinlerin israf olmadan bu planların kıymetlendirilmesi gerektiğini aktardı.
görüşmede, web sayfası üzerinden vatandaşların iştirakiyle verilen 790 bin kelam ile, “Çevresel sürdürülebilirlik konusunda dünyada en epey kelam verilen kampanya” rekoru, Guinness nezdinde tescil edildiği belirtildi. Aktiflikte ayrıyeten, Avusturyalı fotoğraf sanatkarı Klaus Pichler’in “Grown for a Bin” (Çöpe Atılmak için Yetiştirilmiş) isimli fotoğraf standı de yapıldı. Sanatçı fotoğraflarında, besin israfı meselesine dikkat çekerken kültürel çeşitliliği de dikkate alarak tüketici alışkanlıklarının niçinlerine ışık tutmayı amaçlıyor. 32 fotoğraftan oluşan serinin başlığı, üretilen değerli ölçüde besinin sofralara gelemediğine dikkatleri çekiyor.
Yatırım tavsiyesi içermez.
Emine Erdoğan, Gıdanı Koru Sofrana Sahip Çık Kampanyası’na ait düzenlenen görüşmede yaptığı konuşmada, “Bir yandan iklim değişikliği ile çaba ediyoruz. Bir yandan iklim değişikliğinde büyük hissesi olan besin israfına tüm dünya olarak devam ediyoruz. Yemek bölümünün büyük bir sanayi olması insanları büyük bir pazarın gayesi haline getirdi. Yeme-içme adabı maalesef yok oldu. Yemek yeme hazcılık özdeş hale geldi. Ruhunu doyuramayan insanın midesi onun fıtratını da yok eden bir kara delik oldu. Televizyon reklamlarında eline yüzüne çikolata bulaşmış insanların halleri bir memnunluk anı olarak lanse ediliyor. Sinemalarda, dizilerde birbirlerine yiyecek fırlatarak eğlenen insanların manzaraları vicdanlara dokunuyor. Yalnızca ülkemizde değil tüm toplumlarda yemek kültürün en önde gelen ögelerinden biridir” dedi.
İsrafla gayret konusunda bedellerin hatırlanması gerektiğini söyleyen Emine Erdoğan, “Eğer globalleşen dünya birbirinden kültür alışverişi yapacaksa hazcılığı değil tevazu öğretilerini ödünç almalıdır. Ortamızda fazlaca değerli şeflerimiz var. Eminim onlar da benimle tıpkı fikirde olacaktır. Türk mutfağı atıksız mutfak kategorisinde birinci sırada yer alır. Mutfak kültürümüzde kalan her yiyecek bir öbür esere dönüşebilir. Turşular, şerbetler şifa deposudur” diye konuştu.
Yurtdışı temasları sırasında Afrika ülkelerinin birçoklarını ziyaret ettiğini bildiren Emine Erdoğan şunları kaydetti:
“Orada görüp şahit olduğumuz hüzünlü insan görünümleri bir ömür benimle bir arada yaşayacak. Dünyanın bir tarafında çocuklar bir lokma ekmeğe bir bardak pak suya muhtaçlar. Dünyanın bir öteki yanında insanların bir ısırık alıp bıraktığı tonlarca yemek çöpe gidiyor. Global bir seferberlikle ferdi davranışlarımızı değiştirerek insanlığı içine düştüğü bu utançtan kurtarabiliriz. Gelin daima birlikte sıradan tedbirler alalım. Alışverişe çıkmadan evvel alınacaklar listesi hazırlayalım. Porsiyonlarımızı küçültelim. Yalnızca muhtaçlığımız kadarını alıp bozulacağını bildiğimiz yiyecekleri istiflemekten vazgeçelim. Klasik mutfak kültürümüzü artırarak atıksız mutfağın püf noktalarını hayatımızda uygulayalım. Meyve ve zerzevatları kesinlikle mevsiminde tüketelim. En değerlisi beşere yakışır biçimde yiyip içmenin kurallarını çocuklarımıza da öğretelim.”
Dünya genelinde en kıymetli formülün besin bankacılığı olduğunu kaydeden Emine Erdoğan, besinlerin israf olmadan bu planların kıymetlendirilmesi gerektiğini aktardı.
görüşmede, web sayfası üzerinden vatandaşların iştirakiyle verilen 790 bin kelam ile, “Çevresel sürdürülebilirlik konusunda dünyada en epey kelam verilen kampanya” rekoru, Guinness nezdinde tescil edildiği belirtildi. Aktiflikte ayrıyeten, Avusturyalı fotoğraf sanatkarı Klaus Pichler’in “Grown for a Bin” (Çöpe Atılmak için Yetiştirilmiş) isimli fotoğraf standı de yapıldı. Sanatçı fotoğraflarında, besin israfı meselesine dikkat çekerken kültürel çeşitliliği de dikkate alarak tüketici alışkanlıklarının niçinlerine ışık tutmayı amaçlıyor. 32 fotoğraftan oluşan serinin başlığı, üretilen değerli ölçüde besinin sofralara gelemediğine dikkatleri çekiyor.
Yatırım tavsiyesi içermez.