Nadia Nadim, Taliban’ın ömrünü karartmaya cüret ettiği milyonlarca bayandan sırf birisi… Onu başkalarından ayıran şey ise futbolun kucağında büyüyerek tabip olmayı başardığı etkileyici ömür hikayesi. 11 yaşında ülkesi Afganistan’dan kaçan o küçük kız artık dünya futbolunun tanıdığı, 11 lisan bilen bir cerrah.
Etrafını ören duvarların durduramadığı bir hanımın kıssası: Nadia Nadim… Bir Danimarkalı olarak futbol oynamakta ve tıp okumakta özgürdü. Lakin tahminen de bir Afgan olarak tüm bunların ne manaya geldiğini bilmeyecekti. pek etkileyici bir ömür hikayesi için 1988’e uzanıyoruz…
2 Ocak’ta Herat kentinde gözlerini birinci dünyasına açan Nadia Nadim’in hayatı 11 yaşında babasının öldürülmesinin akabinde farklı bir yola evrildi… Afgan ordusunda bakılırsav yapan babasının Taliban tarafınca infaz edilmesinin akabinde rejimden kaçan Nadim, 4 kız kardeşi ve annesiyle bir arada meskenlerini terk etti. 6 bayandan oluşan bir aile için pek de inançlı sayılmayan ülkede kaçakçıların ortasına sığınan genç kız evvel geçersiz Pakistan dokümanlarını kullanarak İtalya’yı geçti. O sırada düzmece evrak işlerinden habersiz olan Nadim’e Pakistanlı üzere davranması ve soruları akıcı olmaktan fazlaca uzak olduğu Urduca lisanında yanıtlaması söylendi. Birinci öğrendiği lisanlardan biri oydu. Kaçırılanlara konuşmamaları, hiç bir şey yapmamaları ve tuvalete gitmeleri gerektiğinde kamyonun karanlık köşesini kullanmaları söyleniyordu. Akrabalarına sığınmak için çıkılan yolda Londra’ya geldiklerini düşünen aile kamyonetin kapıları açıldığında Danimarka’daydı… Londra yerine ülkenin kuzeyindeki küçük bir kent olan Randers’taydılar. Oradan aile, sığınmacılar için birincil süreç yeri olan Kopenhag’daki Sandholm konaklama merkezine transfer edildi.
Nadim ve kız kardeşi (Fotoğraf: SPORTbible)
KONUTTAN 6.300 KM UZAKTA YENİ BİR DÜNYA
Yaşadığı ruhsal travmanın izlerini silmeye çalışan genç kızın yeni kenti artık Kopenhag olmuştu. Konutundan 6 bin 300 km uzakta ikinci bir dünya… Sandholm’da sabahları çocuklara yönelik lisan dersleri ile meşguldü. Öğlenden daha sonra kendi başlarınaydılar, bu da ekseriyetle derme çatma bir alanda ‘futbol’ manasına geliyordu.
Bir mülteci olarak hayata tutunmanın açığa çıkardığı tutku ve ortasındaki futbola olan ilgiyle yüzleşti Nadim. Danimarka sonlarında örülen yeni ömründe bir hanımın futbolcu olabildiği bir dünyaya gözlerini bir daha açıyordu güya. Lakin ortasındaki tedirginlik futboldaki gelişmenini uzun müddet feci biçimde baltalayacaktı. Kendisi verdiği bir röportajda o hissiyatı şöyleki açıklıyor; “Futbol oynarken güya kanunları çiğniyormuş üzere hissediyordum…”
Aylarca kaldığı mülteci kampında kendisi üzere ülkesinden kaçan çocuklarla top peşinde koşmaya başlıyor evvel. Yüreğini toplayıp kız-erkek karışık kümelerde ışığını parlatmayı başarıyor ve o noktadan daha sonra futbol onun için bir tutkuya dönüşüyor. Mahallî liglerde keşfedilince seyahatinin başladığı İngiltere’de Manchester City üzere dünyaca ünlü bir kulübün kapılarını aralıyor. Vatandaşlığına kabul edildiği Danimarka Ulusal Takımı’nda da oynayan Nadim’in dünya vitrinine çıkmasını sağlayan olay ise PSG’ye transferi oluyor.
DÜNYA VİTRİNİNE ÇIKTIĞI O GÜN…
Fransız basınının bu dayanılmaz diriliş kıssasına duyduğu büyük ilgi ve artan popülarite ile bir arada ünlü iş dünyası mecmuası Forbes’ta 2018 yılı milletlerarası spor dünyasının en kuvvetli 20 hanımı içinde gösteriliyor.
Bir anda Afgan ve Danimarkalı bayanların rol modeli pozisyonuna gelen Nadim ömrün kendisine sunduğu 2. talihin karşılığını ödemek için hekim olmayı başına koyuyor. Futbolun yanında Aarhus Üniversitesi’nde rekonstrüktif plastik cerrahlığı eğitimi alıyor. (doğuştan ya da daha sonradan olan tüm biçim ve fonksiyon bozukluklarının düzeltilme cerrahisi)
11 yaşında Afganistan’dan kaçarak değişen dünyasında 33 yaşına geldiğinde tam 200 gol atmış, yüzlerce maça çıkmış, tam 11 lisan bilen (Danca, Almanca, Dari (Afganistan’ın Farsça lehçesi) ve zahmetli Urduca da dahil olmak üzere) ve tıp eğitimini tamamlayarak tabip olmaya hak kazanmış bir bayan olmayı başarıyor.
5 YIL BOYUNCA TIP OKUDU VE BAŞARDI
Futbol oynarken 5 yıl boyunca tıp okuyan Nadia Nadim bu hafta diplomasını aldığını toplumsal medya hesabından duyurdu. İlham veren kıssasında orijinal bir perde açan Nadim artık önünde hürmetle eğilinecek ve binlerce bayana ilham verecek bir muvaffakiyetin haklı gururunu yaşıyor.
Artık hiç bir şeyden saklanmak yok. ömrünü, inancının yorumuna kadar, seçtiği üzere yaşıyor. ESPN’ye verdiği son röportajda şu biçimde söylüyor Nadim; “O kadar dindar görünmüyorum zira biroldukça Müslüman kız futbol oynamaz ya da muhtemelen öteki şeyler yapmaz, fakat ben Tanrı’ya inanıyorum. Ben dindar bir beşerim. Lakin dinin şahsi bir şey olduğunu düşünüyorum. Bunu herkese göstermek zorunda değilim, diğerlerinin anlamasını sağlamak zorunda değilim. Bu benim İlah ile sıkıntım. bakılırsabildiğim sürece. sabahları aynaya bakıyorum ve kendime göre yanlışsız olanı yapıyorum, o kadar.”
Etrafını ören duvarların durduramadığı bir hanımın kıssası: Nadia Nadim… Bir Danimarkalı olarak futbol oynamakta ve tıp okumakta özgürdü. Lakin tahminen de bir Afgan olarak tüm bunların ne manaya geldiğini bilmeyecekti. pek etkileyici bir ömür hikayesi için 1988’e uzanıyoruz…
2 Ocak’ta Herat kentinde gözlerini birinci dünyasına açan Nadia Nadim’in hayatı 11 yaşında babasının öldürülmesinin akabinde farklı bir yola evrildi… Afgan ordusunda bakılırsav yapan babasının Taliban tarafınca infaz edilmesinin akabinde rejimden kaçan Nadim, 4 kız kardeşi ve annesiyle bir arada meskenlerini terk etti. 6 bayandan oluşan bir aile için pek de inançlı sayılmayan ülkede kaçakçıların ortasına sığınan genç kız evvel geçersiz Pakistan dokümanlarını kullanarak İtalya’yı geçti. O sırada düzmece evrak işlerinden habersiz olan Nadim’e Pakistanlı üzere davranması ve soruları akıcı olmaktan fazlaca uzak olduğu Urduca lisanında yanıtlaması söylendi. Birinci öğrendiği lisanlardan biri oydu. Kaçırılanlara konuşmamaları, hiç bir şey yapmamaları ve tuvalete gitmeleri gerektiğinde kamyonun karanlık köşesini kullanmaları söyleniyordu. Akrabalarına sığınmak için çıkılan yolda Londra’ya geldiklerini düşünen aile kamyonetin kapıları açıldığında Danimarka’daydı… Londra yerine ülkenin kuzeyindeki küçük bir kent olan Randers’taydılar. Oradan aile, sığınmacılar için birincil süreç yeri olan Kopenhag’daki Sandholm konaklama merkezine transfer edildi.
Nadim ve kız kardeşi (Fotoğraf: SPORTbible)
KONUTTAN 6.300 KM UZAKTA YENİ BİR DÜNYA
Yaşadığı ruhsal travmanın izlerini silmeye çalışan genç kızın yeni kenti artık Kopenhag olmuştu. Konutundan 6 bin 300 km uzakta ikinci bir dünya… Sandholm’da sabahları çocuklara yönelik lisan dersleri ile meşguldü. Öğlenden daha sonra kendi başlarınaydılar, bu da ekseriyetle derme çatma bir alanda ‘futbol’ manasına geliyordu.
Bir mülteci olarak hayata tutunmanın açığa çıkardığı tutku ve ortasındaki futbola olan ilgiyle yüzleşti Nadim. Danimarka sonlarında örülen yeni ömründe bir hanımın futbolcu olabildiği bir dünyaya gözlerini bir daha açıyordu güya. Lakin ortasındaki tedirginlik futboldaki gelişmenini uzun müddet feci biçimde baltalayacaktı. Kendisi verdiği bir röportajda o hissiyatı şöyleki açıklıyor; “Futbol oynarken güya kanunları çiğniyormuş üzere hissediyordum…”
Aylarca kaldığı mülteci kampında kendisi üzere ülkesinden kaçan çocuklarla top peşinde koşmaya başlıyor evvel. Yüreğini toplayıp kız-erkek karışık kümelerde ışığını parlatmayı başarıyor ve o noktadan daha sonra futbol onun için bir tutkuya dönüşüyor. Mahallî liglerde keşfedilince seyahatinin başladığı İngiltere’de Manchester City üzere dünyaca ünlü bir kulübün kapılarını aralıyor. Vatandaşlığına kabul edildiği Danimarka Ulusal Takımı’nda da oynayan Nadim’in dünya vitrinine çıkmasını sağlayan olay ise PSG’ye transferi oluyor.
DÜNYA VİTRİNİNE ÇIKTIĞI O GÜN…
Fransız basınının bu dayanılmaz diriliş kıssasına duyduğu büyük ilgi ve artan popülarite ile bir arada ünlü iş dünyası mecmuası Forbes’ta 2018 yılı milletlerarası spor dünyasının en kuvvetli 20 hanımı içinde gösteriliyor.
Bir anda Afgan ve Danimarkalı bayanların rol modeli pozisyonuna gelen Nadim ömrün kendisine sunduğu 2. talihin karşılığını ödemek için hekim olmayı başına koyuyor. Futbolun yanında Aarhus Üniversitesi’nde rekonstrüktif plastik cerrahlığı eğitimi alıyor. (doğuştan ya da daha sonradan olan tüm biçim ve fonksiyon bozukluklarının düzeltilme cerrahisi)
11 yaşında Afganistan’dan kaçarak değişen dünyasında 33 yaşına geldiğinde tam 200 gol atmış, yüzlerce maça çıkmış, tam 11 lisan bilen (Danca, Almanca, Dari (Afganistan’ın Farsça lehçesi) ve zahmetli Urduca da dahil olmak üzere) ve tıp eğitimini tamamlayarak tabip olmaya hak kazanmış bir bayan olmayı başarıyor.
5 YIL BOYUNCA TIP OKUDU VE BAŞARDI
Futbol oynarken 5 yıl boyunca tıp okuyan Nadia Nadim bu hafta diplomasını aldığını toplumsal medya hesabından duyurdu. İlham veren kıssasında orijinal bir perde açan Nadim artık önünde hürmetle eğilinecek ve binlerce bayana ilham verecek bir muvaffakiyetin haklı gururunu yaşıyor.
Artık hiç bir şeyden saklanmak yok. ömrünü, inancının yorumuna kadar, seçtiği üzere yaşıyor. ESPN’ye verdiği son röportajda şu biçimde söylüyor Nadim; “O kadar dindar görünmüyorum zira biroldukça Müslüman kız futbol oynamaz ya da muhtemelen öteki şeyler yapmaz, fakat ben Tanrı’ya inanıyorum. Ben dindar bir beşerim. Lakin dinin şahsi bir şey olduğunu düşünüyorum. Bunu herkese göstermek zorunda değilim, diğerlerinin anlamasını sağlamak zorunda değilim. Bu benim İlah ile sıkıntım. bakılırsabildiğim sürece. sabahları aynaya bakıyorum ve kendime göre yanlışsız olanı yapıyorum, o kadar.”
MAMA, I MADE IT!!!! #SchoolsOut
Doctor Nadim in the house!
pic.twitter.com/QIn2xkcVwV
— Nadia Nadim (@nadia_nadim) January 14, 2022