Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Lideri Recep Tayyip Erdoğan, Sakarya Demokrasi Meydanı’nda düzenlenen Sakarya Acil Durum Hastanesi, Büyükşehir Yatırımları ve Eğitim Yatırımları ile İmali Tamamlanan Başka Projelerin Toplu Açılış Töreni’nde bir konuşma gerçekleştirdi.
“BENİM ÜLKEM BUNLARIN ELİNE KALIRSA HALİMİZ KAÇ OLUR”
Uzun seyahatlerden geldiğini aktaran Erdoğan, konuşmasını şu biçimde sürdürdü:
* “Özbekistan’dan geldim. Özbekistan’dan New York’a geçtik. New York’ta Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda hitabımızı dünyaya yaptık. Türkevi’nde, bizim inşa ettiğimiz Türkevi’nde dünya önderleriyle elhamdülillah art geriye 3 gün birebir görüşmeler yaptık.
* Kim ismine yaptık? Milletimizin ismine yaptık. Hamdolsun hepsinden de gerek yaptığımız konuşmayla ilgili gerekse milletimizle ilgili daima teşekkürler aldık. Bu teşekkürleri alırken yanımda da gerimde da yalnızca siz vardınız. Zira bu milletin bir evladı olmak, bu milletin bir ferdi olmaktan daha büyük bir bahtiyarlık olabilir mi? İşte onunla yürüdük. Bu coşkuyla yürüdük ve Rabb’im de önümüzü açtı.
* Yaptığımız bütün görüşmelerden hamdolsun ülkeme selamlar var. Ülkeme bu noktada nitekim sevgiler var. Niçin? Afrika’da Türkiye var. Asya’da Türkiye var. Myanmar’da Türkiye var. Arakan’da Türkiye var. Nereye gidersen git, Türkiye var.”
” BAY KEMAL, SAKARYA’NIN NEREDE OLDUĞUNU BİLMİYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ezelden beri Sakarya bizi bilir. Biz de Sakarya’yı biliriz.” diyerek, kelamlarına şöyleki devam etti:
* “Sakarya’yı bilmeyenler Ankara’nın batısında gerçekleşen Sakarya Meydan Savaşı’nın burada yapıldığını sanır. O denli mi? Bay Kemal, Sakarya’nın nerede olduğunu bilmiyor. Yolları karıştırmış. Belediye lider adayı olmuştu İstanbul’da. Kağıthane’ye ne diyordu? Kağıttepe diyordu. Düşünebiliyor musunuz? Benim ülkem bunların eline kalırsa halimiz kaç olur. Onun için epey çalışacağız. Durmak yok, yola devam. öncedenallah ben size inanıyorum. Gümbür gümbür geleceğinize inanıyorum. Sakarya’yı bilmeyenler şu meydanın altında esasen var olan otoparkı seçim vaadi olarak söyler. O denli mi? Ancak hamdolsun bizim 40 yıldır tüm ilçeleriyle Sakarya’nın neredeyse her karışında izimiz var.”
Sakarya Meydan Muharebesi’nin 100. yılını geride bıraktıklarını hatırlatan Erdoğan, bu yıl Ağustos’un 26’sından Eylül’ün 9’una kadar da ‘Yunan’ı ülkeden söküp atarak’, Ulusal Mücadele’yi zaferle neticelendirdikleri bir dizi zaferin 100. yılını coşkuyla kutladıklarını lisana getirdi. Erdoğan, bu vesileyle Anadolu topraklarını kanlarıyla sulayarak kendilerine vatan olarak bırakan tüm şehitleri ve gazileri rahmetle yad ettiğini aktardı.
Erdoğan, “Bunlar şehit nedir bilmez. Bunlar şüheda nedir bilmez. ‘Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda. Canı cananı bütün varımı alsın da Hüda. Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.’ Bay Kemal, bunları bilmez lakin alışacak.” dedi.
ALTILI MASA ELEŞTİRİSİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kentteki faal sigortalı sayısının 167 binden 326 binin üzerine çıktığını belirterek, şu tabirleri kullandı:
* “Biz o denli birileri üzere yarısı palavra, yarısı yanlış, bir kısmı da iftiradan ibaret boş laflarla milletimizin vaktini heba etmiyoruz. Biz yapılmış, bitmiş, milletin hizmetine sunulmuş yatırımları, seçim vaadi olarak söyleyerek kendimizi komik duruma da düşürmüyoruz. Biz eserlerimizle konuşuyoruz. Hizmetlerimizle konuşuyoruz. Projelerimizle konuşuyoruz. Yatırımlarımızla konuşuyoruz. Erenler ne diyor; ‘Kamil odur ki koya dünyada bir eser, yapıtı olmayanın yerinde yeller eser.’ İnşallah 2023’te bir defa daha kimin ülkemizi ve kentlerimizi yapıtlarıyla şenlendirdiğini, kimin yerinde yeller estiğini nazaranceğiz.
* Birileri ülkeyi yönetmeyi partisindeki hizipleri yönetim etmekle karıştırıyor. Artık malum bir Altılı Masaları var. Bu Altılı Masa’dan bir şey çıkar mı? Bunlar her görüşmede, yalnızca bir daha sonraki toplantıyı kimin konutunda yapacaklar onu konuşuyorlar, öteki bir şey yok. Birileri ülkeyi yönetmeyi, kurdukları masaya oturttukları ve etrafında topladıkları güya bilinmeyen ortaklarını yönetim etmekle karıştırıyor.
* Birileri ülkeyi yönetmeyi, vesayet tetikçiliğiyle darbe destekçiliğiyle kendilerine emanet edilen kurumları batırmakla karıştırıyor. Ya bu Bay Kemal, Toplumsal Sigortalar Kurumu’nu batıran adam değil mi? Orayı batırdı, batırmakla kalmadı ve kaç beşerler, evet Savaş Ay’ın programını izlediyseniz, maalesef Toplumsal Sigortalar Kurumunda, hastanelerde vefat döşeklerinde kaldılar. bir daha bunlar parti teşkilatlarından devşirdikleri figüranlarla sokak tiyatrosu oynamakla bu işi karıştırıyor. meğer kazın ayağı o denli değil.”
“200 ESİRİN TAKASINI KİM YAPTI? TÜRKİYE”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya-Ukrayna Savaşı’na değinerek, konuşmasını şu biçimde sürdürdü:
* “Rusya-Ukrayna içinde savaş var mı? Var. Pekala, tarım tahıl koridorunda 4 milyon tonun üzerinde tahılı Karadeniz’den alıp dünyaya dağıtan ülke hangi ülke? Yalnızca bu mu? Esirlerin takasını, 200 esirin takasını kim yaptı? Türkiye. Aldık ve takası yapıp ülkelerine gönderilmesi gereken yerlere elhamdülillah biz gönderdik. Ve şu anda Rusya, Ukrayna, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri, dünya, evelallah kimleri konuşuyor? Bizleri konuşuyor, Türkiye’yi konuşuyor. Global krizlere karşın bu olayı çözmenin uğraşı ortasında olduk ve bu işi de Rabb’imin lütfuyla başardık.”
“6’LI MASA’YI GEREKTİĞİ HALDE MİLLET OLARAK DEVİRMEYE HAZIR MISINIZ?”
Erdoğan, kelamlarına şu biçimde devam etti:
* “Eğitim, sıhhat, adalet, emniyet ve çabucak sonrasında ne dedik? Bunlara ek ulaşım, tarım, demokrasi. Yetmez. Ne dedik? Dış siyaset. İşte bu dış siyasetin da en son tırmandığı nokta neresi? İşte gördünüz. Birleşmiş Milletler Genel Konseyinde dünyaya hitap ettik mi? Hitap ettik.
* Birleşmiş Milletler binasının karşısına Türkevi’ni diktik mi? Allah’a hamdolsun. Artık Birleşmiş Milletler binasının çabucak karşısında bizim binamız var. Bütün artık çalışmalarımızı oradan yürütüyoruz. Dikkat ederseniz bunların ülkenin ve milletin rastgele bir sorununun tahliline dair hiç bir projesini, vaadini duyamazsınız. Teklifini duyamazsınız.
* Zira hem o denli bir kaygıları yok hem o denli bir kapasiteleri yok hem o denli bir hazırlıkları yok. Bütün umutlarını global krizin ekonomimizdeki tesirlerine ve uzunca bir müddetdir fütursuzca yürüttükleri iftira kampanyalarına bağlamış durumdalar. Ülkemizin ve milletimizin kahırlarından medet umacak kadar muvazeneyi yitirmiş vaziyetteler.”
“El atına binen tez iner” atasözünü de hatırlatan Erdoğan, şu sözleri kullandı:
* “Kendi emeği, kendi uğraşı, kendi alın teri olmayan işlere bel bağlayarak iktidar düşü gorenleri, sandıkta sizlerin bir sefer daha uyandıracağına inanıyorum. Bu 6’lı Masa’yı gerektiği biçimde millet olarak devirmeye hazır mısınız? Bunu aslına bakarsan Sakarya söylüyor. Şu anda bu meydan söylüyor. 2023’e giden yolda o denli eskisi üzere siyasi ve toplum mühendisliği eseri oyunlarla istikameti belirlenecek bir ülke olmadığını bunlara daima birlikte göstereceğiz.
* Ülkemizin son 8-9 yıldır yaşadığı kesintisiz taarruzların niçini yalnızca AK Parti’yi, yalnızca Cumhur İttifakını, yalnızca Tayyip Erdoğan’ı iktidardan indirmek değildir. Asıl maksat, Türkiye’yi bir daha siyasetiyle, iktisadıyla, dış siyasetiyle, her şeyiyle, güvenliğiyle malum yerlere, malum güç odaklarına yeniden bağımlı hale getirmektir. Bunların rahatsızlığı bizden değil, Türkiye’nin özgürce kendi siyasetini belirliyor, onurluca duruş sergiliyor, üretiyor, büyüyor, gelişiyor olmasındandır.
* O denli ki Seyahat olaylarından FETÖ’nün birinci büyük atağı olan 17-25 Aralık emniyet, yargı, darbe teşebbüsüne, PKK’nın çukur aksiyonlarından DEAŞ taarruzlarıyla sonlarımızın tacizine, bilhassa istikbalimizi gaye alan 15 Temmuz darbe teşebbüsünden iktisadımızı mahvetme tehditlerine kadar son devirde önümüze konan faturanın gerisinde işte bu gaye vardır.”
“HANİ YA HER TARAF İKTİSATTA ÇÖKMÜŞTÜ, BATMIŞTI?”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sakarya’ya gelirken helikopterden köprüleri gördüğünü belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:
* “Allah’a hamdolsun Osman Gazi Köprüsü’nden, bunun yanında Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nden, öbür taraftan elhamdülillah İGA’dan uçan yolcu sayısı, Sabiha Gökçen’den uçan yolcu sayısı… Bakıyorsunuz İGA’dan uçan yolcu sayısı 235 bin, öbür tarafta bakıyorsunuz Sabiha Gökçen’den 100 bin. Dünyada havalimanları kapalı, uçuşları hakikat dürüst yapamıyorlar ancak Türkiye’de şu anda köprülerimiz bangır bangır evelallah, araçlar gidiyor geliyor. Hani ya her taraf iktisatta çökmüştü, batmıştı?
* Ben artık helikopterden o yolları gördüm, araçlar, arabalar, otobüsler, kamyonlar, TIR’lar, evelallah tıklım tıklım yollar dolu. Bu bir şeyi gösteriyor, neyi gösteriyor? Ekonomik canlılığı gösteriyor lakin gözü olan görür, lisanı olan hakkı konuşur, kulağı olan da duyar. Bunlarda hiç biri yok.
* Tüm dünyayı etkileyen corona virüsü salgını Rusya-Ukrayna savaşı herkes üzere bizim ekonomimizde de doğal ki dalgalanmalara yol açtı fakat biz Turkovac’ı çıkardık, kendi aşımızı çıkardık. Yalnızca kendimiz kullanmadık, yoksul fukara, garip gureba ülkelere de bu aşıdan gönderdik. Gelişmiş ülkeler dahi bu tablo karşısında hakikaten şaşkına döndüler. Ne yapacağını bilemez biçimde sağa sola savrulurken biz kuvvetli altyapımız ve ön alıcı politikalarımızla kendimizi krizlerden olumlu taraftan ayrıştırmayı başardık.
* Daha düne kadar birileri bizi ‘Bu kadar yolu, köprüyü, tüneli, havalimanını, hastaneyi, okulu, savunma sanayi projesini, altyapı yatırımını ne yapacaksınız?’ diye kendi aklınca itham ediyordu. Artık birebir kesitler ülkemizin bu sayede hem krizlerin üstesinden muvaffakiyetle geldiğini birebir vakitte daima maksat büyüterek yoluna devam ettiğini görür görmez ‘Niye daha fazla yapmadınız?’ bunu sormaya başladılar.”
“Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla. İşte bu 5 başlıkla biz yolumuza devam ediyoruz.” diyen Erdoğan, “İktidar heveslerini, programları, yapıtları, vizyonlarıyla milletin gönlüne girerek gerçekleştirmeye çalışmak yerine ülkenin felaketinde arayanlardan kimseye hayır gelmez. Varsın onlar karınlarında 40 tilkiyi kuyruklarını birbirine değdirmeden dolaştırmaya çalışmakla vakit kaybetsin. Biz işimize bakacağız. Ülkemize kazandıracak daha fazlaca yapıtımız var, yapacak daha fazlaca işimiz var. Artık burada Sakarya Demokrasi Meydanı’ndan o denli bir ses verin ki karınlarındaki tilkilerle, başlarındaki sinsi hesaplarla birlikte duymayan kalmasın.” biçiminde konuştu.
“BAY KEMAL HERbiçimde SEN DE BU YOLDAN GEÇERSİN”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının akabinde canlı ilişkiyle Kaynarca-Karasu-Kocaali yolu için yapılan açılış merasimine bağlandı.
Erdoğan, “Şu yolun hoşluğuna bir bakın. Tünellere bakın. Bay Kemal, herbiçimde sen de bu yoldan geçersin. Hoş değil mi?” dedi.
“8 AY daha sonra BİRİLERİNİ İNANIYORUM Kİ SİZ MECZUP EDECEKSİNİZ”
Recep Tayyip Erdoğan, AKP Sakarya Gençlik Buluşması’nda da bir konuşma gerçekleştirdi. Erdoğan, “Şimdi, genç bir kız kardeşim, kızım diyor ki ‘4 yıldır seçim görmedik, delleniyoruz’ O denli mi? Geldi, 8 ay var. 8 ay daha sonra birilerini inanıyorum ki siz mecnun edeceksiniz. Zira onlar gençlik nedir bilmiyorlar, gençlik burada. Biz artık gençlerimizle bir ortadayız. Heyecanınız için, sevdanız için, aşkınız için her birinize teşekkür ediyorum. Salonlara sığmayan şu muazzam coşkunuz için sizlere şükranlarımı sunuyorum. Genel merkez gençlik kollarımızı, bu biçimdesi müstesna bir atmosferde gönüllerimizi bir ortaya getirdiği için tebrik ediyorum, teşekkür ediyorum” diye konuştu.
“EĞER SİZİ BEN YANILTMAYA ÇALIŞIRSAM BANA DA BİREBİR TUTUMU GÖSTERİN”
Gençlere “Hiç kimsenin sizi palavra yanlış bilgilerle, toplumsal medya illüzyonlarıyla asla tutmayacakları, içi de, altı da, üstü de boş vaatlerle yönlendirmesine müsaade vermeyin” diye seslenen Erdoğan, şu biçimde devam etti:
* “İradenize yani fikri özgürlüğünüze sahip çıktığınız, yüreğinizin sesine kulak verdiğiniz surece kimse sizi yanıltamaz, kandıramaz, yanlış yönlendiremez. Açık konuşuyorum. Şayet sizi ben yanıltmaya çalışırsam bana da birebir tutumu gösterin. Benim karşımda da özgürlüğünüzden asla taviz vermeyin. Zira Türkiye’nin geleceğini zihni ve vücudu esir edilmiş mankurtlara değil, lakin fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür, ufku açık gençlere emanet edebiliriz.
* Milletimizin geleceğini lakin aklıselim ile düşünen, kalbiselim ile hisseden, zevkiselim ile üreten gençlere emanet edebiliriz. Bunun için sizlerden siyasetin sabun köpüğü kararındaki tartışmalarıyla değil, ülkenin ve milletin geleceğini inşa etme tarafını söz eden Platon’dan, İbni Haldun’a kadar tüm büyük düşünürlerin konusu olan asıl vasıflarıyla ilgilenmenizi istiyorum.”
“BİZ MİSYONA GELDİĞİMİZDE OY KULLANMANIN YAŞI KAÇTI? 30”
Erdoğan, şu biçimde konuştu:
“Biz seçme ve seçilme yaşını düşürdükçe, gençlerimizin sandığa gitme oranı arttıkça, AK Parti’nin oyu yükseldi. Biz vazifeye geldiğimizde oy kullanmanın yaşı kaçtı? 30, 30’un altındakiler oy kullanamıyordu. Pekala bunu 25’e kim indirdi, 18’e kim indirdi? 25 yaşa indiren biziz. 18 yaşa indiren de biziz. Zira CHP gençlere güvenmiyordu. ’25 yaş, Meclis’i çoluk çocuğa mı bırakacağız?’ ’18 yaş, Meclis’i çoluk çocuğa mı bırakacağız?’ Bu sözleri kullanıyorlardı. Biz ne dedik, ‘Kendinize gelin. İstanbul’un fethini gerçekleştiren genç 18 yaşındaydı.’ İşte biz o ecdadın torunlarıyız. ötürüsıyla biz gençliğimize güveniyoruz. İnanıyoruz ki bizim gençliğimiz şu anda nasıl parlamentoda 18 yaş genç, parlamentoyu evirip çeviriyorsa bundan daha sonra bunu epeyce daha başarılı bir biçimde yürütecek.”
BEYİN GÖÇÜ MESAJI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “bir müddetdir ‘Türkiye bir hekim, bir mühendis, bir sanatçı kaybetti, filanca ülke kazandı.’ tipi hezeyanlarla gençlerimize ümitsizlik pompalamaya çalışıyorlar. Eksiksiz çalışma ve hayat standartlarına sahip gösterdikleri ülkeler, karşı karşıya kaldıkları güç ve besin krizinin tahlili için bizden yardım istiyorlar. Emin olun bu çeşit beşinci kol faaliyeti eseri kampanyalara alet olanların başları sıkıştığında kaçıp gelecekleri yer, bir daha Türkiye olacaktır. Şimdiden bunun işaretleri görülmeye başlandı. Gelsinler, teröre bulaşmamış ve ülkesine ihanet etmemiş herkese bizim kucağımız da gönlümüz de açık. Hazreti Mevlana’nın, Yunus Emre’nin, Hacı Bektaşi Veli’nin, Ahi Evran’ın yaşadığı toprakların rahmeti ve bıraktığı medeniyet mirasının gücü hepimize yeter” diye konuştu.
Yatırım tavsiyesi içermez.
“BENİM ÜLKEM BUNLARIN ELİNE KALIRSA HALİMİZ KAÇ OLUR”
Uzun seyahatlerden geldiğini aktaran Erdoğan, konuşmasını şu biçimde sürdürdü:
* “Özbekistan’dan geldim. Özbekistan’dan New York’a geçtik. New York’ta Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda hitabımızı dünyaya yaptık. Türkevi’nde, bizim inşa ettiğimiz Türkevi’nde dünya önderleriyle elhamdülillah art geriye 3 gün birebir görüşmeler yaptık.
* Kim ismine yaptık? Milletimizin ismine yaptık. Hamdolsun hepsinden de gerek yaptığımız konuşmayla ilgili gerekse milletimizle ilgili daima teşekkürler aldık. Bu teşekkürleri alırken yanımda da gerimde da yalnızca siz vardınız. Zira bu milletin bir evladı olmak, bu milletin bir ferdi olmaktan daha büyük bir bahtiyarlık olabilir mi? İşte onunla yürüdük. Bu coşkuyla yürüdük ve Rabb’im de önümüzü açtı.
* Yaptığımız bütün görüşmelerden hamdolsun ülkeme selamlar var. Ülkeme bu noktada nitekim sevgiler var. Niçin? Afrika’da Türkiye var. Asya’da Türkiye var. Myanmar’da Türkiye var. Arakan’da Türkiye var. Nereye gidersen git, Türkiye var.”
” BAY KEMAL, SAKARYA’NIN NEREDE OLDUĞUNU BİLMİYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ezelden beri Sakarya bizi bilir. Biz de Sakarya’yı biliriz.” diyerek, kelamlarına şöyleki devam etti:
* “Sakarya’yı bilmeyenler Ankara’nın batısında gerçekleşen Sakarya Meydan Savaşı’nın burada yapıldığını sanır. O denli mi? Bay Kemal, Sakarya’nın nerede olduğunu bilmiyor. Yolları karıştırmış. Belediye lider adayı olmuştu İstanbul’da. Kağıthane’ye ne diyordu? Kağıttepe diyordu. Düşünebiliyor musunuz? Benim ülkem bunların eline kalırsa halimiz kaç olur. Onun için epey çalışacağız. Durmak yok, yola devam. öncedenallah ben size inanıyorum. Gümbür gümbür geleceğinize inanıyorum. Sakarya’yı bilmeyenler şu meydanın altında esasen var olan otoparkı seçim vaadi olarak söyler. O denli mi? Ancak hamdolsun bizim 40 yıldır tüm ilçeleriyle Sakarya’nın neredeyse her karışında izimiz var.”
Sakarya Meydan Muharebesi’nin 100. yılını geride bıraktıklarını hatırlatan Erdoğan, bu yıl Ağustos’un 26’sından Eylül’ün 9’una kadar da ‘Yunan’ı ülkeden söküp atarak’, Ulusal Mücadele’yi zaferle neticelendirdikleri bir dizi zaferin 100. yılını coşkuyla kutladıklarını lisana getirdi. Erdoğan, bu vesileyle Anadolu topraklarını kanlarıyla sulayarak kendilerine vatan olarak bırakan tüm şehitleri ve gazileri rahmetle yad ettiğini aktardı.
Erdoğan, “Bunlar şehit nedir bilmez. Bunlar şüheda nedir bilmez. ‘Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda. Canı cananı bütün varımı alsın da Hüda. Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.’ Bay Kemal, bunları bilmez lakin alışacak.” dedi.
ALTILI MASA ELEŞTİRİSİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kentteki faal sigortalı sayısının 167 binden 326 binin üzerine çıktığını belirterek, şu tabirleri kullandı:
* “Biz o denli birileri üzere yarısı palavra, yarısı yanlış, bir kısmı da iftiradan ibaret boş laflarla milletimizin vaktini heba etmiyoruz. Biz yapılmış, bitmiş, milletin hizmetine sunulmuş yatırımları, seçim vaadi olarak söyleyerek kendimizi komik duruma da düşürmüyoruz. Biz eserlerimizle konuşuyoruz. Hizmetlerimizle konuşuyoruz. Projelerimizle konuşuyoruz. Yatırımlarımızla konuşuyoruz. Erenler ne diyor; ‘Kamil odur ki koya dünyada bir eser, yapıtı olmayanın yerinde yeller eser.’ İnşallah 2023’te bir defa daha kimin ülkemizi ve kentlerimizi yapıtlarıyla şenlendirdiğini, kimin yerinde yeller estiğini nazaranceğiz.
* Birileri ülkeyi yönetmeyi partisindeki hizipleri yönetim etmekle karıştırıyor. Artık malum bir Altılı Masaları var. Bu Altılı Masa’dan bir şey çıkar mı? Bunlar her görüşmede, yalnızca bir daha sonraki toplantıyı kimin konutunda yapacaklar onu konuşuyorlar, öteki bir şey yok. Birileri ülkeyi yönetmeyi, kurdukları masaya oturttukları ve etrafında topladıkları güya bilinmeyen ortaklarını yönetim etmekle karıştırıyor.
* Birileri ülkeyi yönetmeyi, vesayet tetikçiliğiyle darbe destekçiliğiyle kendilerine emanet edilen kurumları batırmakla karıştırıyor. Ya bu Bay Kemal, Toplumsal Sigortalar Kurumu’nu batıran adam değil mi? Orayı batırdı, batırmakla kalmadı ve kaç beşerler, evet Savaş Ay’ın programını izlediyseniz, maalesef Toplumsal Sigortalar Kurumunda, hastanelerde vefat döşeklerinde kaldılar. bir daha bunlar parti teşkilatlarından devşirdikleri figüranlarla sokak tiyatrosu oynamakla bu işi karıştırıyor. meğer kazın ayağı o denli değil.”
“200 ESİRİN TAKASINI KİM YAPTI? TÜRKİYE”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya-Ukrayna Savaşı’na değinerek, konuşmasını şu biçimde sürdürdü:
* “Rusya-Ukrayna içinde savaş var mı? Var. Pekala, tarım tahıl koridorunda 4 milyon tonun üzerinde tahılı Karadeniz’den alıp dünyaya dağıtan ülke hangi ülke? Yalnızca bu mu? Esirlerin takasını, 200 esirin takasını kim yaptı? Türkiye. Aldık ve takası yapıp ülkelerine gönderilmesi gereken yerlere elhamdülillah biz gönderdik. Ve şu anda Rusya, Ukrayna, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri, dünya, evelallah kimleri konuşuyor? Bizleri konuşuyor, Türkiye’yi konuşuyor. Global krizlere karşın bu olayı çözmenin uğraşı ortasında olduk ve bu işi de Rabb’imin lütfuyla başardık.”
“6’LI MASA’YI GEREKTİĞİ HALDE MİLLET OLARAK DEVİRMEYE HAZIR MISINIZ?”
Erdoğan, kelamlarına şu biçimde devam etti:
* “Eğitim, sıhhat, adalet, emniyet ve çabucak sonrasında ne dedik? Bunlara ek ulaşım, tarım, demokrasi. Yetmez. Ne dedik? Dış siyaset. İşte bu dış siyasetin da en son tırmandığı nokta neresi? İşte gördünüz. Birleşmiş Milletler Genel Konseyinde dünyaya hitap ettik mi? Hitap ettik.
* Birleşmiş Milletler binasının karşısına Türkevi’ni diktik mi? Allah’a hamdolsun. Artık Birleşmiş Milletler binasının çabucak karşısında bizim binamız var. Bütün artık çalışmalarımızı oradan yürütüyoruz. Dikkat ederseniz bunların ülkenin ve milletin rastgele bir sorununun tahliline dair hiç bir projesini, vaadini duyamazsınız. Teklifini duyamazsınız.
* Zira hem o denli bir kaygıları yok hem o denli bir kapasiteleri yok hem o denli bir hazırlıkları yok. Bütün umutlarını global krizin ekonomimizdeki tesirlerine ve uzunca bir müddetdir fütursuzca yürüttükleri iftira kampanyalarına bağlamış durumdalar. Ülkemizin ve milletimizin kahırlarından medet umacak kadar muvazeneyi yitirmiş vaziyetteler.”
“El atına binen tez iner” atasözünü de hatırlatan Erdoğan, şu sözleri kullandı:
* “Kendi emeği, kendi uğraşı, kendi alın teri olmayan işlere bel bağlayarak iktidar düşü gorenleri, sandıkta sizlerin bir sefer daha uyandıracağına inanıyorum. Bu 6’lı Masa’yı gerektiği biçimde millet olarak devirmeye hazır mısınız? Bunu aslına bakarsan Sakarya söylüyor. Şu anda bu meydan söylüyor. 2023’e giden yolda o denli eskisi üzere siyasi ve toplum mühendisliği eseri oyunlarla istikameti belirlenecek bir ülke olmadığını bunlara daima birlikte göstereceğiz.
* Ülkemizin son 8-9 yıldır yaşadığı kesintisiz taarruzların niçini yalnızca AK Parti’yi, yalnızca Cumhur İttifakını, yalnızca Tayyip Erdoğan’ı iktidardan indirmek değildir. Asıl maksat, Türkiye’yi bir daha siyasetiyle, iktisadıyla, dış siyasetiyle, her şeyiyle, güvenliğiyle malum yerlere, malum güç odaklarına yeniden bağımlı hale getirmektir. Bunların rahatsızlığı bizden değil, Türkiye’nin özgürce kendi siyasetini belirliyor, onurluca duruş sergiliyor, üretiyor, büyüyor, gelişiyor olmasındandır.
* O denli ki Seyahat olaylarından FETÖ’nün birinci büyük atağı olan 17-25 Aralık emniyet, yargı, darbe teşebbüsüne, PKK’nın çukur aksiyonlarından DEAŞ taarruzlarıyla sonlarımızın tacizine, bilhassa istikbalimizi gaye alan 15 Temmuz darbe teşebbüsünden iktisadımızı mahvetme tehditlerine kadar son devirde önümüze konan faturanın gerisinde işte bu gaye vardır.”
“HANİ YA HER TARAF İKTİSATTA ÇÖKMÜŞTÜ, BATMIŞTI?”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sakarya’ya gelirken helikopterden köprüleri gördüğünü belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:
* “Allah’a hamdolsun Osman Gazi Köprüsü’nden, bunun yanında Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nden, öbür taraftan elhamdülillah İGA’dan uçan yolcu sayısı, Sabiha Gökçen’den uçan yolcu sayısı… Bakıyorsunuz İGA’dan uçan yolcu sayısı 235 bin, öbür tarafta bakıyorsunuz Sabiha Gökçen’den 100 bin. Dünyada havalimanları kapalı, uçuşları hakikat dürüst yapamıyorlar ancak Türkiye’de şu anda köprülerimiz bangır bangır evelallah, araçlar gidiyor geliyor. Hani ya her taraf iktisatta çökmüştü, batmıştı?
* Ben artık helikopterden o yolları gördüm, araçlar, arabalar, otobüsler, kamyonlar, TIR’lar, evelallah tıklım tıklım yollar dolu. Bu bir şeyi gösteriyor, neyi gösteriyor? Ekonomik canlılığı gösteriyor lakin gözü olan görür, lisanı olan hakkı konuşur, kulağı olan da duyar. Bunlarda hiç biri yok.
* Tüm dünyayı etkileyen corona virüsü salgını Rusya-Ukrayna savaşı herkes üzere bizim ekonomimizde de doğal ki dalgalanmalara yol açtı fakat biz Turkovac’ı çıkardık, kendi aşımızı çıkardık. Yalnızca kendimiz kullanmadık, yoksul fukara, garip gureba ülkelere de bu aşıdan gönderdik. Gelişmiş ülkeler dahi bu tablo karşısında hakikaten şaşkına döndüler. Ne yapacağını bilemez biçimde sağa sola savrulurken biz kuvvetli altyapımız ve ön alıcı politikalarımızla kendimizi krizlerden olumlu taraftan ayrıştırmayı başardık.
* Daha düne kadar birileri bizi ‘Bu kadar yolu, köprüyü, tüneli, havalimanını, hastaneyi, okulu, savunma sanayi projesini, altyapı yatırımını ne yapacaksınız?’ diye kendi aklınca itham ediyordu. Artık birebir kesitler ülkemizin bu sayede hem krizlerin üstesinden muvaffakiyetle geldiğini birebir vakitte daima maksat büyüterek yoluna devam ettiğini görür görmez ‘Niye daha fazla yapmadınız?’ bunu sormaya başladılar.”
“Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla. İşte bu 5 başlıkla biz yolumuza devam ediyoruz.” diyen Erdoğan, “İktidar heveslerini, programları, yapıtları, vizyonlarıyla milletin gönlüne girerek gerçekleştirmeye çalışmak yerine ülkenin felaketinde arayanlardan kimseye hayır gelmez. Varsın onlar karınlarında 40 tilkiyi kuyruklarını birbirine değdirmeden dolaştırmaya çalışmakla vakit kaybetsin. Biz işimize bakacağız. Ülkemize kazandıracak daha fazlaca yapıtımız var, yapacak daha fazlaca işimiz var. Artık burada Sakarya Demokrasi Meydanı’ndan o denli bir ses verin ki karınlarındaki tilkilerle, başlarındaki sinsi hesaplarla birlikte duymayan kalmasın.” biçiminde konuştu.
“BAY KEMAL HERbiçimde SEN DE BU YOLDAN GEÇERSİN”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının akabinde canlı ilişkiyle Kaynarca-Karasu-Kocaali yolu için yapılan açılış merasimine bağlandı.
Erdoğan, “Şu yolun hoşluğuna bir bakın. Tünellere bakın. Bay Kemal, herbiçimde sen de bu yoldan geçersin. Hoş değil mi?” dedi.
“8 AY daha sonra BİRİLERİNİ İNANIYORUM Kİ SİZ MECZUP EDECEKSİNİZ”
Recep Tayyip Erdoğan, AKP Sakarya Gençlik Buluşması’nda da bir konuşma gerçekleştirdi. Erdoğan, “Şimdi, genç bir kız kardeşim, kızım diyor ki ‘4 yıldır seçim görmedik, delleniyoruz’ O denli mi? Geldi, 8 ay var. 8 ay daha sonra birilerini inanıyorum ki siz mecnun edeceksiniz. Zira onlar gençlik nedir bilmiyorlar, gençlik burada. Biz artık gençlerimizle bir ortadayız. Heyecanınız için, sevdanız için, aşkınız için her birinize teşekkür ediyorum. Salonlara sığmayan şu muazzam coşkunuz için sizlere şükranlarımı sunuyorum. Genel merkez gençlik kollarımızı, bu biçimdesi müstesna bir atmosferde gönüllerimizi bir ortaya getirdiği için tebrik ediyorum, teşekkür ediyorum” diye konuştu.
“EĞER SİZİ BEN YANILTMAYA ÇALIŞIRSAM BANA DA BİREBİR TUTUMU GÖSTERİN”
Gençlere “Hiç kimsenin sizi palavra yanlış bilgilerle, toplumsal medya illüzyonlarıyla asla tutmayacakları, içi de, altı da, üstü de boş vaatlerle yönlendirmesine müsaade vermeyin” diye seslenen Erdoğan, şu biçimde devam etti:
* “İradenize yani fikri özgürlüğünüze sahip çıktığınız, yüreğinizin sesine kulak verdiğiniz surece kimse sizi yanıltamaz, kandıramaz, yanlış yönlendiremez. Açık konuşuyorum. Şayet sizi ben yanıltmaya çalışırsam bana da birebir tutumu gösterin. Benim karşımda da özgürlüğünüzden asla taviz vermeyin. Zira Türkiye’nin geleceğini zihni ve vücudu esir edilmiş mankurtlara değil, lakin fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür, ufku açık gençlere emanet edebiliriz.
* Milletimizin geleceğini lakin aklıselim ile düşünen, kalbiselim ile hisseden, zevkiselim ile üreten gençlere emanet edebiliriz. Bunun için sizlerden siyasetin sabun köpüğü kararındaki tartışmalarıyla değil, ülkenin ve milletin geleceğini inşa etme tarafını söz eden Platon’dan, İbni Haldun’a kadar tüm büyük düşünürlerin konusu olan asıl vasıflarıyla ilgilenmenizi istiyorum.”
“BİZ MİSYONA GELDİĞİMİZDE OY KULLANMANIN YAŞI KAÇTI? 30”
Erdoğan, şu biçimde konuştu:
“Biz seçme ve seçilme yaşını düşürdükçe, gençlerimizin sandığa gitme oranı arttıkça, AK Parti’nin oyu yükseldi. Biz vazifeye geldiğimizde oy kullanmanın yaşı kaçtı? 30, 30’un altındakiler oy kullanamıyordu. Pekala bunu 25’e kim indirdi, 18’e kim indirdi? 25 yaşa indiren biziz. 18 yaşa indiren de biziz. Zira CHP gençlere güvenmiyordu. ’25 yaş, Meclis’i çoluk çocuğa mı bırakacağız?’ ’18 yaş, Meclis’i çoluk çocuğa mı bırakacağız?’ Bu sözleri kullanıyorlardı. Biz ne dedik, ‘Kendinize gelin. İstanbul’un fethini gerçekleştiren genç 18 yaşındaydı.’ İşte biz o ecdadın torunlarıyız. ötürüsıyla biz gençliğimize güveniyoruz. İnanıyoruz ki bizim gençliğimiz şu anda nasıl parlamentoda 18 yaş genç, parlamentoyu evirip çeviriyorsa bundan daha sonra bunu epeyce daha başarılı bir biçimde yürütecek.”
BEYİN GÖÇÜ MESAJI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “bir müddetdir ‘Türkiye bir hekim, bir mühendis, bir sanatçı kaybetti, filanca ülke kazandı.’ tipi hezeyanlarla gençlerimize ümitsizlik pompalamaya çalışıyorlar. Eksiksiz çalışma ve hayat standartlarına sahip gösterdikleri ülkeler, karşı karşıya kaldıkları güç ve besin krizinin tahlili için bizden yardım istiyorlar. Emin olun bu çeşit beşinci kol faaliyeti eseri kampanyalara alet olanların başları sıkıştığında kaçıp gelecekleri yer, bir daha Türkiye olacaktır. Şimdiden bunun işaretleri görülmeye başlandı. Gelsinler, teröre bulaşmamış ve ülkesine ihanet etmemiş herkese bizim kucağımız da gönlümüz de açık. Hazreti Mevlana’nın, Yunus Emre’nin, Hacı Bektaşi Veli’nin, Ahi Evran’ın yaşadığı toprakların rahmeti ve bıraktığı medeniyet mirasının gücü hepimize yeter” diye konuştu.
Yatırım tavsiyesi içermez.