Çok iyilik yapana ne denir ?

Gulum

New member
Çok İyilik Yapana Ne Denir? Mizahi Bir Bakış Açısıyla İnceleme

Herkese merhaba!

Evet, doğru duydunuz, bugün çok iyilik yapanlara ne denir sorusunu konuşacağız. Bu, bazen “yüce gönüllülük” ya da “azizlik” gibi yüce terimlerle tanımlanabilir ama bir de gerçek dünyaya bakalım… Gerçekten de çok iyilik yapanlara ne denir? Herkesin sınırları farklıdır ve bazı insanlar iyiliğin ötesine geçer, ya da bazen "çok iyilik" yapmak da başına iş açabilir, değil mi? Yani, birine her gün kahve almak, yardıma ihtiyacı olana yardım etmek, hatta bazen tanımadığın birine biletini almak, günümüzün “çok iyi insanı”na dönüşebilir. Hadi gelin, hep birlikte bakalım, bu iyilik düşkünlerine toplumda ne adlar takılıyor!

İyiliğin Tanımı: Herkes İçin Farklı Bir Anlam

Şimdi “çok iyilik yapmak” deyince hemen aklımıza melek gibi bir insan tipi gelmesin! İyilik yapmak tabii ki takdir edilecek bir şey, ama bu işin de bir boyutu var. Birine el uzatmak, ona yardım etmek, bazen kendi işlerini bile erteliyorsan, işte o zaman mesele biraz “fazla” iyilik boyutuna geçiyor olabilir.

İyi bir insan olmak, başkalarına yardım etmek, birine el uzatmak, tabii ki çok değerli bir şeydir. Ama bu iyiliğin sınırları nasıl çizilmeli? Kimi insanlar o kadar iyi olurlar ki, her an kendilerini başkalarına adar, etrafındaki insanları sürekli mutlu etmeye çalışırlar. Bu ne kadar pozitif bir şey gibi görünse de bazen “çok iyilik” yapmak, kendini unutturur hale gelebilir. Yani, bir süre sonra iyilik yapmak, “herkese hayır diyemeyen” birinin sığındığı bir liman olabilir.

İyilik Miktarı: Sınırları Zorlamak mı, Takdir Edilmek mi?

Çok iyilik yapanlar, çoğu zaman insanları şaşırtır. “Bunu neden yapıyor?” diye sorarsınız. Hani bazen başkalarına yardımcı olmak çok iyi bir şeydir, ama bu yardımın bazen suistimale uğraması da olasılıklar dahilindedir. Birine sürekli iyilik yapıp, ardından bu kişinin “çok iyilik yaptım, hep veriyorum ama karşılık alamıyorum” şikayetlerine maruz kalmak, aslında “aşırı iyilik” ile ilgili önemli bir ders olabilir.

Erkeklerin genellikle bu tür konularda daha stratejik bir bakış açısına sahip olduğunu gözlemlemişimdir. Örneğin, bir erkek çok iyilik yapmayı seçtiğinde genellikle bir çözüm odaklı yaklaşım sergiler. “Evet, iyi bir insan olmak istiyorum, ama bu iyiliğin bana da bir faydası olmalı” gibi düşüncelerle hareket edebilirler. Yani, iyilikleri belli bir amaca yöneltilmiş olabilir. Kadınlar ise genellikle çok daha empatik ve ilişki odaklı yaklaşırlar. Onlar için iyilik, karşındaki kişinin ruh halini iyileştirme, bir bağ kurma ve sosyal bir denge oluşturma çabasıdır.

Bir kadın, birinin ihtiyacını görebilmek için, özellikle bir ilişkiyi güçlendirmek amacıyla, iyilik yapar. O iyiliği, bazen “çünkü o kişinin mutlu olmasını istiyorum” gibi bir duyguyla yapar. Erkekler için ise biraz daha net bir mantık olabilir: “Bu iyilik, bana geri döner.” Her iki bakış açısı da önemli ve dengeyi bulmakta zorlanıyor olabiliriz.

Çok İyi İnsanlar ve Toplumda Aldıkları Etiketler

Peki ya toplumun çok iyilik yapanlara ne dediğine gelirsek, iş biraz daha ilginçleşiyor. Çok iyilik yapan biri “aziz” mi olur? Yoksa “sürekli başkalarına yardım eden” diye etiketlenir ve bir gün bu çok iyilik yapmak da bir zaman sonra bir soruna dönüşür mü? Çünkü bazen çok iyi olmak, kötüye kullanılabilir. Bu, başkalarının kişisel çıkarları doğrultusunda, “sürekli iyilik yapan kişi”nin haksız bir şekilde yük altına girmesiyle sonuçlanabilir.

Bazen çok iyilik yapan kişi, kendini sürekli bir sorumluluk içinde hissedebilir. Yani, sürekli başkalarının ihtiyaçlarına odaklanırken, kendi ihtiyaçlarını unutabilir. Örneğin, çok iyi olan biri, sürekli çevresindeki kişilere yardım ederken, kendi yaşamını ihmal edebilir. Burada bir problem olabilir. Sürekli “iyi olma” çabası, bir süre sonra kişiyi tükenmişlik sendromuna kadar götürebilir. Yani, bu tür insanlara “süper kahraman” demek çok doğru olabilir, fakat bir süper kahramanın da bir gün yorgun düşebileceğini unutmamalıyız!

Çok İyi Olmanın Çözümü: Dengeyi Bulmak

Evet, çok iyilik yapmanın da bir sınırı olmalı. İyiliğin gerekliliği her zaman savunulabilir, ancak bu iyiliğin bir başkasının iyi niyetini istismar etmek amacıyla kullanılmaması gerekir. Tabii ki, iyilik yapmak güzel, ama başkalarına karşı aşırı fedakâr olma durumunun kişisel sınırları zedelemesi de olasılıklar dahilinde. O zaman, “çok iyilik” yapmanın ötesine geçip, bazen hayır demek, insanın hem kendine hem de başkalarına karşı sorumluluğudur.

Kadınlar ve erkekler arasındaki iyilik yapma farklılıklarına gelirsek, aslında her iki tarafın da iyi niyetle hareket ettiğini görmek mümkün. Kadınlar daha çok insan odaklı iyilik yapma eğilimindeyken, erkekler stratejik yaklaşımlar geliştiriyor olabilir. Buradaki denge, aslında toplumsal olarak birbirimizin farklarını kabul etmek ve bu farklılıkları zenginlik olarak görmekte yatıyor.

Sonuç: Çok İyi Olmak mı, İyi Olmak mı?

Sonuçta, çok iyilik yapmak ne kadar güzel bir şey olsa da, bir noktada dengeyi bulmak çok önemlidir. Hem kendi iyiliğimizi hem de başkalarının iyiliğini düşünerek, doğru bir sınır koymak gerekiyor. “Çok iyilik” yapmaya karar verirken, bazen “yeterince iyi” olmak da bir seçenek olabilir. O zaman, kendimizi yormadan, etrafımıza faydalı olabilmek daha anlamlı olabilir.

Peki sizce “çok iyilik yapmak” gerçekten bir soruna yol açabilir mi? Yoksa hepimiz, biraz “iyi insan” olma yolunda mı ilerliyoruz? Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Yorumlarınızı ve düşüncelerinizi paylaşmak için sabırsızlanıyorum!
 
Üst