Alican Özcan
Bağlantı ayrıntıları
Haftalardır kazanamayan Fatih Karagümrük, savunmada sakatların artmasıyla ağır fikstürde yorgunluk alarmı veren Fenerbahçe karşısında planını epeyce yeterli uyguladı. Andrea Pirlo tahminen de nazaranve geldiğinden beri taktik manada en yeterli maçını çıkarttı. Fakat o da, Fenerbahçe’nin ‘dalgakıran’ tesiri yaratan atakçılarına denk geldi.
Fabio Borini’nin maç boyunca Gustavo Henrique’ye kurduğu üstünlük, Karagümrük’ü oyunda tutan en değerli faktördü. Lakin Karagümrük’ün vasatlaşan orta alanı ve vasat altı savunması, İtalyan oyuncunun uğraşını anlamsız kıldı. Karagümrük’ün kalite olarak pek bir şey vaad etmeyen savunması, Enner Valencia üzere bir tehlike karşısında daha da çaresizleşti. Joao Pedro ve Emre Mor birinci yarıda biraz olsun katkı verebilseydi, Fenerbahçe maçı tahminen de öncesinden kopartabilirdi.
İrfan Can Kahveci’yi uzun mühlet daha sonra birinci kere bu kadar oyunun ortasında gördüm. Hem atakta tıpkı vakitte savunmada kendisine verilen nazaranvi layığıyla yerine getirdiği için bu dönem ligde en çok süreyi (88′) aldığı maçı oynadı. İsmail Yüksek ve Miguel Crespo’nun ahengi, Fenerbahçe’de atakçıların da işini kolaylaştırıyor. Fakat İsmail birinci yarıda top dağıtım işini yeterli yapamayınca ve Macar savunmacı da gününde olmayınca ihale Szalai’ye kaldı.
Altay ve Szalai için âlâ bir gece olmadığı kesin. Fakat iki oyuncunun da yuhalanacak kadar reaksiyon görmesi yersiz. Her futbolunun berbat günü olabileceği üzere, dönem başından beri tüm grup rotasyona girerken, bu iki ismin neredeyse her maçı 90 dakika oynadıklarını unutmamak ve biraz insaflı olmak gerek. Altay’ın da kalesine gelen her şutun gol olması meselesine bir deva bulması şartıyla…
Jesus son haftalarda oyuncu değişiklikleri konusunda aksıyor. Ya geç kalıyor, ya oyuna girenler katkı veremiyor. Şayet Batshuayi 90+5’te mucizeyi gerçekleştirmeseydi, muhtemelen oyuna geç alındığı için Jesus amaç tahtasına konacaktı.
Her şeye karşın, birden fazla ferdî kusurdan 4 gol yediğin maçı 5 gol atarak kazanıyorsan, bunun rakiplere vereceği bildiri 3 puandan daha kıymetlidir. Zira son senelerda, Fenerbahçe’nin psikolojisi bu gelgitleri kaldıramaz ve muhtemelen maçtan mağlup ayrılırdı. Fakat görüyoruz ki, Fenerbahçe şampiyon üzere oynamaya ve şampiyonluğa odaklanmış durumda…
Alican Özcan
Bağlantı ayrıntıları
Haftalardır kazanamayan Fatih Karagümrük, savunmada sakatların artmasıyla ağır fikstürde yorgunluk alarmı veren Fenerbahçe karşısında planını epeyce yeterli uyguladı. Andrea Pirlo tahminen de nazaranve geldiğinden beri taktik manada en yeterli maçını çıkarttı. Fakat o da, Fenerbahçe’nin ‘dalgakıran’ tesiri yaratan atakçılarına denk geldi.
Fabio Borini’nin maç boyunca Gustavo Henrique’ye kurduğu üstünlük, Karagümrük’ü oyunda tutan en değerli faktördü. Lakin Karagümrük’ün vasatlaşan orta alanı ve vasat altı savunması, İtalyan oyuncunun uğraşını anlamsız kıldı. Karagümrük’ün kalite olarak pek bir şey vaad etmeyen savunması, Enner Valencia üzere bir tehlike karşısında daha da çaresizleşti. Joao Pedro ve Emre Mor birinci yarıda biraz olsun katkı verebilseydi, Fenerbahçe maçı tahminen de öncesinden kopartabilirdi.
İrfan Can Kahveci’yi uzun mühlet daha sonra birinci kere bu kadar oyunun ortasında gördüm. Hem atakta tıpkı vakitte savunmada kendisine verilen nazaranvi layığıyla yerine getirdiği için bu dönem ligde en çok süreyi (88′) aldığı maçı oynadı. İsmail Yüksek ve Miguel Crespo’nun ahengi, Fenerbahçe’de atakçıların da işini kolaylaştırıyor. Fakat İsmail birinci yarıda top dağıtım işini yeterli yapamayınca ve Macar savunmacı da gününde olmayınca ihale Szalai’ye kaldı.
Altay ve Szalai için âlâ bir gece olmadığı kesin. Fakat iki oyuncunun da yuhalanacak kadar reaksiyon görmesi yersiz. Her futbolunun berbat günü olabileceği üzere, dönem başından beri tüm grup rotasyona girerken, bu iki ismin neredeyse her maçı 90 dakika oynadıklarını unutmamak ve biraz insaflı olmak gerek. Altay’ın da kalesine gelen her şutun gol olması meselesine bir deva bulması şartıyla…
Jesus son haftalarda oyuncu değişiklikleri konusunda aksıyor. Ya geç kalıyor, ya oyuna girenler katkı veremiyor. Şayet Batshuayi 90+5’te mucizeyi gerçekleştirmeseydi, muhtemelen oyuna geç alındığı için Jesus amaç tahtasına konacaktı.
Her şeye karşın, birden fazla ferdî kusurdan 4 gol yediğin maçı 5 gol atarak kazanıyorsan, bunun rakiplere vereceği bildiri 3 puandan daha kıymetlidir. Zira son senelerda, Fenerbahçe’nin psikolojisi bu gelgitleri kaldıramaz ve muhtemelen maçtan mağlup ayrılırdı. Fakat görüyoruz ki, Fenerbahçe şampiyon üzere oynamaya ve şampiyonluğa odaklanmış durumda…
Alican Özcan