Bir dizi programa katılmak üzere Mersin’e gelen Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, meyve zerzevat ihracatçıları ile balıkçı, üreticiler ve üretici temsilcileriyle buluştu. Akdeniz İhracatçı Birliklerinde gerçekleştirilen toplantılarda Bakan Pakdemirli’ye Mersin Valisi Ali İhsan Su, Mersin milletvekilleri ile ilgili protokol üyeleri eşlik etti. Burada konuşan Bakan Pakdemirli, pandemiyle birlikte dünyada kimi sorunların ortaya çıktığını söylemiş oldu.
Tüm dünyada emtia meblağlarının önemli manada arttığını kaydeden Pakdemirli şu biçimde konuştu:
* Tüm girdiler artıyor. Yalnızca besin unsurları değil tüm emtialar artıyor. Aslında bizim öngörümüz yavaş yavaş pandeminin bu yaz, bu sonbaharda dünyayı terk edeceği üzerineydi. Fakat görünen o ki, bu pandemiyle bir süre daha yaşamak zorunda kalacağız. İster istemez bunların getirdiği riskler, tasalar, dünyada kaygı olmaya devam ettiği sürece dünyada besinle ilgili yahut ziraî eserlerle ilgili fazlaca hammadde fazlası bulunmasına karşın maalesef genel fiyat yapısıyla alakala bir müddetç yaşıyoruz.
* Burada üreticinin de tüketicinin de etkilendiği durumlar var. Yalnızca üretimimizi etkileyen faktörlerden bir tanesi pandemiyle öteki taraftan da Mersin tahminen o kadar etkilenmedi lakin İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’da önemli bir kuraklık yaşandı. Bilhassa bu yılki üretimimize yansıyan bir kuraklık yaşadık. Yani biroldukca global faktörlerden dolayı birtakım sorunları yaşadık. Bunları üreticimize ve tüketicimize asgarî düzeyde yansıtmak için uğraşımız sürüyor.
“TÜM DÜNYADA BESİN FİYATLARI ARTIYOR”
Suyun herkes için değerli olduğunun altını çizen Pakdemirli kelamlarını şöyleki sürdürdü:
* Su herkes için değerliyken bizim dalımız için fazlaca fazlaca değerli. Dünyadaki tatlı su kaynaklarının yüzde 70’ini tarım kullandığına nazaran bu alanda da uğraş ve çabamızı devam ettiriyor olmamız lazım. Bilhassa tabi artan bütün emtia fiyatlarıyla birlikte hem besicimiz hem süt üreticimizi ister istemez bu işlerden de etkileniyor. Bu hususta yem satışlarımız da devam ediyor. Tabi bunu piyasa fiyatlarının epeyce altında fiyatla satıyoruz.
* Global belirsizlik ister istemez emtia fiyatları kadar besin fiyatlarını arttırdı. Bununla alakalı tüm dünyada bizdeki sorunların gibisi var. Yani fiyatlar artıyor, tüketici burada epeyce önemli etkilenmiş durumda. Neler yapılabilir kısmı tüm dünyada konuşuluyor. Bizde bunu besin komitesinde konuşuyoruz. Bütün önlemleri alarak üreticiyi daima olarak sürdürülebilir bir biçimde, karlı bir biçimde üretime devam ettirmek lakin hem de tüketiciyi de eserlere ulaşılabilir fiyatla aldırmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
“DOĞRU FİYAT SİYASETİNİ İNŞALLAH YENİ HASAT PERİYODUNDA GETİRİYOR OLACAĞIZ”
Son 3 yılda dayanakları arttırdıklarını vurgulayan Pakdemirli açıklamalarının devamında şu biçimde konuştu:
* Yüzde 85 bir artışımız oldu. Takviyelerin artışının yanında güzel bir alım siyaseti izledik. Yani alım yaptığımız eserlerde üretici dostu bir siyaset izledik. Hasat vaktinden evvel fiyatların açıklanması ve üreticinin mutlu olacağı meblağları açıklamamızla üreticimizi mutlu ettik. Biz burada 2 hoş iş yapmış olduk. Olağanda başka ülkelerde ya dayanak olunur ya da alınan eserler yeterli fiyattan alınır. Biz her ikisini de yapıyoruz. Burada da değerli derecede başarılı olduk. Bu takviyelerimizi de daima artırdık.
* Son 3 yılda biz hiç bir üreticimize alanda ziyan verecek biçimde tutarlarımızı oluşturmayacağız dedik ve kelamımızı tuttuk. Bugün de birebir şeyi söylüyoruz. Fiyatlar artabilir, girdiler artabilir fakat bunlarda alım meblağlarını ayarlayacağız, bunun için hiç merak etmeyin. Siz yalnızca üretmeye devam edin. Biz ek bir dayanak olacak bütçe sağlayabilirsek ek dayanak olmaya devam ederiz. Buradaki en büyük takviye eser fiyatının gerçek bir biçimde ayarlanmasıdır. Buna da Tarım ve Orman Bakanı olarak taahhüt ediyorum.
* Hakikat fiyat siyasetini inşallah yeni hasat periyodunda bir daha karşınıza getiriyor olacağız. Çiftçimizin alın teri yere dökülmeyecek, alın teri boşa gitmeyecek. Sonunda bu işten para kazanacak biçimde çiftçimizi hasat periyodunda mutlu edeceğiz. Bu hususta çiftçimiz kaygı etmesin.
“30 YIL daha sonra BESİNE OLAN TALEP EN AZ YÜZDE 60 ARTACAK”
Tarımın son 12 çeyrektir kesintisiz büyüdüğünü lisana getiren Pakdemirli, şöyleki devam etti:
* Türkiye’nin pandemi devrinde gerçek tarım siyasetleri izlediğinin bir göstergesi budur. 2021 yılının birinci 6 ayında yüzde 4,7 büyüdük, kuraklığa karşın. İhracatta da birinci 8 ayda 15 milyar dolar ve 4,1 milyar dolar ihracat ziyadesiyle Türkiye yaklaşık 2 bin eseri, 200 ülkeye ihraç eden bir ülke pozisyonunda oldu. Hayvancılığımız gelişiyor. Son 3 yılda büyük başımız yüzde 14 arttı, küçük başımız yüzde 30 arttı. Büyükbaş 18.3 milyona, küçük başta 57.4 milyona geldi.
* Önümüzde güç bir denklem var. 30 sene daha sonrasını düşündüğümüz vakit besine olan talep en az yüzde 60 artacak ve bu kadar üretmemiz gerekiyor. Bunu da bu kaynaklarla üretmemiz gerekiyor. Suya olan talep te yüzde 15 artacak. Son 19 yılda 600 tane baraj yaptık. Cumhuriyet tarihinin birinci su şurasına başladık. O da bittiğinde sonuçlarını açıklayacağız.
Yatırım tavsiyesi içermez.
Tüm dünyada emtia meblağlarının önemli manada arttığını kaydeden Pakdemirli şu biçimde konuştu:
* Tüm girdiler artıyor. Yalnızca besin unsurları değil tüm emtialar artıyor. Aslında bizim öngörümüz yavaş yavaş pandeminin bu yaz, bu sonbaharda dünyayı terk edeceği üzerineydi. Fakat görünen o ki, bu pandemiyle bir süre daha yaşamak zorunda kalacağız. İster istemez bunların getirdiği riskler, tasalar, dünyada kaygı olmaya devam ettiği sürece dünyada besinle ilgili yahut ziraî eserlerle ilgili fazlaca hammadde fazlası bulunmasına karşın maalesef genel fiyat yapısıyla alakala bir müddetç yaşıyoruz.
* Burada üreticinin de tüketicinin de etkilendiği durumlar var. Yalnızca üretimimizi etkileyen faktörlerden bir tanesi pandemiyle öteki taraftan da Mersin tahminen o kadar etkilenmedi lakin İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’da önemli bir kuraklık yaşandı. Bilhassa bu yılki üretimimize yansıyan bir kuraklık yaşadık. Yani biroldukca global faktörlerden dolayı birtakım sorunları yaşadık. Bunları üreticimize ve tüketicimize asgarî düzeyde yansıtmak için uğraşımız sürüyor.
“TÜM DÜNYADA BESİN FİYATLARI ARTIYOR”
Suyun herkes için değerli olduğunun altını çizen Pakdemirli kelamlarını şöyleki sürdürdü:
* Su herkes için değerliyken bizim dalımız için fazlaca fazlaca değerli. Dünyadaki tatlı su kaynaklarının yüzde 70’ini tarım kullandığına nazaran bu alanda da uğraş ve çabamızı devam ettiriyor olmamız lazım. Bilhassa tabi artan bütün emtia fiyatlarıyla birlikte hem besicimiz hem süt üreticimizi ister istemez bu işlerden de etkileniyor. Bu hususta yem satışlarımız da devam ediyor. Tabi bunu piyasa fiyatlarının epeyce altında fiyatla satıyoruz.
* Global belirsizlik ister istemez emtia fiyatları kadar besin fiyatlarını arttırdı. Bununla alakalı tüm dünyada bizdeki sorunların gibisi var. Yani fiyatlar artıyor, tüketici burada epeyce önemli etkilenmiş durumda. Neler yapılabilir kısmı tüm dünyada konuşuluyor. Bizde bunu besin komitesinde konuşuyoruz. Bütün önlemleri alarak üreticiyi daima olarak sürdürülebilir bir biçimde, karlı bir biçimde üretime devam ettirmek lakin hem de tüketiciyi de eserlere ulaşılabilir fiyatla aldırmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
“DOĞRU FİYAT SİYASETİNİ İNŞALLAH YENİ HASAT PERİYODUNDA GETİRİYOR OLACAĞIZ”
Son 3 yılda dayanakları arttırdıklarını vurgulayan Pakdemirli açıklamalarının devamında şu biçimde konuştu:
* Yüzde 85 bir artışımız oldu. Takviyelerin artışının yanında güzel bir alım siyaseti izledik. Yani alım yaptığımız eserlerde üretici dostu bir siyaset izledik. Hasat vaktinden evvel fiyatların açıklanması ve üreticinin mutlu olacağı meblağları açıklamamızla üreticimizi mutlu ettik. Biz burada 2 hoş iş yapmış olduk. Olağanda başka ülkelerde ya dayanak olunur ya da alınan eserler yeterli fiyattan alınır. Biz her ikisini de yapıyoruz. Burada da değerli derecede başarılı olduk. Bu takviyelerimizi de daima artırdık.
* Son 3 yılda biz hiç bir üreticimize alanda ziyan verecek biçimde tutarlarımızı oluşturmayacağız dedik ve kelamımızı tuttuk. Bugün de birebir şeyi söylüyoruz. Fiyatlar artabilir, girdiler artabilir fakat bunlarda alım meblağlarını ayarlayacağız, bunun için hiç merak etmeyin. Siz yalnızca üretmeye devam edin. Biz ek bir dayanak olacak bütçe sağlayabilirsek ek dayanak olmaya devam ederiz. Buradaki en büyük takviye eser fiyatının gerçek bir biçimde ayarlanmasıdır. Buna da Tarım ve Orman Bakanı olarak taahhüt ediyorum.
* Hakikat fiyat siyasetini inşallah yeni hasat periyodunda bir daha karşınıza getiriyor olacağız. Çiftçimizin alın teri yere dökülmeyecek, alın teri boşa gitmeyecek. Sonunda bu işten para kazanacak biçimde çiftçimizi hasat periyodunda mutlu edeceğiz. Bu hususta çiftçimiz kaygı etmesin.
“30 YIL daha sonra BESİNE OLAN TALEP EN AZ YÜZDE 60 ARTACAK”
Tarımın son 12 çeyrektir kesintisiz büyüdüğünü lisana getiren Pakdemirli, şöyleki devam etti:
* Türkiye’nin pandemi devrinde gerçek tarım siyasetleri izlediğinin bir göstergesi budur. 2021 yılının birinci 6 ayında yüzde 4,7 büyüdük, kuraklığa karşın. İhracatta da birinci 8 ayda 15 milyar dolar ve 4,1 milyar dolar ihracat ziyadesiyle Türkiye yaklaşık 2 bin eseri, 200 ülkeye ihraç eden bir ülke pozisyonunda oldu. Hayvancılığımız gelişiyor. Son 3 yılda büyük başımız yüzde 14 arttı, küçük başımız yüzde 30 arttı. Büyükbaş 18.3 milyona, küçük başta 57.4 milyona geldi.
* Önümüzde güç bir denklem var. 30 sene daha sonrasını düşündüğümüz vakit besine olan talep en az yüzde 60 artacak ve bu kadar üretmemiz gerekiyor. Bunu da bu kaynaklarla üretmemiz gerekiyor. Suya olan talep te yüzde 15 artacak. Son 19 yılda 600 tane baraj yaptık. Cumhuriyet tarihinin birinci su şurasına başladık. O da bittiğinde sonuçlarını açıklayacağız.
Yatırım tavsiyesi içermez.