Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Sabah gazetesi tarafınca Hazine ve Maliye Bakanlığı himayesinde Turkuvaz Medya Merkezi’nde düzenlenen “2. Türkiye Çiftçi Zirvesi”de yaptığı konuşmada, ziraî üretimin Türkiye için stratejik ehemmiyete sahip olduğunu vurgulayarak, bu niçinle çiftçilerin, dünden bugüne kendilerinin her daim göz bebeği olduğunu söylemiş oldu.
Küresel salgın periyodu ve akabinde başlayan Rusya-Ukrayna krizinin, besin dalının stratejik ehemmiyetinin tüm dünya tarafınca bir defa daha hatırlanmasını sağladığını anımsatan Nebati, “Ülkemizde tarımı geliştirmek ve çiftçilerimize daha güzel şartlar sunabilmek için projeler geliştiren, bu mevzuyu kendisine keder edinen tüm kıymetli konuklarımızla bugün, 2. Çiftçi Doruğu çatısı altında bir ortada olmaktan büyük memnunluk duyduğumu belirtmek isterim.” dedi.
Son 20 yılda Türkiye’nin her alanda kıymetli atılımlar gerçekleştirdiğini ve bu sürece yakinen tanıklık eden kesimlerin başında da tarım ve hayvancılık bölümünün geldiğini belirten Nebati, kesimde bir yandan makineleşmenin hızlanırken, öbür yandan da verimlilik artışı ve eser çeşitliliğinin sağlandığına daima bir arada şahit olunduğunu kaydetti.
Temmuz ayı prestijiyle yıllıklandırılmış tarım eserleri ihracatının 7,6 milyar dolar ile Cumhuriyet tarihinin en yüksek düzeyine ulaştığını bildiren Nebati, “Bu, hepimizin ortak başarısıdır. Biz berabern rahmet doğduğuna inanan bir anlayışa sahibiz. Bu yüzden her mevzuda istişarelerde bulunuyor, birlik ortasında ilerlemeye kıymet veriyoruz. İnanıyorum ki ortak ülkülerimiz ve ortak uğraşlarımız ilerleyen periyotta birliktece fazlaca daha hoş sonuçlar almamızın da önünü açacaktır.” dedi.
“Çiftçilerimize bütçeden 39,2 milyar lira takviye sağladık”
Tarım kesiminin stratejik değeri çerçevesinde kâfi ve emniyetli besin arzının sağlanması, verimliliğin artırılması ve refah artışının sağlanması hedefiyle üreticileri kapsayıcı uygulamalarla desteklemeye devam ettiklerini aktaran Nebati, “Bu yaklaşımla geçtiğimiz yıl çiftçilerimize bütçeden 24 milyar lira takviye sağladık. Bu sene de bu sayısı 39,2 milyar liraya yükselttik. Biroldukça ziraî eserde yeni alım meblağları açıklayarak ve alım meblağlarında bundan evvelki yıla bakılırsa kıymetli oranlarda artış yaparak üreticilerimizin yanında olmaya devam ettik. 2002 yılında yalnızca 5 esere prim takviyesi verilirken, bugün tam 18 esere prim takviyesi sağlıyoruz.” diye konuştu.
Bu dönem buğday ve arpada Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) alım meblağlarını üst taraflı revize ederek ekmeklik buğdayda yıllık yüzde 187, arpada yıllık yüzde 226 artış sağladıklarını kaydeden Nebati, ayrıyeten eserini TMO’ya satan çiftçilere verilen ziraî dayanaklara ek olarak 2022 yılında buğday için ton başına 1.000 lira, arpa için 500 lira prim ödenmesini sağladıklarını bildirdi.
TMO’nun bu dönem değerli ölçüde buğday ve arpa alımı gerçekleştirdiğini aktaran Nebati, TMO’nun öbür birtakım ziraî eser alımlarının da devam ettiğini, kabuklu fındıkta yıllık yüzde 96, çekirdeksiz kuru üzümde yüzde 108 düzeyinde artış yaptıklarını kaydetti.
ÇAYKUR’un yaş çay alım fiyatında yıllık yüzde 73 düzeyinde artış yaparak çay üreticilerini desteklemeye devam ettiklerini belirten Nebati, Türkşeker’in şeker pancarı alım fiyatında da yıllık yüzde 245 artış gerçekleştirerek pancar üreticilerinin yanında olduklarını söylemiş oldu.
“Hayvancılık alanındaki takviyeler de devam ediyor”
Bunlara ek olarak hayvancılık alanındaki takviyelerin de devam ettiğini aktaran Nebati, “Süt üreticilerimize 15 Mayıs-30 Eylül devri için litre başına 20 kuruş ödenmesi planlanan çiğ süt dayanak primini 30 kuruş artırarak 50 kuruşa çıkardık. Ayrıyeten, dana karkas ve kuzu karkas alım fiyatını kilogram başına 2 lira artırdık. Türkiye genelinde hayvan başına 370 lira olan buzağı dayanağını de 500 liraya yükselttik. Bu yılın birinci 8 ayda 753 bin üreticimize 95 milyar liralık Hazine faiz dayanaklı kredi kullandırdık. bu biçimdelikle üreticilerimizin 2022 yılı başından bu yana toplam 5,5 milyar liralık kredi faizini Hazinemizce karşıladık. Yıl sonunda bu meblağın yaklaşık 10,8 milyar liraya yükseleceğini öngörüyoruz. Çiftçilerimizin en kıymetli girdi maliyetlerinden biri olan güç maliyetlerini de değerli ölçüde düşürmek, hatta vakit içinde sıfırlamalarını sağlamak için büyük bir çaba gösteriyoruz. Bu gayeyle Ziraî Sulamada Güneş Gücü Santralleri kurulmasını destekliyoruz. Bu bahisteki talepler epey süratli biçimde karşılanıyor.” tabirlerini kullandı.
Tarımsal sulamada elektrik teslimlerinde KDV oranını yüzde 18’den yüzde 8’e indirdiklerini anımsatan Nebati, şunları kaydetti:
“Ayrıca, ziraî sulama projeleri kapsamında DSİ ile TOKİ içindeki iş birliğine ait Cumhurbaşkanı sonucu’nı yayımladık. Bu sayede, öncelikli olarak yaklaşık 391 bin hektarlık alanı içeren 143 sulama projesini hayata geçirmeye yönelik TOKİ’ye, Ziraat Bankası öncülüğünde 2 yıl ödemesiz 7 yıl vadeli kredi kullandırılacaktır. Öteki taraftan atıl tarım topraklarının üretime kazandırılması hedefiyle belirlenen projelere yüzde 75’e kadar hibe dayanağı sağlıyoruz. Lisanslı depoculuğa verdiğimiz dayanakların de katkısıyla lisanslı depo kapasitemiz yaklaşık 8,6 milyon ton düzeyine ulaşmış bulunuyor. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafınca sertifikalandırılan tüm tohumluk fide ve fidanların KDV oranını da yüzde 1’e çektik. Yerli üreticilerimizi korumak için ham ayçiçeği yağı ithalatında dış ticaret önlemlerini hayata geçirmiş bulunuyoruz.”
“Gıda arz güvenliğine yönelik gerekli tüm önlemleri aldık”
Nureddin Nebati, ziraî üretimin sürdürülebilirliği ve arz güvenliği kapsamında hem üreticilere birebir vakitte tüketicilere yönelik gerekli tüm önlemleri aldıklarını belirterek, “Gıda Komitesi toplantılarımızın en kıymetli hususlarından biri besin arz güvenliğidir. bu biçimdece Avrupa’da ve Amerika’daki marketlerde karşılaşılan boş raflar bizim ülkemizde görülmemiştir ve inşallah hiç görülmeyecektir. Komitemizde aldığımız kararların da katkısıyla global seviyedeki olumsuz gelişmelere karşın temel besin mamüllerinde ülkemizin arz güvenliği bakımından bir külfeti yoktur ve TMO stoklarımız kıymetli oranda artırılmıştır.” dedi.
Türkiye’nin, diplomasi alanında uygulanan siyasetlerle global besin arz güvenliğinin sağlanmasında değerli bir aktör ülke pozisyonuna geldiğini söz eden Nebati, “Nitekim Sayın Cumhurbaşkanımızın teşebbüsleri ve liderliğiyle imzalanan Tahıl Koridoru Mutabakatı, kâfi besine erişim sorunu yaşayan biroldukça ülkenin kıymetli ölçüde rahatlamasını sağladı. tıpkı vakitte 2022 yılı ortasında 12 dolara kadar ulaşan buğdayın kile fiyatı, Tahıl Koridoru Muahedesi daha sonrasında yüzde 25’e varan bir düşüşle 8,4 dolara kadar gerilemiştir. Bu, sözün tam manasıyla global besin piyasalarında Erdoğan etkisidir’. Bu yüzden Sayın Cumhurbaşkanımız; bugün dünya kamuoyu nezdinde de inisiyatif alabilen, tahlil üretebilen gerçek bir önder pozisyonundadır. Biz Türkiye’de aldığımız tedbirlerle ve bulunduğu ortam prestijiyle erken önlemler alarak şu an depolarımızı doldurduk. Fakat emin olun G20 toplantılarının en değerli hususlarından bir tanesi besin güvenliği. Ben bilerek ‘Erdoğan etkisi’ diyorum milletlerarası literatüre girmesi için. Sayın Cumhurbaşkanımızın almış olduğu inisiyatifle G20 ülkeleri başta olmak üzere dünya önünü bakılırsabilecek bir pozisyona erişmiştir.” halinde konuştu.
İklim değişikliğiyle gayretin günümüzde ülkelerin en kıymetli gündem hususlarından biri haline geldiğini vurgulayan Nebati, Aksiyon Planı dahilinde, sürdürülebilir tarıma yönelik besin kayıplarının ve atıkların azaltılması, biyo-gübre kullanmasının yaygınlaştırılması ve organik üretimin teşvik edilmesine yönelik çalışmaları sürdüreceklerini ve bu bahisleri son derece önemsediklerini söylemiş oldu.
“kuvvetli, istikrarlı ve istikrarlı büyüme eğilimimizi sürdürüyoruz”
Hazine ve Maliye Bakanı Nebati, salgın daha sonrası periyotta bir epey gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin daha tam olarak toparlanamamışken, bugün resesyon ve stagflasyon beklentilerinin dünya gündeminde öne çıktığını belirterek, şu biçimde devam etti:
“Biz ise yatırım, istihdam, üretim ve ihracat odaklı Türkiye İktisat Modeli’nin ortaya koyduğu dinamizmle kuvvetli, istikrarlı ve istikrarlı büyüme eğilimimizi sürdürüyoruz. Türkiye, bu yılın ikinci çeyreğinde yıllık bazda yüzde 7,6 büyümüş, bu biçimdece G-20 ülkeleri içinde en yüksek oranda büyüyen üçüncü ülke olmuştur. Mevcut global ortamda ekonomimizin son 8 çeyrektir aralıksız büyümesi hayli kıymetli bir muvaffakiyettir. Çünkü ülkemizin bu başarısı, birfazlaca milletlerarası kuruluş, akademisyen ve yatırımcının da dikkatini çekmeye devam ediyor.
kuvvetli büyümenin yanı sıra OECD üyeleri içinde salgın öncesi periyoda bakılırsa istihdamını en çok artıran ülke Türkiye oldu. İhracatımızı 2002’deki 36,1 milyar dolar düzeyinden 2021 yılı prestijiyle 225,2 milyar dolar düzeyine taşımayı başardık. 2022 yılı ağustos ayı prestijiyle yıllık ihracatımızı 250 milyar doların üzerine çıkardık. Turizmde de canlılık artarak devam ediyor. Dünya turizm pazarı içerisindeki hissemizi her geçen yıl daha da artırıyoruz. Turizm gelirinde rekor kırdığımız altın yıl olan 2019’daki turizm gelirini bu yıl aşarak 2022 yıl sonunu 40 milyar dolarlık turizm geliriyle kapatmayı hedefliyoruz. Ziyaretçi sayısında da 47 milyonun üzerine çıkmayı bekliyoruz.”
“Politikalarımız, uzun vadede enflasyonun yüksek seyretmesini de engelleyecektir”
Bakan Nebati, tüm bu hoş gelişmelerin yanı sıra mevcut durumda çözülmesi gereken problemlerin başında enflasyonun geldiğini belirterek, “Bizler, ekonomimizde sakinliğe ve işsizliğe niçiniyet vermeden fiyat istikrarını sağlamak ve vatandaşımızın alım gücünü artırmak için gereken tüm çabayı kararlılıkla vermeye devam ediyoruz. Aldığımız önlemler ve global seviyede yaşanacak normalleşmeyle bir arada enflasyonu da yeneceğiz. Yıl sonundan itibaren de bu düşüşü daha net hissetmeye başlayacağız. Katma kıymetli yatırımları ve ihracatı destekleyen selektif kredi siyaset adımlarını hayata geçirdik. Bu çerçevede kredileri tüketimden fazla üretken alanlara kanalize ettik. Piyasadaki arzı artıran bu politikalarımız uzun vadede enflasyonun yüksek seyretmesini de engelleyecektir.” sözlerini kullandı.
Enflasyon sepeti içerisinde en yüksek tartıya sahip kalemin halkın geniş bir bölümünü ilgilendiren besin olduğunu vurgulayan Nebati, “Gıda enflasyonunun halkımız üstündeki olumsuz tesirini azaltmak için temel besin unsurlarında KDV oranlarını indirdik. Besin fiyatlarını da yakından takip ediyoruz. Üretici ve hal fiyatları ile perakende fiyatları içindeki farkın takibi ve niçinlerinin tahliline yönelik çalışmalar yapıyoruz.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çalışanlara müjdeleri
Gıda enflasyonuyla çaba için ziraî üretimi artırmaya yönelik siyasetler uyguladıklarını, sera yatırımlarına kıymet verdiklerini ve seralarda jeotermal kaynakların kullanılmasını desteklediklerini anlatan Nebati, şunları kaydetti:
“Ayrıca, toplumumuzun farklı bölümlerine verdiğimiz çeşitli takviyelere yenilerini de eklemeye devam ediyoruz. Dün de Sayın Cumhurbaşkanımız fiyatlı çalışanlarımıza yönelik yeni bir müjdemizi açıklamıştı. Geçtiğimiz temmuz ayında bir orta düzenleme yaparak çalışanlara ödenen yemek bedeli vergi istisnasını 34 liradan 51 liraya çıkarmıştık. Yıl sonunda da bir daha değerleme oranına bakılırsa bu sayısı tekrar güncelleyeceğiz. Artık de aktüel bir düzenlemeyle yemek kartı kullanma zorunluluğunu kaldırıyoruz. Çalışanlara nakden ödenen yemek bedeli fiyatlarını da bundan bu biçimde vergi istisnası kapsamına alacağız.
Diğer bir yeni müjdemiz de çalışanlara yapılacak elektrik ve doğal gaz ödemelerinden vergi ve prim yükünün kaldırılmasıdır. Çalışanlarınıza değerli bir katkı sağlayacak. Patronlarımız tarafınca 2023 nisan ayı sonuna kadar çalışanlarına elektrik, doğalgaz ve ısınma masraflarını karşılamaları için ödeyecekleri 1.000 TL’yi aşmayan fiyatlardan gelir vergisi almayacağız.”
“Felaket senaryolarıyla milletimize karşı adeta ruhsal bir harp uyguluyorlar”
Nureddin Nebati, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde, son 20 yıllık iktidarları boyunca Türkiye’ye her alanda tam manasıyla çağ atlattıklarını, eser ve hizmet siyasetiyle insanların hayat kalitesini her bakımdan artırmak için çaba gösterdiklerini ve bugün de birebir kararlılıkla yol aldıklarını söylemiş oldu.
Nebati, “Tüm bunları yaparken ‘millete efendi değil, hizmetkar olmaya geldiğimizin’ altını daima çizdik. Bizim her daim tek önceliğimiz, ülkemizin kalkınması ve milletimizin menfaatleri olmuştur. Lakin bugün tüm global çalkantılara karşın ülkemizin tarihi muvaffakiyetlerini yok sayan, dönemsel birtakım negatif datalarla gündem saptırmaya çalışan bir kesim de var. Bunlar çarpıtmalarla, olmadık felaket senaryolarıyla milletimize karşı adeta ruhsal bir harp uyguluyorlar. Tüm algı oyunları ve türlü çarpıtmalara karşın çok şükür insanımız ferasetiyle neyin ne olduğunu net bir biçimde görüyor. Vatandaşlarımız, 20 yıldan bu yana AK Parti olarak karşılaştığımız her sorunu aşmanın ötesinde, nasıl da fırsata çevirdiğimizi fazlaca güzel biliyor.” diye konuştu.
“Planlı ziraî üretimi ve kontratlı tarımı hayata geçirmek için çalışmalarımızı hızlandırdık”
Mevcut global krizin dünyada kıymetli meselelere sebep olduğunu vurgulayan Nebati, kelamlarını şu biçimde tamamladı:
“Biz de enflasyon boyutuyla bunu ülkemizde yaşıyoruz ve ilerleyen süreçte de tedricen aşacağımızı beyan ediyoruz. Fakat öte yandan unutmayalım ki güç ve besin arz meseleleriyle boğuşan, resesyon ve stagflasyon korkuları taşıyan birfazlaca ülkeye nazaran Türkiye, hem besin birebir vakitte güç arz güvenliğini sağlayabilen, istikrarlı bir biçimde büyümeye, istihdam oluşturmaya devam eden, sağlam bir iktisada ve diplomatik güce sahiptir. Kaldı ki yaşanan global dönüşüm, ülkemizin sahip olduğu birfazlaca rekabetçi avantajıyla, ilerleyen periyotta önemli kazanımlar elde edebileceğimizin de sinyallerini net bir biçimde veriyor. zati bizim tüm kaygımız, inançla ve azimle çalışarak bu yeni devrin bize sunacağı fırsatları en düzgün biçimde değerlendirmektir.
İnanıyorum ki ülkemizi birliktece global arenada parlayan bir yıldız olarak yükseltmeye devam edeceğiz. Bu ülkülerimizle yol alırken stratejik değere sahip tarım bölümümüzün ve tarıma dayalı endüstrinin gelişmesine elbette büyük değer veriyoruz. Bu kapsamda, tarım dalının en kıymetli muhtaçlıkları içinde yer alan ‘planlı ziraî üretimi ve kontratlı tarımı’ hayata geçirmek için çalışmalarımızı hızlandırdık. Dünya genelinde yaşanan meseleler karşısında çiftçilerimizin finansal gereksinimlerini eza çekmeden sağlamalarını temin etmek üzere ilgili kurum, kuruluş ve bölüm temsilcileriyle iş birliği içerisinde çiftçilerimizi desteklemeye kesintisiz biçimde devam edeceğiz.”
Nebati ayrıyeten, “Sayın Cumhurbaşkanımız MIR konusunda istikrar siyaseti yürütüyor. Hem Putin birebir vakitte Zelenski ile görüşüyor. Milletlerarası sistemi derde sokacak bir adıma müsaade vermeyiz” dedi.
Yatırım tavsiyesi içermez.
Küresel salgın periyodu ve akabinde başlayan Rusya-Ukrayna krizinin, besin dalının stratejik ehemmiyetinin tüm dünya tarafınca bir defa daha hatırlanmasını sağladığını anımsatan Nebati, “Ülkemizde tarımı geliştirmek ve çiftçilerimize daha güzel şartlar sunabilmek için projeler geliştiren, bu mevzuyu kendisine keder edinen tüm kıymetli konuklarımızla bugün, 2. Çiftçi Doruğu çatısı altında bir ortada olmaktan büyük memnunluk duyduğumu belirtmek isterim.” dedi.
Son 20 yılda Türkiye’nin her alanda kıymetli atılımlar gerçekleştirdiğini ve bu sürece yakinen tanıklık eden kesimlerin başında da tarım ve hayvancılık bölümünün geldiğini belirten Nebati, kesimde bir yandan makineleşmenin hızlanırken, öbür yandan da verimlilik artışı ve eser çeşitliliğinin sağlandığına daima bir arada şahit olunduğunu kaydetti.
Temmuz ayı prestijiyle yıllıklandırılmış tarım eserleri ihracatının 7,6 milyar dolar ile Cumhuriyet tarihinin en yüksek düzeyine ulaştığını bildiren Nebati, “Bu, hepimizin ortak başarısıdır. Biz berabern rahmet doğduğuna inanan bir anlayışa sahibiz. Bu yüzden her mevzuda istişarelerde bulunuyor, birlik ortasında ilerlemeye kıymet veriyoruz. İnanıyorum ki ortak ülkülerimiz ve ortak uğraşlarımız ilerleyen periyotta birliktece fazlaca daha hoş sonuçlar almamızın da önünü açacaktır.” dedi.
“Çiftçilerimize bütçeden 39,2 milyar lira takviye sağladık”
Tarım kesiminin stratejik değeri çerçevesinde kâfi ve emniyetli besin arzının sağlanması, verimliliğin artırılması ve refah artışının sağlanması hedefiyle üreticileri kapsayıcı uygulamalarla desteklemeye devam ettiklerini aktaran Nebati, “Bu yaklaşımla geçtiğimiz yıl çiftçilerimize bütçeden 24 milyar lira takviye sağladık. Bu sene de bu sayısı 39,2 milyar liraya yükselttik. Biroldukça ziraî eserde yeni alım meblağları açıklayarak ve alım meblağlarında bundan evvelki yıla bakılırsa kıymetli oranlarda artış yaparak üreticilerimizin yanında olmaya devam ettik. 2002 yılında yalnızca 5 esere prim takviyesi verilirken, bugün tam 18 esere prim takviyesi sağlıyoruz.” diye konuştu.
Bu dönem buğday ve arpada Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) alım meblağlarını üst taraflı revize ederek ekmeklik buğdayda yıllık yüzde 187, arpada yıllık yüzde 226 artış sağladıklarını kaydeden Nebati, ayrıyeten eserini TMO’ya satan çiftçilere verilen ziraî dayanaklara ek olarak 2022 yılında buğday için ton başına 1.000 lira, arpa için 500 lira prim ödenmesini sağladıklarını bildirdi.
TMO’nun bu dönem değerli ölçüde buğday ve arpa alımı gerçekleştirdiğini aktaran Nebati, TMO’nun öbür birtakım ziraî eser alımlarının da devam ettiğini, kabuklu fındıkta yıllık yüzde 96, çekirdeksiz kuru üzümde yüzde 108 düzeyinde artış yaptıklarını kaydetti.
ÇAYKUR’un yaş çay alım fiyatında yıllık yüzde 73 düzeyinde artış yaparak çay üreticilerini desteklemeye devam ettiklerini belirten Nebati, Türkşeker’in şeker pancarı alım fiyatında da yıllık yüzde 245 artış gerçekleştirerek pancar üreticilerinin yanında olduklarını söylemiş oldu.
“Hayvancılık alanındaki takviyeler de devam ediyor”
Bunlara ek olarak hayvancılık alanındaki takviyelerin de devam ettiğini aktaran Nebati, “Süt üreticilerimize 15 Mayıs-30 Eylül devri için litre başına 20 kuruş ödenmesi planlanan çiğ süt dayanak primini 30 kuruş artırarak 50 kuruşa çıkardık. Ayrıyeten, dana karkas ve kuzu karkas alım fiyatını kilogram başına 2 lira artırdık. Türkiye genelinde hayvan başına 370 lira olan buzağı dayanağını de 500 liraya yükselttik. Bu yılın birinci 8 ayda 753 bin üreticimize 95 milyar liralık Hazine faiz dayanaklı kredi kullandırdık. bu biçimdelikle üreticilerimizin 2022 yılı başından bu yana toplam 5,5 milyar liralık kredi faizini Hazinemizce karşıladık. Yıl sonunda bu meblağın yaklaşık 10,8 milyar liraya yükseleceğini öngörüyoruz. Çiftçilerimizin en kıymetli girdi maliyetlerinden biri olan güç maliyetlerini de değerli ölçüde düşürmek, hatta vakit içinde sıfırlamalarını sağlamak için büyük bir çaba gösteriyoruz. Bu gayeyle Ziraî Sulamada Güneş Gücü Santralleri kurulmasını destekliyoruz. Bu bahisteki talepler epey süratli biçimde karşılanıyor.” tabirlerini kullandı.
Tarımsal sulamada elektrik teslimlerinde KDV oranını yüzde 18’den yüzde 8’e indirdiklerini anımsatan Nebati, şunları kaydetti:
“Ayrıca, ziraî sulama projeleri kapsamında DSİ ile TOKİ içindeki iş birliğine ait Cumhurbaşkanı sonucu’nı yayımladık. Bu sayede, öncelikli olarak yaklaşık 391 bin hektarlık alanı içeren 143 sulama projesini hayata geçirmeye yönelik TOKİ’ye, Ziraat Bankası öncülüğünde 2 yıl ödemesiz 7 yıl vadeli kredi kullandırılacaktır. Öteki taraftan atıl tarım topraklarının üretime kazandırılması hedefiyle belirlenen projelere yüzde 75’e kadar hibe dayanağı sağlıyoruz. Lisanslı depoculuğa verdiğimiz dayanakların de katkısıyla lisanslı depo kapasitemiz yaklaşık 8,6 milyon ton düzeyine ulaşmış bulunuyor. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafınca sertifikalandırılan tüm tohumluk fide ve fidanların KDV oranını da yüzde 1’e çektik. Yerli üreticilerimizi korumak için ham ayçiçeği yağı ithalatında dış ticaret önlemlerini hayata geçirmiş bulunuyoruz.”
“Gıda arz güvenliğine yönelik gerekli tüm önlemleri aldık”
Nureddin Nebati, ziraî üretimin sürdürülebilirliği ve arz güvenliği kapsamında hem üreticilere birebir vakitte tüketicilere yönelik gerekli tüm önlemleri aldıklarını belirterek, “Gıda Komitesi toplantılarımızın en kıymetli hususlarından biri besin arz güvenliğidir. bu biçimdece Avrupa’da ve Amerika’daki marketlerde karşılaşılan boş raflar bizim ülkemizde görülmemiştir ve inşallah hiç görülmeyecektir. Komitemizde aldığımız kararların da katkısıyla global seviyedeki olumsuz gelişmelere karşın temel besin mamüllerinde ülkemizin arz güvenliği bakımından bir külfeti yoktur ve TMO stoklarımız kıymetli oranda artırılmıştır.” dedi.
Türkiye’nin, diplomasi alanında uygulanan siyasetlerle global besin arz güvenliğinin sağlanmasında değerli bir aktör ülke pozisyonuna geldiğini söz eden Nebati, “Nitekim Sayın Cumhurbaşkanımızın teşebbüsleri ve liderliğiyle imzalanan Tahıl Koridoru Mutabakatı, kâfi besine erişim sorunu yaşayan biroldukça ülkenin kıymetli ölçüde rahatlamasını sağladı. tıpkı vakitte 2022 yılı ortasında 12 dolara kadar ulaşan buğdayın kile fiyatı, Tahıl Koridoru Muahedesi daha sonrasında yüzde 25’e varan bir düşüşle 8,4 dolara kadar gerilemiştir. Bu, sözün tam manasıyla global besin piyasalarında Erdoğan etkisidir’. Bu yüzden Sayın Cumhurbaşkanımız; bugün dünya kamuoyu nezdinde de inisiyatif alabilen, tahlil üretebilen gerçek bir önder pozisyonundadır. Biz Türkiye’de aldığımız tedbirlerle ve bulunduğu ortam prestijiyle erken önlemler alarak şu an depolarımızı doldurduk. Fakat emin olun G20 toplantılarının en değerli hususlarından bir tanesi besin güvenliği. Ben bilerek ‘Erdoğan etkisi’ diyorum milletlerarası literatüre girmesi için. Sayın Cumhurbaşkanımızın almış olduğu inisiyatifle G20 ülkeleri başta olmak üzere dünya önünü bakılırsabilecek bir pozisyona erişmiştir.” halinde konuştu.
İklim değişikliğiyle gayretin günümüzde ülkelerin en kıymetli gündem hususlarından biri haline geldiğini vurgulayan Nebati, Aksiyon Planı dahilinde, sürdürülebilir tarıma yönelik besin kayıplarının ve atıkların azaltılması, biyo-gübre kullanmasının yaygınlaştırılması ve organik üretimin teşvik edilmesine yönelik çalışmaları sürdüreceklerini ve bu bahisleri son derece önemsediklerini söylemiş oldu.
“kuvvetli, istikrarlı ve istikrarlı büyüme eğilimimizi sürdürüyoruz”
Hazine ve Maliye Bakanı Nebati, salgın daha sonrası periyotta bir epey gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin daha tam olarak toparlanamamışken, bugün resesyon ve stagflasyon beklentilerinin dünya gündeminde öne çıktığını belirterek, şu biçimde devam etti:
“Biz ise yatırım, istihdam, üretim ve ihracat odaklı Türkiye İktisat Modeli’nin ortaya koyduğu dinamizmle kuvvetli, istikrarlı ve istikrarlı büyüme eğilimimizi sürdürüyoruz. Türkiye, bu yılın ikinci çeyreğinde yıllık bazda yüzde 7,6 büyümüş, bu biçimdece G-20 ülkeleri içinde en yüksek oranda büyüyen üçüncü ülke olmuştur. Mevcut global ortamda ekonomimizin son 8 çeyrektir aralıksız büyümesi hayli kıymetli bir muvaffakiyettir. Çünkü ülkemizin bu başarısı, birfazlaca milletlerarası kuruluş, akademisyen ve yatırımcının da dikkatini çekmeye devam ediyor.
kuvvetli büyümenin yanı sıra OECD üyeleri içinde salgın öncesi periyoda bakılırsa istihdamını en çok artıran ülke Türkiye oldu. İhracatımızı 2002’deki 36,1 milyar dolar düzeyinden 2021 yılı prestijiyle 225,2 milyar dolar düzeyine taşımayı başardık. 2022 yılı ağustos ayı prestijiyle yıllık ihracatımızı 250 milyar doların üzerine çıkardık. Turizmde de canlılık artarak devam ediyor. Dünya turizm pazarı içerisindeki hissemizi her geçen yıl daha da artırıyoruz. Turizm gelirinde rekor kırdığımız altın yıl olan 2019’daki turizm gelirini bu yıl aşarak 2022 yıl sonunu 40 milyar dolarlık turizm geliriyle kapatmayı hedefliyoruz. Ziyaretçi sayısında da 47 milyonun üzerine çıkmayı bekliyoruz.”
“Politikalarımız, uzun vadede enflasyonun yüksek seyretmesini de engelleyecektir”
Bakan Nebati, tüm bu hoş gelişmelerin yanı sıra mevcut durumda çözülmesi gereken problemlerin başında enflasyonun geldiğini belirterek, “Bizler, ekonomimizde sakinliğe ve işsizliğe niçiniyet vermeden fiyat istikrarını sağlamak ve vatandaşımızın alım gücünü artırmak için gereken tüm çabayı kararlılıkla vermeye devam ediyoruz. Aldığımız önlemler ve global seviyede yaşanacak normalleşmeyle bir arada enflasyonu da yeneceğiz. Yıl sonundan itibaren de bu düşüşü daha net hissetmeye başlayacağız. Katma kıymetli yatırımları ve ihracatı destekleyen selektif kredi siyaset adımlarını hayata geçirdik. Bu çerçevede kredileri tüketimden fazla üretken alanlara kanalize ettik. Piyasadaki arzı artıran bu politikalarımız uzun vadede enflasyonun yüksek seyretmesini de engelleyecektir.” sözlerini kullandı.
Enflasyon sepeti içerisinde en yüksek tartıya sahip kalemin halkın geniş bir bölümünü ilgilendiren besin olduğunu vurgulayan Nebati, “Gıda enflasyonunun halkımız üstündeki olumsuz tesirini azaltmak için temel besin unsurlarında KDV oranlarını indirdik. Besin fiyatlarını da yakından takip ediyoruz. Üretici ve hal fiyatları ile perakende fiyatları içindeki farkın takibi ve niçinlerinin tahliline yönelik çalışmalar yapıyoruz.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çalışanlara müjdeleri
Gıda enflasyonuyla çaba için ziraî üretimi artırmaya yönelik siyasetler uyguladıklarını, sera yatırımlarına kıymet verdiklerini ve seralarda jeotermal kaynakların kullanılmasını desteklediklerini anlatan Nebati, şunları kaydetti:
“Ayrıca, toplumumuzun farklı bölümlerine verdiğimiz çeşitli takviyelere yenilerini de eklemeye devam ediyoruz. Dün de Sayın Cumhurbaşkanımız fiyatlı çalışanlarımıza yönelik yeni bir müjdemizi açıklamıştı. Geçtiğimiz temmuz ayında bir orta düzenleme yaparak çalışanlara ödenen yemek bedeli vergi istisnasını 34 liradan 51 liraya çıkarmıştık. Yıl sonunda da bir daha değerleme oranına bakılırsa bu sayısı tekrar güncelleyeceğiz. Artık de aktüel bir düzenlemeyle yemek kartı kullanma zorunluluğunu kaldırıyoruz. Çalışanlara nakden ödenen yemek bedeli fiyatlarını da bundan bu biçimde vergi istisnası kapsamına alacağız.
Diğer bir yeni müjdemiz de çalışanlara yapılacak elektrik ve doğal gaz ödemelerinden vergi ve prim yükünün kaldırılmasıdır. Çalışanlarınıza değerli bir katkı sağlayacak. Patronlarımız tarafınca 2023 nisan ayı sonuna kadar çalışanlarına elektrik, doğalgaz ve ısınma masraflarını karşılamaları için ödeyecekleri 1.000 TL’yi aşmayan fiyatlardan gelir vergisi almayacağız.”
“Felaket senaryolarıyla milletimize karşı adeta ruhsal bir harp uyguluyorlar”
Nureddin Nebati, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde, son 20 yıllık iktidarları boyunca Türkiye’ye her alanda tam manasıyla çağ atlattıklarını, eser ve hizmet siyasetiyle insanların hayat kalitesini her bakımdan artırmak için çaba gösterdiklerini ve bugün de birebir kararlılıkla yol aldıklarını söylemiş oldu.
Nebati, “Tüm bunları yaparken ‘millete efendi değil, hizmetkar olmaya geldiğimizin’ altını daima çizdik. Bizim her daim tek önceliğimiz, ülkemizin kalkınması ve milletimizin menfaatleri olmuştur. Lakin bugün tüm global çalkantılara karşın ülkemizin tarihi muvaffakiyetlerini yok sayan, dönemsel birtakım negatif datalarla gündem saptırmaya çalışan bir kesim de var. Bunlar çarpıtmalarla, olmadık felaket senaryolarıyla milletimize karşı adeta ruhsal bir harp uyguluyorlar. Tüm algı oyunları ve türlü çarpıtmalara karşın çok şükür insanımız ferasetiyle neyin ne olduğunu net bir biçimde görüyor. Vatandaşlarımız, 20 yıldan bu yana AK Parti olarak karşılaştığımız her sorunu aşmanın ötesinde, nasıl da fırsata çevirdiğimizi fazlaca güzel biliyor.” diye konuştu.
“Planlı ziraî üretimi ve kontratlı tarımı hayata geçirmek için çalışmalarımızı hızlandırdık”
Mevcut global krizin dünyada kıymetli meselelere sebep olduğunu vurgulayan Nebati, kelamlarını şu biçimde tamamladı:
“Biz de enflasyon boyutuyla bunu ülkemizde yaşıyoruz ve ilerleyen süreçte de tedricen aşacağımızı beyan ediyoruz. Fakat öte yandan unutmayalım ki güç ve besin arz meseleleriyle boğuşan, resesyon ve stagflasyon korkuları taşıyan birfazlaca ülkeye nazaran Türkiye, hem besin birebir vakitte güç arz güvenliğini sağlayabilen, istikrarlı bir biçimde büyümeye, istihdam oluşturmaya devam eden, sağlam bir iktisada ve diplomatik güce sahiptir. Kaldı ki yaşanan global dönüşüm, ülkemizin sahip olduğu birfazlaca rekabetçi avantajıyla, ilerleyen periyotta önemli kazanımlar elde edebileceğimizin de sinyallerini net bir biçimde veriyor. zati bizim tüm kaygımız, inançla ve azimle çalışarak bu yeni devrin bize sunacağı fırsatları en düzgün biçimde değerlendirmektir.
İnanıyorum ki ülkemizi birliktece global arenada parlayan bir yıldız olarak yükseltmeye devam edeceğiz. Bu ülkülerimizle yol alırken stratejik değere sahip tarım bölümümüzün ve tarıma dayalı endüstrinin gelişmesine elbette büyük değer veriyoruz. Bu kapsamda, tarım dalının en kıymetli muhtaçlıkları içinde yer alan ‘planlı ziraî üretimi ve kontratlı tarımı’ hayata geçirmek için çalışmalarımızı hızlandırdık. Dünya genelinde yaşanan meseleler karşısında çiftçilerimizin finansal gereksinimlerini eza çekmeden sağlamalarını temin etmek üzere ilgili kurum, kuruluş ve bölüm temsilcileriyle iş birliği içerisinde çiftçilerimizi desteklemeye kesintisiz biçimde devam edeceğiz.”
Nebati ayrıyeten, “Sayın Cumhurbaşkanımız MIR konusunda istikrar siyaseti yürütüyor. Hem Putin birebir vakitte Zelenski ile görüşüyor. Milletlerarası sistemi derde sokacak bir adıma müsaade vermeyiz” dedi.
Yatırım tavsiyesi içermez.