Sevgili dostlar birkaç yıldır Ankara-İstanbul ortası mekik dokuyorum ve ailemle son 2 yıldır Ankara’da yaşıyorum. Türkerler Holding tarafınca yapılan ‘Mahall Ankara’ sitesinde kirada oturuyorum.
Yaz bitimi, kış başında konuttaki sıkıntılar ortaya çıkmaya başladı. Isınmayan kaloriferler, camlardan gelen soğuklar, su alan duvarlar derken sıcak suyum da gitti. 6 aydır bir geliyor, bir gidiyor daha sonra da gelmiyor.
Bu lüks rezidans dairesinde bir elimizde elektrikli soba, başkasında su kaynattığımız kova ile ailece banyo yapmaya çalışıyoruz. Türkerler Holding yetkilileri ile konuştuğumda sorumluluğun site idaresinde olduğunu ve gerekli bakımların yapılmadığını söylüyorlar. Hatta ellerinde uzman raporları olduğunu da belirttiler, dava açmak için istediğimde ise geri bile dönmediler.
İşverenin kızı birebir binada oturduğu için ona özel ısıtıcı sistem kurmuşlar tabi rahat etsin diye…
Artık bir de site idaresi tarafı var… Asıl vicdansızlık burada…
Ülke idaresine talip olan ‘Deva Partisi’nde yönetici olan ekonomist, mali müsteşar ‘Cavit Dağtaş’, hem de sitemizin de yöneticisi.
Site sakini olarak bu vicdan mahrumu arkadaşı aradım. Niçin ‘vicdan yoksunu’ dediğimi birazdan yazacağım…
Beyefendiyi aradım… Birkaç kere aramadan daha sonra zat-ı alileri telefonu açtı. Kendimi tanıttım, problemimi anlattım. Fakat kendisi emekli müsteşar olduğu için benimle üst perdeden konuşmayı tercih etti.
her neyse değerli değil sıcak su gelsin de dedim, sabrettim… Lakin 1 gün evvel 6 yaşındaki oğlumun buz üzere suyla banyo yaptığı için üşütüp hasta olduğunu söylemiş olduğimde bu büyük parti yöneticisi emekli müsteşar, Boğaziçi Üniversitesi Matematik kısmından mezun olan, Gazi Üniversitesi’nde uygulamalı istatistik, Western Michigan Üniversitesi’nde İktisat alanında yüksek lisans sahibi kişi kahkahayı basıp ‘Banane’ dedi.
Bir çocuğun sabaha kadar ateşler ortasında yattığını söylemiş olduğim vicdan mahrumu bu adam evet ‘güldü’. birebir vakitte dalga geçerek güldü…
“Bizim problemimiz değil git kendin yaptır” dedi ve hoş bir arbede daha sonrası hızıma telefonu kapattı.
Artık buradan Kazım Türker ve Deva Partisi Genel Lideri Ali Babacan’a seslenmek istiyorum.
Sayın Kazım Beyefendi kendi kızınızın meskenine özel ısıtıcı sistem kurup, başka insanları mağdur etmek size yakışıyor mu? Ankara’nın en âlâ rezidansı diye yaptığınız gecekondudaki problemleri fazlaca âlâ biliyorsunuz… İşine gelmiyor… Bu senin ve markanın ayıbı.
Sayın Babacan, bir siteyi yönetemeyen, insanlara üstten bakan, insanların meselelerine mazeret diyen bir kişi var kadronda. Bu şahısla birlikte bu ülkeyi yönetmeye adaysın. En berbatı ne biliyor musun? ‘Bu beşerde vicdan yok.’
Onun makus idaresi yüzünden bütün gece ateşler ortasında yatan hasta olmuş bir çocuğa bile gülecek kadar vicdansız. Umarım partinizde bu beşerden daha hassas şahıslar vardır…
Ben Türkerler Holding ve Deva Partisi’nde yönetici olan bu şahısla mahkemede yüz yüze geleceğim. 6 yaşındaki oğlumuzu oraya getireceğim. “Oğlum bak bu amca sen hasta olunca vicdansızca sana gülen kişi” diye gözlerinin içine baktırıp, “Sen asla bu amca üzere olma diyeceğim…”
Bir babanın oğluna bırakacağı en büyük miras bence uygun bir vicdan ve dürüstlüktür. Keşke sizin babanız da size bu öğütleri verseydi Cavit Bey…
Yatırım tavsiyesi içermez.
Yaz bitimi, kış başında konuttaki sıkıntılar ortaya çıkmaya başladı. Isınmayan kaloriferler, camlardan gelen soğuklar, su alan duvarlar derken sıcak suyum da gitti. 6 aydır bir geliyor, bir gidiyor daha sonra da gelmiyor.
Bu lüks rezidans dairesinde bir elimizde elektrikli soba, başkasında su kaynattığımız kova ile ailece banyo yapmaya çalışıyoruz. Türkerler Holding yetkilileri ile konuştuğumda sorumluluğun site idaresinde olduğunu ve gerekli bakımların yapılmadığını söylüyorlar. Hatta ellerinde uzman raporları olduğunu da belirttiler, dava açmak için istediğimde ise geri bile dönmediler.
İşverenin kızı birebir binada oturduğu için ona özel ısıtıcı sistem kurmuşlar tabi rahat etsin diye…
Artık bir de site idaresi tarafı var… Asıl vicdansızlık burada…
Ülke idaresine talip olan ‘Deva Partisi’nde yönetici olan ekonomist, mali müsteşar ‘Cavit Dağtaş’, hem de sitemizin de yöneticisi.
Site sakini olarak bu vicdan mahrumu arkadaşı aradım. Niçin ‘vicdan yoksunu’ dediğimi birazdan yazacağım…
Beyefendiyi aradım… Birkaç kere aramadan daha sonra zat-ı alileri telefonu açtı. Kendimi tanıttım, problemimi anlattım. Fakat kendisi emekli müsteşar olduğu için benimle üst perdeden konuşmayı tercih etti.
her neyse değerli değil sıcak su gelsin de dedim, sabrettim… Lakin 1 gün evvel 6 yaşındaki oğlumun buz üzere suyla banyo yaptığı için üşütüp hasta olduğunu söylemiş olduğimde bu büyük parti yöneticisi emekli müsteşar, Boğaziçi Üniversitesi Matematik kısmından mezun olan, Gazi Üniversitesi’nde uygulamalı istatistik, Western Michigan Üniversitesi’nde İktisat alanında yüksek lisans sahibi kişi kahkahayı basıp ‘Banane’ dedi.
Bir çocuğun sabaha kadar ateşler ortasında yattığını söylemiş olduğim vicdan mahrumu bu adam evet ‘güldü’. birebir vakitte dalga geçerek güldü…
“Bizim problemimiz değil git kendin yaptır” dedi ve hoş bir arbede daha sonrası hızıma telefonu kapattı.
Artık buradan Kazım Türker ve Deva Partisi Genel Lideri Ali Babacan’a seslenmek istiyorum.
Sayın Kazım Beyefendi kendi kızınızın meskenine özel ısıtıcı sistem kurup, başka insanları mağdur etmek size yakışıyor mu? Ankara’nın en âlâ rezidansı diye yaptığınız gecekondudaki problemleri fazlaca âlâ biliyorsunuz… İşine gelmiyor… Bu senin ve markanın ayıbı.
Sayın Babacan, bir siteyi yönetemeyen, insanlara üstten bakan, insanların meselelerine mazeret diyen bir kişi var kadronda. Bu şahısla birlikte bu ülkeyi yönetmeye adaysın. En berbatı ne biliyor musun? ‘Bu beşerde vicdan yok.’
Onun makus idaresi yüzünden bütün gece ateşler ortasında yatan hasta olmuş bir çocuğa bile gülecek kadar vicdansız. Umarım partinizde bu beşerden daha hassas şahıslar vardır…
Ben Türkerler Holding ve Deva Partisi’nde yönetici olan bu şahısla mahkemede yüz yüze geleceğim. 6 yaşındaki oğlumuzu oraya getireceğim. “Oğlum bak bu amca sen hasta olunca vicdansızca sana gülen kişi” diye gözlerinin içine baktırıp, “Sen asla bu amca üzere olma diyeceğim…”
Bir babanın oğluna bırakacağı en büyük miras bence uygun bir vicdan ve dürüstlüktür. Keşke sizin babanız da size bu öğütleri verseydi Cavit Bey…
Yatırım tavsiyesi içermez.