Ülker’in sürdürülebilir ham husus tedariki için, bisküvilik un üretimine uygun buğday çeşidi geliştirmek gayesiyle 2007 yılında Bahri Dağdaş Memleketler arası Ziraî Araştırma Enstitüsü’yle başlatmış olduğu “Aliağa Bisküvilik Buğday” projesinde yeni bir etaba geçildi.
Geçen yıl Ankara, Konya, Çankırı, Kırıkkale, Kırşehir, Yozgat, Kayseri, Eskişehir, Tekirdağ ve Çorum olmak üzere on vilayetteki 80 bin dekar toprakta ekilen buğdaylar, bu yıl hasadın akabinde Ülker Ankara Un fabrikasında toplandı. Buğdaylar Ülker’in Pötibör, Halley, Çizi, Çubuk Kraker, Dokuz Kat Tat, O’lala, Dankek üzere mamüllerinin tanımlarına girmek üzere hazırlandı. Birinci sefer Ekim ayı itibariyle Aliağa Bisküvilik Buğdayı’nın ortasında yer aldığı eserler raflarda yerini almaya başladı.
Sürdürülebilir tarım uygulamaları hayli önemli
İklim değişikliği ve birlikteinde getirdiği su gerilimi üzere çevresel problemlerin, global besin sistemlerinin üzerinde baskı oluşturduğuna dikkat çeken Ülker CEO’su Mete Buyurgan “Bu niçinle iklim değişikliğine güçlü sürdürülebilir tarım uygulamalarını yaygınlaştırmak büyük değer taşıyor” dedi.
Buyurgan, yerli üretimi ve sürdürülebilir ham husus tedarikini desteklemek için büyük ehemmiyet taşıyan Aliağa Bisküvilik Buğday Projesi’yle ilgili şu ayrıntıları aktardı: “Buğday bizim değerli ham unsurlarımızın başında geliyor. Yıllık ortalama 280 bin ton buğday alıyoruz. Sürdürülebilir ham husus tedariki ve yüksek kalitede üretim için ülkü buğday çeşidi geliştirmek emeliyle 2007 yılında Bahri Dağdaş Memleketler arası Ziraî Araştırma Enstitüsü’yle ortaklaşa hayata geçirdiğimiz, birinci hasadını 2020 yılında gerçekleştirdiğimiz Aliağa Bisküvilik Buğday projesinde tohum yaygınlaştırma çalışmalarımız devam ediyor. Bu yılki hasadın sonunda da buğdayımızı eserlerimizle birinci kere buluşturmanın heyecanını ve memnunluğunu yaşıyoruz. Sonuna yaklaştığımız yeni ekim periyodunda de Ankara, Konya, Çankırı, Kırıkkale, Yozgat, Çorum, Eskişehir, Kayseri, Kırşehir vilayetlerinde yaklaşık 120 bin dekar alanda buğdayımız ekiliyor. Bu vesileyle 15 yıl evvel projenin hayata geçmesinde birinci adımı atan Ülker Ankara Un Fabrikası eski Genel Müdürü Ali Çelik başta olmak üzere projeye emek veren tüm çalışma arkadaşlarımıza, Bahri Dağdaş Milletlerarası Ziraî Araştırma Enstitüsü Müdürü Fatih Özdemir ve takımına hayli teşekkür ediyoruz.”
Üretimde daha az su, eserde daha yüksek verim
İklim değişikliğine, hastalık ve kuraklığa sağlam, yüksek kaliteli, verimli, yerli, ulusal Aliağa Bisküvilik Buğdayı’nı bölüme kazandırmanın memnunluğunu yaşadıklarını lisana getiren Buyurgan, buğdayın faydalarıyla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:
“Mevcut buğday tiplerine nazaran sulak yerde dekar başına %17-20, kurak toprakta %35-40 ortası, ortalamanın üzerinde randıman sağlıyor. Çiftçilerin bu sayede asgarî %20 gelir artışı yaşamaları bekleniyor. Aliağa Bisküvilik Buğdayı’nın kurak yerlerde mevcut buğday çeşitlerine kıyasla daha verimli olmasının bir başka avantajı da daha az suya muhtaçlığı olması. Yüksek kalite standartlarında bir bisküvilik buğday çeşidiyle üretim teminat altına alınabilecek. Ayrıyeten çiftçilerimiz de Aliağa Bisküvilik Buğdayı’nın verimliliğinin kendilerini son derece memnun ettiğini söylüyor. Buğdayın yüksek kaliteli sapından hayvancılıkta da yararlanılabiliyor.”
Yeni buğday tipleri geliştirmek için çalışmalar devam ediyor
Ayrıca yeni bisküvilik buğday çeşitleri elde etmek için Enstitü’yle birlikte ‘Bisküvilik Buğday Geliştirme Programı’nı hayata geçirdiklerini hatırlatan Buyurgan “Bu program kapsamında geliştireceğimiz yeni çeşitler yardımıyla çiftçilerimize yaşadıkları bölgenin iklim ve toprak yapısına uygun, verimli ve kaliteli tohum çeşitleri içinde seçim yapma imkânı sunacağız. bu biçimdece bisküvilik buğdayların daha geniş bir coğrafyada yüksek verimli ve kaliteli olarak üretim devamlılığı sağlanacak” dedi.
Aliağa on binlerce farklı çeşit içinden seçildi
Özel sektör-kamu iş birliğinin epey kıymetli olduğuna dikkat çeken Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesindeki Ziraî Araştırmalar ve Siyasetler Genel Müdürlüğü çatısında yer alan Bahri Dağdaş Memleketler arası Ziraî Araştırma Enstitüsü’nün Müdürü Dr. Fatih Özdemir, Ülker’le birlikte hayata geçirilen Aliağa Bisküvilik Buğday projesinde elde edilen sonuçların gelecek ismine son derece ümit verici olduğunu belirtti.
Özdemir şu ayrıntıları aktardı: “Aliağa Bisküvilik Buğdayı’nın uzun gelişim sürecindeki büyük emek ve vakit, bugün ülkemizin yerli ve ulusal bisküvilik buğdayının oluşmasına katkı sağladı.
Bu buğdayın bir birinci vakit içinderda, büsbütün bisküviye özel ve ıslah tarafıyla geliştirilmiş bir çeşit olması, endüstriyel manada da Türkiye’de büyük bir sistem değişikliğidir. Aliağa buğdayı on binlerce aday içinden yapılan binlerce müşahede ve tahlille seçilerek geliştirildi. 2014 yılında Bakanlığımız bünyesinde bulunan Tohumluk Tescil ve Sertifikasyon Merkezine sunuldu. Bağımsız testlerle de onaylanarak 2017 yılında Aliağa ismiyle tescil edildi. Aliağa Bisküvilik Buğdayı, yüksek randımanı, kuraklığa ve hastalıklara dayanıklılığı ve bisküviye özel kalitesiyle ön plana çıkıyor. 2017 -2019 yılları içinde buğdayın yaygınlaşması için tohum üretme çalışmaları Enstitümüzün ekim alanlarında yapıldı. 2019 yılından itibaren Ülker’in tohum üretme çalışmalarıyla süreç devam ediyor”
Yatırım tavsiyesi içermez.
Geçen yıl Ankara, Konya, Çankırı, Kırıkkale, Kırşehir, Yozgat, Kayseri, Eskişehir, Tekirdağ ve Çorum olmak üzere on vilayetteki 80 bin dekar toprakta ekilen buğdaylar, bu yıl hasadın akabinde Ülker Ankara Un fabrikasında toplandı. Buğdaylar Ülker’in Pötibör, Halley, Çizi, Çubuk Kraker, Dokuz Kat Tat, O’lala, Dankek üzere mamüllerinin tanımlarına girmek üzere hazırlandı. Birinci sefer Ekim ayı itibariyle Aliağa Bisküvilik Buğdayı’nın ortasında yer aldığı eserler raflarda yerini almaya başladı.
Sürdürülebilir tarım uygulamaları hayli önemli
İklim değişikliği ve birlikteinde getirdiği su gerilimi üzere çevresel problemlerin, global besin sistemlerinin üzerinde baskı oluşturduğuna dikkat çeken Ülker CEO’su Mete Buyurgan “Bu niçinle iklim değişikliğine güçlü sürdürülebilir tarım uygulamalarını yaygınlaştırmak büyük değer taşıyor” dedi.
Buyurgan, yerli üretimi ve sürdürülebilir ham husus tedarikini desteklemek için büyük ehemmiyet taşıyan Aliağa Bisküvilik Buğday Projesi’yle ilgili şu ayrıntıları aktardı: “Buğday bizim değerli ham unsurlarımızın başında geliyor. Yıllık ortalama 280 bin ton buğday alıyoruz. Sürdürülebilir ham husus tedariki ve yüksek kalitede üretim için ülkü buğday çeşidi geliştirmek emeliyle 2007 yılında Bahri Dağdaş Memleketler arası Ziraî Araştırma Enstitüsü’yle ortaklaşa hayata geçirdiğimiz, birinci hasadını 2020 yılında gerçekleştirdiğimiz Aliağa Bisküvilik Buğday projesinde tohum yaygınlaştırma çalışmalarımız devam ediyor. Bu yılki hasadın sonunda da buğdayımızı eserlerimizle birinci kere buluşturmanın heyecanını ve memnunluğunu yaşıyoruz. Sonuna yaklaştığımız yeni ekim periyodunda de Ankara, Konya, Çankırı, Kırıkkale, Yozgat, Çorum, Eskişehir, Kayseri, Kırşehir vilayetlerinde yaklaşık 120 bin dekar alanda buğdayımız ekiliyor. Bu vesileyle 15 yıl evvel projenin hayata geçmesinde birinci adımı atan Ülker Ankara Un Fabrikası eski Genel Müdürü Ali Çelik başta olmak üzere projeye emek veren tüm çalışma arkadaşlarımıza, Bahri Dağdaş Milletlerarası Ziraî Araştırma Enstitüsü Müdürü Fatih Özdemir ve takımına hayli teşekkür ediyoruz.”
Üretimde daha az su, eserde daha yüksek verim
İklim değişikliğine, hastalık ve kuraklığa sağlam, yüksek kaliteli, verimli, yerli, ulusal Aliağa Bisküvilik Buğdayı’nı bölüme kazandırmanın memnunluğunu yaşadıklarını lisana getiren Buyurgan, buğdayın faydalarıyla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:
“Mevcut buğday tiplerine nazaran sulak yerde dekar başına %17-20, kurak toprakta %35-40 ortası, ortalamanın üzerinde randıman sağlıyor. Çiftçilerin bu sayede asgarî %20 gelir artışı yaşamaları bekleniyor. Aliağa Bisküvilik Buğdayı’nın kurak yerlerde mevcut buğday çeşitlerine kıyasla daha verimli olmasının bir başka avantajı da daha az suya muhtaçlığı olması. Yüksek kalite standartlarında bir bisküvilik buğday çeşidiyle üretim teminat altına alınabilecek. Ayrıyeten çiftçilerimiz de Aliağa Bisküvilik Buğdayı’nın verimliliğinin kendilerini son derece memnun ettiğini söylüyor. Buğdayın yüksek kaliteli sapından hayvancılıkta da yararlanılabiliyor.”
Yeni buğday tipleri geliştirmek için çalışmalar devam ediyor
Ayrıca yeni bisküvilik buğday çeşitleri elde etmek için Enstitü’yle birlikte ‘Bisküvilik Buğday Geliştirme Programı’nı hayata geçirdiklerini hatırlatan Buyurgan “Bu program kapsamında geliştireceğimiz yeni çeşitler yardımıyla çiftçilerimize yaşadıkları bölgenin iklim ve toprak yapısına uygun, verimli ve kaliteli tohum çeşitleri içinde seçim yapma imkânı sunacağız. bu biçimdece bisküvilik buğdayların daha geniş bir coğrafyada yüksek verimli ve kaliteli olarak üretim devamlılığı sağlanacak” dedi.
Aliağa on binlerce farklı çeşit içinden seçildi
Özel sektör-kamu iş birliğinin epey kıymetli olduğuna dikkat çeken Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesindeki Ziraî Araştırmalar ve Siyasetler Genel Müdürlüğü çatısında yer alan Bahri Dağdaş Memleketler arası Ziraî Araştırma Enstitüsü’nün Müdürü Dr. Fatih Özdemir, Ülker’le birlikte hayata geçirilen Aliağa Bisküvilik Buğday projesinde elde edilen sonuçların gelecek ismine son derece ümit verici olduğunu belirtti.
Özdemir şu ayrıntıları aktardı: “Aliağa Bisküvilik Buğdayı’nın uzun gelişim sürecindeki büyük emek ve vakit, bugün ülkemizin yerli ve ulusal bisküvilik buğdayının oluşmasına katkı sağladı.
Bu buğdayın bir birinci vakit içinderda, büsbütün bisküviye özel ve ıslah tarafıyla geliştirilmiş bir çeşit olması, endüstriyel manada da Türkiye’de büyük bir sistem değişikliğidir. Aliağa buğdayı on binlerce aday içinden yapılan binlerce müşahede ve tahlille seçilerek geliştirildi. 2014 yılında Bakanlığımız bünyesinde bulunan Tohumluk Tescil ve Sertifikasyon Merkezine sunuldu. Bağımsız testlerle de onaylanarak 2017 yılında Aliağa ismiyle tescil edildi. Aliağa Bisküvilik Buğdayı, yüksek randımanı, kuraklığa ve hastalıklara dayanıklılığı ve bisküviye özel kalitesiyle ön plana çıkıyor. 2017 -2019 yılları içinde buğdayın yaygınlaşması için tohum üretme çalışmaları Enstitümüzün ekim alanlarında yapıldı. 2019 yılından itibaren Ülker’in tohum üretme çalışmalarıyla süreç devam ediyor”
Yatırım tavsiyesi içermez.