Türkiye Patron Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) İdare Şurası Lideri Özgür Burak Akkol, “Çalışanlara sağlanan toplumsal yardımlarda vergi alınmayacak olması, hem patronlar tıpkı vakitte çalışanlar için çok kıymetli bir uygulama.” değerlendirmesinde bulundu.
Akkol, TİSK tarafınca dördüncüsü bu yıl Divan Kuruçeşme’de düzenlenen Ortak Paylaşım Forumu’nun açılış konuşmasını yaptı.
TİSK olarak ülkeye ve insanlara ortak yarar yaratacak tahlil, fikir ve icraatları konuşmayı sürdürdüklerini belirten Akkol, personel, patron ve kamunun iştirakiyle düzenledikleri Ortak Paylaşım Forumu’nun bu doğrultuda hayli kıymetli bir platform olduğunu söylemiş oldu.
Geçen yıl ekim ayında üçüncüsünü düzenledikleri forumdan bugüne kadar, dünyada biroldukça politik ve ekonomik gelişimin yaşandığını anımsatan Akkol, şunları söylemiş oldu:
“Rusya-Ukrayna savaşı bir anda global tedarik zinciri üzerinde tehdit haline geldi. Tüm dünya ekonomileri üzerinde enflasyon riskini birlikteinde getirdi. Bunun ülkemizde de yansımalarını gördük. Geçtiğimiz seniçin farklı bir konjonktür var. Sayın Cumhurbaşkanımız liderliğinde yıl başında taban fiyatta emekçi, patron ve kamunun mutabakatında tarihi bir artış yapıldı. Buna ek olarak, tarihi bir düzenleme ile tüm çalışanların minimum fiyata kadarki gelirlerine vergi muafiyeti getirildi. Bu hayli az ülkede olan bir uygulama. Yıl boyunca çalışanımızın emeğini enflasyona karşı korumak için bir daha temmuz ayında taban fiyat düzenlemesini daima birlikte hayata geçirdik.”
“VERGİ KONUSUNDA KUVVETLİ ADIMLAR ATABİLİRİZ”
Akkol, çalışanlara yapılacak toplumsal yardımlarda vergi muafiyeti uygulamasından duyduğu memnuniyeti lisana getirerek, “Bunun yanında, çalışanlara sağlanan toplumsal yardımlarda vergi alınmayacak olması, hem patronlar birebir vakitte çalışanlar için pek kıymetli bir uygulama. Bin lira toplumsal yardım alan çalışan, SGK primi ve gelir vergisiyle bunun 400 lirasını geri ödüyordu. Kabaca bir hesapla birebir fiyat devam ettiği sürece yılda toplam 4 bin 800 lira çalışanın cebinde kalacak.” diye konuştu.
Çalışan gelirlerinin korunması için bilhassa vergi tarafında öteki fırsatların da olduğuna dikkati çeken Akkol, “Bizimle birlikte tüm toplumsal paydaşlarımızın da lisana getirdiği, vergi dilimlerine yönelik düzenleme bu manada hayli kıymetli. Birinci vergi diliminin yüzde 10’a düşürülmesi ve vergi dilimleri matrahlarının günümüz koşulları ile güncellenmesi çalışanların korunması için kıymetli fırsat. En kısa vakitte Sayın Bakanlarımızın değerli takviyeleri ile bu düzenlemenin de Cumhurbaşkanımıza sunulmasını bekliyoruz.” sözlerini kullandı.
“KAYIT DIŞINDA 1 PUANLIK ARTIŞIN MALİYETİ 7 MİLYAR LİRA”
Akkol, kayıtlı ve kayıt dışı işletmelerin ayrıştırılması gerektiğini belirterek, şu biçimde devam etti:
“Kayıt dışılık, sendikalı çalışmayı destekleyen, vergisini vaktinde ödeyen, sorumluluklarını harfiyen yerine getiren tüm işletmelerin omzunda bir yük. Haksız bir rekabete uğramalarına ve bir bakıma cezalandırılmalarına sebep oluyor. Bu haksız rekabeti bir nebze de olsa dengelemek ve sorumlu işletmelerin yanında olmak için ‘Beyaz Bayrak’ üzere uygulamalar ile kuvvetli takviyelerin verilmesi değerli. Kayıt dışı istihdam yalnızca işletmelerin de değil, hepimizin sorunu. Çalışanlar toplumsal ve en berbatı sıhhat teminatı olmadan çalışıyor. Sonuç olarak, devletimiz de kaybediyor. Manevi boyutu bambaşka lakin kayıt dışı istihdamdaki yalnızca 1 puanlık artışın, devlet bütçesinde oluşturduğu maddi açık 7 milyar liranın üzerinde. TİSK olarak kayıt dışı istihdamı 15 puana kadar indirebileceğimiz bir planımız var. Bunun manası devlet bütçesine yılda 100 milyar liranın üzerinde katkı sağlanması. Bu mevzuda somut bir iradenin ortaya konması ve caydırıcı cezalar getirilmesi ülkemiz için, insanımız için epey kıymetli.”
TİSK AKADEMİ’DEN 150 BİN KİŞİ YARARLANDI
TİSK’in yaptığı çalışmalarla ilgili bilgilerde veren Akkol, birinci vakit içinderda garantili esnek çalışma için kapsamlı bir rapor hazırladıklarını ve yeni jenerasyon hallerin, çalışma hayatına tesirlerini tanım ettiklerini lisana getirdi.
Akkol, bu biçimlerin en az 1,5 milyon insanın istihdamının önünü açacak teknikler olduğunu vurgulayarak, şu ayrıntıları verdi:
“Bunun yanında, bünyemizdeki TİSK Akademi’de 2,5 yılda 150 bine yakın kullanıcımıza 3 milyonu aşkın eğitimi fiyatsız olarak sağladık. TİSK Mikrocerrahi Vakfımızın yarının sağlıkçıları bursu ile gereksinim sahibi 200’ü aşkın pırıl pırıl tıp öğrencisi gencimize takviye olmaya başladık. Yarının sağlıkçılarına hayli inanıyoruz. Bu husus ile ilgili dayanağımız artarak devam edecek. Vakfımızın öteki bir icraatı; Sıfır Kazaya Seyahat Projesi. Bu proje ile vakfımız, işletmelerimize yılda 70 milyon lirayı aşkın bir teknoloji dayanağı sunuyor. Yapay zeka dayanaklı teknoloji ile muhtemel iş kazası risklerini önce belirleyip önleyebileceğiz. Burada gayemiz 1 yılda 500 binden çok çalışanın güvenliğine takviye olmak. İşletmelerdeki kameralara entegre olan bu teknoloji ile yılda 50 milyon saatlik görüntüyü tahlili edebileceğiz. 10 milyondan fazla gerçek vakitli tedbir bildirimi alabileceğiz. Projemiz şimdiden milletlerarası arenada 5 ödül sahibi oldu.”
Yatırım tavsiyesi içermez.
Akkol, TİSK tarafınca dördüncüsü bu yıl Divan Kuruçeşme’de düzenlenen Ortak Paylaşım Forumu’nun açılış konuşmasını yaptı.
TİSK olarak ülkeye ve insanlara ortak yarar yaratacak tahlil, fikir ve icraatları konuşmayı sürdürdüklerini belirten Akkol, personel, patron ve kamunun iştirakiyle düzenledikleri Ortak Paylaşım Forumu’nun bu doğrultuda hayli kıymetli bir platform olduğunu söylemiş oldu.
Geçen yıl ekim ayında üçüncüsünü düzenledikleri forumdan bugüne kadar, dünyada biroldukça politik ve ekonomik gelişimin yaşandığını anımsatan Akkol, şunları söylemiş oldu:
“Rusya-Ukrayna savaşı bir anda global tedarik zinciri üzerinde tehdit haline geldi. Tüm dünya ekonomileri üzerinde enflasyon riskini birlikteinde getirdi. Bunun ülkemizde de yansımalarını gördük. Geçtiğimiz seniçin farklı bir konjonktür var. Sayın Cumhurbaşkanımız liderliğinde yıl başında taban fiyatta emekçi, patron ve kamunun mutabakatında tarihi bir artış yapıldı. Buna ek olarak, tarihi bir düzenleme ile tüm çalışanların minimum fiyata kadarki gelirlerine vergi muafiyeti getirildi. Bu hayli az ülkede olan bir uygulama. Yıl boyunca çalışanımızın emeğini enflasyona karşı korumak için bir daha temmuz ayında taban fiyat düzenlemesini daima birlikte hayata geçirdik.”
“VERGİ KONUSUNDA KUVVETLİ ADIMLAR ATABİLİRİZ”
Akkol, çalışanlara yapılacak toplumsal yardımlarda vergi muafiyeti uygulamasından duyduğu memnuniyeti lisana getirerek, “Bunun yanında, çalışanlara sağlanan toplumsal yardımlarda vergi alınmayacak olması, hem patronlar birebir vakitte çalışanlar için pek kıymetli bir uygulama. Bin lira toplumsal yardım alan çalışan, SGK primi ve gelir vergisiyle bunun 400 lirasını geri ödüyordu. Kabaca bir hesapla birebir fiyat devam ettiği sürece yılda toplam 4 bin 800 lira çalışanın cebinde kalacak.” diye konuştu.
Çalışan gelirlerinin korunması için bilhassa vergi tarafında öteki fırsatların da olduğuna dikkati çeken Akkol, “Bizimle birlikte tüm toplumsal paydaşlarımızın da lisana getirdiği, vergi dilimlerine yönelik düzenleme bu manada hayli kıymetli. Birinci vergi diliminin yüzde 10’a düşürülmesi ve vergi dilimleri matrahlarının günümüz koşulları ile güncellenmesi çalışanların korunması için kıymetli fırsat. En kısa vakitte Sayın Bakanlarımızın değerli takviyeleri ile bu düzenlemenin de Cumhurbaşkanımıza sunulmasını bekliyoruz.” sözlerini kullandı.
“KAYIT DIŞINDA 1 PUANLIK ARTIŞIN MALİYETİ 7 MİLYAR LİRA”
Akkol, kayıtlı ve kayıt dışı işletmelerin ayrıştırılması gerektiğini belirterek, şu biçimde devam etti:
“Kayıt dışılık, sendikalı çalışmayı destekleyen, vergisini vaktinde ödeyen, sorumluluklarını harfiyen yerine getiren tüm işletmelerin omzunda bir yük. Haksız bir rekabete uğramalarına ve bir bakıma cezalandırılmalarına sebep oluyor. Bu haksız rekabeti bir nebze de olsa dengelemek ve sorumlu işletmelerin yanında olmak için ‘Beyaz Bayrak’ üzere uygulamalar ile kuvvetli takviyelerin verilmesi değerli. Kayıt dışı istihdam yalnızca işletmelerin de değil, hepimizin sorunu. Çalışanlar toplumsal ve en berbatı sıhhat teminatı olmadan çalışıyor. Sonuç olarak, devletimiz de kaybediyor. Manevi boyutu bambaşka lakin kayıt dışı istihdamdaki yalnızca 1 puanlık artışın, devlet bütçesinde oluşturduğu maddi açık 7 milyar liranın üzerinde. TİSK olarak kayıt dışı istihdamı 15 puana kadar indirebileceğimiz bir planımız var. Bunun manası devlet bütçesine yılda 100 milyar liranın üzerinde katkı sağlanması. Bu mevzuda somut bir iradenin ortaya konması ve caydırıcı cezalar getirilmesi ülkemiz için, insanımız için epey kıymetli.”
TİSK AKADEMİ’DEN 150 BİN KİŞİ YARARLANDI
TİSK’in yaptığı çalışmalarla ilgili bilgilerde veren Akkol, birinci vakit içinderda garantili esnek çalışma için kapsamlı bir rapor hazırladıklarını ve yeni jenerasyon hallerin, çalışma hayatına tesirlerini tanım ettiklerini lisana getirdi.
Akkol, bu biçimlerin en az 1,5 milyon insanın istihdamının önünü açacak teknikler olduğunu vurgulayarak, şu ayrıntıları verdi:
“Bunun yanında, bünyemizdeki TİSK Akademi’de 2,5 yılda 150 bine yakın kullanıcımıza 3 milyonu aşkın eğitimi fiyatsız olarak sağladık. TİSK Mikrocerrahi Vakfımızın yarının sağlıkçıları bursu ile gereksinim sahibi 200’ü aşkın pırıl pırıl tıp öğrencisi gencimize takviye olmaya başladık. Yarının sağlıkçılarına hayli inanıyoruz. Bu husus ile ilgili dayanağımız artarak devam edecek. Vakfımızın öteki bir icraatı; Sıfır Kazaya Seyahat Projesi. Bu proje ile vakfımız, işletmelerimize yılda 70 milyon lirayı aşkın bir teknoloji dayanağı sunuyor. Yapay zeka dayanaklı teknoloji ile muhtemel iş kazası risklerini önce belirleyip önleyebileceğiz. Burada gayemiz 1 yılda 500 binden çok çalışanın güvenliğine takviye olmak. İşletmelerdeki kameralara entegre olan bu teknoloji ile yılda 50 milyon saatlik görüntüyü tahlili edebileceğiz. 10 milyondan fazla gerçek vakitli tedbir bildirimi alabileceğiz. Projemiz şimdiden milletlerarası arenada 5 ödül sahibi oldu.”
Yatırım tavsiyesi içermez.