Affan Keçeci, A Ulusal Grup’taki düşüşü SÖZCÜ okurları için masaya yatırdı.
Milli Kadromuzun 2002 Dünya Kupası ve 2008 Avrupa Şampiyonası’nda elde ettiği üçüncülükler haricinde, övüneceğimiz kalıcı bir muvaffakiyet çizgimiz maalesef yok. Ayrıyeten, Katar 2022 Dünya Kupası’na katılamayacak olmamız Türk futbolseverlere hayal kırıklığı ve ümitsizlik yaşattı.
Uzun yıllar futbolda yöneticilik yapmış olan Affan Kaçeci, Ulusal Takım’ın son durumu hakkında değerlendirmelerde bulundu:
“Bunu hak etmiyoruz. Lüksemburg birlikteliği ve Faroe Adaları yenilgisi daha sonrasında, Türk futbol kamuoyundaki genel görüşün bilakis, kısa müddetli tahlillerin yarar sağlamayacağını düşünüyorum. Gerçek teşhis konulmadan hakikat tedavi yapılamaz. Türk futbolunu yeniden kalıcı başarılara kavuşturmak için neler yapmalıyız?
Öncelikle başarısızlığın niçinlerine ait teşhisin yanlışsız konulması gerektiğini düşünüyorum.”
SİYASEET SPORA MÜDAHALE ETMEMELİ
“Türk futbolunun geleceği için tekraren belirttiğim üzere birincil öncelik siyasetin spora müdahalesinin önüne geçilmesidir. Gelişmiş ülkelerin idare sistemlerinde olduğu üzere, futbol idarelerinde de ‘kuvvetler ayrılığı’ prensibinin Türk futbolunda uygulanması gerektiğini düşünüyorum.”
LİG TEMPOSU ARTMALI
“Milli Grup muvaffakiyetinin bir anahtarı da ülkelerin kendi liglerinde çaba eden grupların sportif kalitesi ve memleketler arası karşılaşma tecrübesidir. Bunun en değerli kriterlerinden biri liglerde maç başına ortalama koşulan uzaklıktır. Geçen dönem Muhteşem Lig’de maç başına kat edilen aralık ortalama 97.1 km’dir. Bu istatistikle maalesef 25 Avrupa ligi içinde sonuncuyuz. Üstün Lig maçlarındaki temponun artması için hallerin geliştirilmesi ve bu ortalamanın milletlerarası seviyeye yükselmesi ulusal gruplar seviyesinde başarıyı getirecektir.”
KULÜPLERE DANIŞILMALI
“Başta 4 büyük kulübümüz olmak üzere, Türk futbolundaki tüm kulüpleri etkileyen olumsuz ekonomik şartlar, üst seviye yabancı futbolcu transferini azalttı. TFF’nin yabancı futbolcu transferlerine makul kriterler getirmesi gerekiyor. Ulusal grup teknik heyeti, en gerçek ve verimli biçimde takım oluşturmak için kulüp teknik yöneticileriyle istişarede bulunmalıdır.”
SEMİNERLER DÜZENLENMELİ
“Türkiye Futbol Federasyonu, futbol ailesi ortasında düzenlediği seminerleri, kulüplerin ilgili yöneticilerini de kapsayacak biçimde bilgilendirici ve iştirakçi hale getirmeli. Türkiye’deki teknik yöneticilerin büyük kısmının, futbolu ve futbolcuyu geliştirecek prosedürlere odaklanmak yerine, kendi mesleklerine öncelik verdiklerini biliyoruz. Bunun yerine futbol kalitesi ve futbolcunun gelişmesine odaklanmaları hem sportif başarıyı getirecek birebir vakitte onların mesleğine olumlu yansıyacak.”
ÖZKAYNAK KAZANDIRIR
“Spor kulübü yöneticileri sürdürülebilir muvaffakiyet için altyapı yatırımlarına odaklanmalı. Altyapı yatırımları kulübe futbolcuyu özkaynak olarak kazandırır, bu sayede borçluluk azalır ve yerli futbolcu kazandırılır. Futbolda ileri ülkelerin, -Almanya gibi- muvaffakiyetlerinin temelinde bu strateji yatıyor.”
Milli Kadromuzun 2002 Dünya Kupası ve 2008 Avrupa Şampiyonası’nda elde ettiği üçüncülükler haricinde, övüneceğimiz kalıcı bir muvaffakiyet çizgimiz maalesef yok. Ayrıyeten, Katar 2022 Dünya Kupası’na katılamayacak olmamız Türk futbolseverlere hayal kırıklığı ve ümitsizlik yaşattı.
Uzun yıllar futbolda yöneticilik yapmış olan Affan Kaçeci, Ulusal Takım’ın son durumu hakkında değerlendirmelerde bulundu:
“Bunu hak etmiyoruz. Lüksemburg birlikteliği ve Faroe Adaları yenilgisi daha sonrasında, Türk futbol kamuoyundaki genel görüşün bilakis, kısa müddetli tahlillerin yarar sağlamayacağını düşünüyorum. Gerçek teşhis konulmadan hakikat tedavi yapılamaz. Türk futbolunu yeniden kalıcı başarılara kavuşturmak için neler yapmalıyız?
Öncelikle başarısızlığın niçinlerine ait teşhisin yanlışsız konulması gerektiğini düşünüyorum.”
SİYASEET SPORA MÜDAHALE ETMEMELİ
“Türk futbolunun geleceği için tekraren belirttiğim üzere birincil öncelik siyasetin spora müdahalesinin önüne geçilmesidir. Gelişmiş ülkelerin idare sistemlerinde olduğu üzere, futbol idarelerinde de ‘kuvvetler ayrılığı’ prensibinin Türk futbolunda uygulanması gerektiğini düşünüyorum.”
LİG TEMPOSU ARTMALI
“Milli Grup muvaffakiyetinin bir anahtarı da ülkelerin kendi liglerinde çaba eden grupların sportif kalitesi ve memleketler arası karşılaşma tecrübesidir. Bunun en değerli kriterlerinden biri liglerde maç başına ortalama koşulan uzaklıktır. Geçen dönem Muhteşem Lig’de maç başına kat edilen aralık ortalama 97.1 km’dir. Bu istatistikle maalesef 25 Avrupa ligi içinde sonuncuyuz. Üstün Lig maçlarındaki temponun artması için hallerin geliştirilmesi ve bu ortalamanın milletlerarası seviyeye yükselmesi ulusal gruplar seviyesinde başarıyı getirecektir.”
KULÜPLERE DANIŞILMALI
“Başta 4 büyük kulübümüz olmak üzere, Türk futbolundaki tüm kulüpleri etkileyen olumsuz ekonomik şartlar, üst seviye yabancı futbolcu transferini azalttı. TFF’nin yabancı futbolcu transferlerine makul kriterler getirmesi gerekiyor. Ulusal grup teknik heyeti, en gerçek ve verimli biçimde takım oluşturmak için kulüp teknik yöneticileriyle istişarede bulunmalıdır.”
SEMİNERLER DÜZENLENMELİ
“Türkiye Futbol Federasyonu, futbol ailesi ortasında düzenlediği seminerleri, kulüplerin ilgili yöneticilerini de kapsayacak biçimde bilgilendirici ve iştirakçi hale getirmeli. Türkiye’deki teknik yöneticilerin büyük kısmının, futbolu ve futbolcuyu geliştirecek prosedürlere odaklanmak yerine, kendi mesleklerine öncelik verdiklerini biliyoruz. Bunun yerine futbol kalitesi ve futbolcunun gelişmesine odaklanmaları hem sportif başarıyı getirecek birebir vakitte onların mesleğine olumlu yansıyacak.”
ÖZKAYNAK KAZANDIRIR
“Spor kulübü yöneticileri sürdürülebilir muvaffakiyet için altyapı yatırımlarına odaklanmalı. Altyapı yatırımları kulübe futbolcuyu özkaynak olarak kazandırır, bu sayede borçluluk azalır ve yerli futbolcu kazandırılır. Futbolda ileri ülkelerin, -Almanya gibi- muvaffakiyetlerinin temelinde bu strateji yatıyor.”